Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Aralık '06

 
Kategori
Sinema
 

İlk Aşk

İlk Aşk
 

Anlayacağınız üzere cumartesi gününü çok güzel bir türk filmi izleyerek geçirdim.. uzun zamandır iş yoğunluğundan ne sinemaya gidebiliyordum,ne de başka bir yere... dün de off yeter artık diyerek attık kendimizi dışarı, önce cafe, sonra sinema, sonra canlı müzik çalınan bir arkadaşın barına gittik...

Eski türk filmleri tadında ama biraz daha gerçekçi,aşk dolu, aşkın imkanı ya da imkansızlığı üzerine kurulmuş çok güzel bir filmdi İLK AŞK.. çok sevimli, neşeli aile muhabbetlerinin yanısıra, ciddi üzüntülerin,acıların da yaşandığı, aslında hepimizin içinde olduğu hayatın ta kendisi..

Özellikle Foçayı görmek filmde anılarımı tazeledi yine.. çok güzel bir bahar zamanı o harika , şirin kasabada çok huzurlu 2 gün geçirmiştim.. ne kadar değerli bir zaman dilimi olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum.. insan o yaşlarında pek bilmiyor zamanın kıymetini, şimdi yaşadığım her saniyeme değer veriyorum.. 2 saat bile olsa oralarda olsam keşke diyorum içimden.. o kadar bunaltıyorki insanı gündelik yaşam çoğu zaman..

Neyse bırakalım kendi hikayemizi de filme geri dönelim film yukarıda da konusunu okuduğunuz ve adından da anlaşılabileceği gibi İLK AŞKlar üzerine kurulmuş.. ilk aşkların belki de ulaşılamadıkları için insanın içinden silemediği bir duygu olduğu, kavuşamamanın aşkı daha da büyüttüğü teması üzerine. sadece 3 kuşaktan sonuncusu kavuşabiliyor aşkına filmde(ayyy söyledim filmin sonunu ya...özür)aşk gerçekten ulaşılamadığında mı artar,ulaşıldığında biter mi aşk ?siz ne düşünürsünüz bilmiyorum ama, ben katılmıyorum bu fikre.. tamam kendi sebepleri haricinde istemeden zorunlu bir ayrılıksa bu insanın içinde büyük yer ediyor ve aşk büyüdükçe büyüyor,efsaneleşiyor insanın yüreğinde.. çünkü kendi dışında gerçekleşen bir ayrılık olmuştur bu, ve her zaman bir acaba ile yaşar insan içinde.. acaba yanımda olsaydı daha mutlu olurmuydum gibi.. ama her aşk da kavuşulduğunda bitmiyor bence.. tamam belki eskisi gibi olmuyor o yoğunluk ama birbirine aşık , birbirine saygılı iki insanın birbirlerine bakışı yıllar geçse de değişmiyor bazen.. olmayan bir şey değil yani bu da.. aşk zaten beyinde başlar, beyinde biter gibi(çok mu romantizmden uzak realizme yakın bir düşünce mi oldu bu , böyle ama kanıtlanmış bu..)

Ben aşk da ,ilişkilerde en önemli şeyin birbirine saygı olduğuna inananlardanım..çok baskı kurmadan kişilikler üzerinde , iki insanın arkadaş, dost,ve aynı anda sevgili olabildikleri ilişki en mükemmel ilişkidir bence.. ve de tabiki hayata bakış açısı, amaçların birliği de önemli .. birbirinden çok farklı bakış açısı olan insanların bir arada olması, sırf aşkın hatırına bile olsa pek mutlu etmiyor insanları.. offf karışık işler bunlar, kim çıkabilmişmi bu aşkın içinden ben çıkayım şimdi.

Filmden çıkardığım ana düşünce şudur sonuç olarak:: AŞK GELDİĞİNDE YAŞANMALIDIR.. SONRA AH EDİP VAH EDİP İNLEMEK PEK BİR İŞE YARAMAMAKTIR. .VE AŞKA KİM NE DERSE DESİN , KİM KARŞINIZA DİKİLİRSE DİKİLSİN ARKASINDA DURUP SAHİP ÇIKILMALIDIR (TABİKİ KARŞILIKLIYSA).. AKSİ TAKDİRDE SONRA ÇOK GEÇ OLACAKTIR HER ŞEY İÇİN... falan filan gibi..

bu filmi de gidilecekler listesine ekleyin gönül rahatlığıyla.. güzeldi. .çetin tekindor yine bakışlarıyla gözlerinizde küçük damlacıklar oluşmasına sebep olabiliyor.. bilginize.

 
Toplam blog
: 285
: 1333
Kayıt tarihi
: 09.12.06
 
 

Zonguldak doğumluyum. AÖF Mezunu olup, üç çocuk annesiyim. İki de torunum var. Şiir, doğa yürüyüş..