- Kategori
- Deneme
İlk blogum!
Merhabalar,
İnsan ne garip varlık değil mi?
Sürekli bir şeyler üretmek, ürettiği bu şeyleri de insanlara göstermek, onların görüşüne sunmak istiyor.
Bunu belki de bilmediği bir dürtüyle, bir genle yapıyor.
Hangimizde yoktur ki bu duygu. Kuşkusuz buna hepimiz sahibiz.
Sadece bazılarımız daha ciddiye alır ve emek harcarlar.
İşte bloglar da bu işlevi görüyorlar şu zamanda.
Paylaşmak istiyorsunuz. Tutamıyorsunuz kendinizi.
Düşünceleriniz zihninizin dehlizlerinde kaybolmasın, hayalleriniz kuru bir tebessümle silinmesin, rüyalarınız o bilinmezlik âleminde eriyip gitmesin, fikirleriniz uzaklaşan bir ampul ışığı gibi sönüp yitmesin diye, yani ziyan olmayasınız diye kendinizi insanlarla paylaşmak istiyorsunuz.
Buna engel olamıyorsunuz. Dayanılmaz istiyorsunuz çünkü.
Bunu çekici kılan yazmanın o karşı konulmaz hazzı mı yoksa takdir edilme egosu mu bilmiyorum ama istiyorsunuz işte.
Sebebini çok da karıştırmaya gerek yok. Neticede alanın ve satanın memnun olduğu bir alışveriş oluyor.
İşte ben de bu ilkel(doğal) yanıma yenik düşerek aldım kalemi yine elime.
Dostoyevski ustamızın da dediği gibi "Yeraltından Notlar" adlı şaheserinde: “…Dayanamadığı için yazmaya devam etmişti...”
Bu Uyumsuz da dayanamayınca bazen sizden dayanmanızı rica edeceği sıkıcı yazılar yazacak.
Şimdiden cüreti affola!