Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Şubat '08

 
Kategori
Dans
 

İlk canlı dans performansım...

İlk canlı dans performansım...
 

İşte Carousel sahnesinde dans ederken çekilmiş bir fotoğrafım...


17 KASIM 2007 CUMARTESİ: Bugün benim için çok önemli bir gündü. Çünkü hem Carousel’de Michael Jackson CD arşivimin “Michael Jackson İstanbul’da” adlı sergide nasıl sergilendiğini görecektim, hem de dans gösterisinde sahne alan dansçılardan biri olacaktım. Önce aşkıma çiçek aldım, sonra o gelene kadar Teknosa’da sonunda hediye çeklerimizi kullanabildim ve Fly marka 1 GB’lık flash diskim bozulduğu için hediye çeklerini birleştirerek 2 GB’lık Toshiba marka flash disk aldım. Sonra aşkımla buluştum, çiçeklere çok sevindi. Minibüslerin hepsi doluydu, biz de yürümeyi tercih ettik. Ve Carousel’e geldik.

Perşembe akşamı serginin hazırlığında bulunmuştum ama Cuma günü işten dolayı gidememiştim, çünkü yayın geç bitmişti. Fakat bugün gittim ve gerçekten çok güzel şeyler yaşadım. Tatlı heyecanlar yaşadım. Öncelikle tüm Michael Jackson CD'lerim ve bayrağım görücüye çıktı, birçok insan CD'lerimi gördü.. Biz sanki sergiye gelen turistmiş gibi ziyaretçi triplerine girip sergiyi misafir gibi dolaşınca Engin “Öyle olmaz, sen de serginin başında duracaksın” dedi. Fakat birkaç ziyaretçiyi kaçırdım "Bunlar satılık değil, özellikle de CD'ler çünkü CD'lerin hemen hemen hepsi benim" diyerek. Sonra da misafirlerle ilgilenemeyeceğimi, duygusal davrandığımı anlayarak geri çekildim, ortalığı Engin ve Davut'a bıraktım.

Günün en renkli anlarından birisi de epey kilolu bir adamın dans etmek istemesiydi. Cüssesi nedeniyle hiçbirimiz dans etmesini istemiyorduk, hatta Enginler dans etmesin diye Invincible albümünden slow şarkılar koyuyorlardı ama Privacy çıkınca öyle bir dans etti ki hepimizi şaşırttı. Hiç beklemiyorduk ondan... Sanki Ghosts'da dans eden şişman Michael Jackson gibiydi. Hatta saat 17'de dans showu yapacaklar arasında olduğum halde bunu yapacağımdan emin değildim, çünkü hayatımda hiç sahneye çıkıp dans etmemiştim. Şu ana kadar tek yaptığım evde klipler yapmak veya herkesin dans ettiği partilerde falan dans etmekti. Az kalsın vazgeçecektim ama o adamın kendine özgüveni beni kendime getirdi ve ben de bir ilk yaşadım.

Zaten dans etmeseydim içimde kalabilirdi, çünkü Carousel ilk açıldığından beri (hani ortaokuldayken evde klipler yaptığım zamanlardan beri yani ) o sahneyi ne zaman görsem "Burda ne güzel MJ gibi dans edilebilir" diye düşünüyordum. En çok merak ettiğim şeylerden birisi de sözlümün tepkisiydi. Kendisi yabancı müzik bile dinlemiyordu ya beğenecekti ya da "sevgilim de amma çatlakmış" diye düşünecekti. Fakat öyle olmadı ve bana olan hayranlığının arttığını, çok beğendiğini, hiç beklemediğini, Michael Jackson'a önceden önyargılı davrandığını ama artık neden onu sevdiğimi anladığını ve kendisinin de keyif aldığını söyledi. Sahneye çok yakıştığımı söyledi. Öyle destek oldu ki kameraya bile çekti. O da birinci olarak Erkal'ın dansını beğenmiş, ikinci olarak Burak'ın dansını beğenmiş ama sahneyi en iyi ben doldurmuşum.

Gerçekten çok heyecanlandım. Sahneye çıktığım sırada stresten insanların yüzlerini göremiyordum ama benden önce iki kişi daha çıktığı için yüzlerce insanın her kattaki balkonlarda, merdivenlerde durarak beni pür dikkat izlediklerini biliyordum. Eğer uzun süre verilseydi bizlere, yaklaşık 10 dakikalık “MJ Megaremix – TST Megamix 1” adlı, Billboard dergisi tarafından da 2006 yılının en iyi YouTube kliplerinden biri seçilen videomun önünde dans edecektim, fakat her iki saatte bir sadece 15 dakika verildiği için ve her 15 dakika üç kişiye ayrıldığı için yaklaşık 5 dakikalık, altında Prodigy’nin “The Way It Is” şarkısından sample’lar da içeren, “The Way You Make Me Feel” ile başlayıp “Superfly Sister” ile biten, aslında daha kısa olduğu halde içinde “TST Megamix 1”den daha fazla şarkı barındıran“TST Megamix 2” adlı klibimin önünde dans ettim. İlk çıktığımda Michael Jackson’ın konserlerinin başındaki gibi heykel misali durdum ama öyle kaskatı olmuştum ki, heyecandan hiçbir hareket yapamayacağımı, öyle kalacağımı sandım ama öyle olmadı. Kendimi Burger King’de milk shake molası verdiğimizde dijital kameramdan izlediğimde hem fena olmadığımı gördüm, hem de alkışlandığımı fark ettim. Kuruntu mu yaptım nedir, performansım bittiğinde beni sadece arkadaşlar alkışlamış gibi gelmişti. Meğersem seyirciler de alkışlamışlar. Hatta biri “Ha ha ha çok iyi yaa!” demiş, onu kameradan duydum. Olumlu görüşler aldığımı öyle fark ettim zaten. Bir başkası da diğerine “Şuradaki figürü gördün mü?” diyordu mesela. Millet birbirini çağırıyordu. Kim bilir kameraya uzak olanlardan ne gibi yorumlar gelmiştir?
Bu arada Hüseyin olsaydı kesin dans ederdi ama kendisi askerde olduğu için sergi organizasyonundan mahrum kaldı. Kesin arşivini de getirirdi. Ben de onu düşünerek ona yaptığım "Smooth Criminal Remix" klibini barkovizyondan seyrettirdim.

İnsanların sergiye olan tepkilerine gelince… Herkesin çok ilgisini çekti. Hiç aklımıza gelmeyen insanlar MJ Fan çıktı. Mesela türbanlı bir kadın Michael Jackson hayranıymış. Sonra gençliğinde Michael Jackson’ın en parlak döneminde ona hayran olan orta yaşlı insanlar vardı. 1993 yılında Michael’ın İstanbul konserine giden gençlerin hepsinin yaşı o kadar geçmiş ki koskoca çoluk çocukları vardı. Minik çocuklar da MJ gibi dans etmeye çalışıyorlardı, çok komiklerdi. Onları görünce 6 yaşıma gittim. Ben de onlar gibiyken MJ gibi dans etmeye çalışırken salondaki vitrinin kafesini kırmıştım :D Bir adamın “Michael Jackson gerçekten on numara adam” tarzı şeyler dediğini duydum, çok gururlandım. Engin de o laflardan sonra bana “Bir adam gelip Michael Jackson’ın çocukluğundaki şarkıları çok merak ettiğini söyledi, ben de senin CD’lerinden Ben’i dinlettim. Adam Michael’a olan saygısının daha çok arttığını söyleyince çok sevindim” diye sergi anılarından bir tanesini anlattı.

 
Toplam blog
: 55
: 5967
Kayıt tarihi
: 12.06.07
 
 

1981 doğumlu bir Uluslar arası İlişkiler mezunuyum. 4 yıl televizyonculuk yaptıktan sonra trafik ..