Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Temmuz '08

 
Kategori
Anılar
 

İlk gençlik yılları ve bir hayal kırıklığı...

İlk gençlik yılları ve bir hayal kırıklığı...
 

Geçenlerde sevgili Neşe EVRİM'in yazmış olduğu http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=121931 "Sevme Sanatı" isimli yazısını yorumlarken birden aklıma geldi. Kahkahayı koyuverdim. Evdekiler tuhaf tuhaf yüzüme baktılar. Ne oluyor? diye. Renk vermedim.

Aklıma gelenleri yorumun içine sıkıştırmaya kalksam sığmayacak, kısaltsam yazık olacak. İyisimi yazma hakkımı kullanayım dedim.

1970'li yılların ortaları. Halen oturduğum semt olan Yeniköy'de bir yazlık bir de kışlık sinemanın var olduğu yıllar. Olay yazlık sinemada geçiyor. Hani o ahşap iskemlelerin yanyana dizildikten sonra arkalarından uzunca bir tahtaya çivilenerek birbirlerine tutturulduğu, seyyar satıcıların alaska, frigo dondurma, çamlıca gazoz, meysu diye bağırdıkları, sıcak yaz gecelerinde insanların bir araya gelip eğlendikleri, üstü tamamen gökyüzü manzaralı küçük ama sevimli mekânlar.

16 veya 17 yaşlarındayım. Bir kaç arkadaş buluşup Ferdi TAYFUR'un "Son Sabah" adlı filmini izleyeceğiz. O sıralar kapalı gişe oynayan filmin Yeniköy Yazlık Sinema'sındaki ilk gösterimi. Sinema tıklım tıklım. Yeniköylü olmanın avantajını kullanarak bir kaç genç kızın oturduğu yerin tam arkasındaki yerlerimize kuruluyoruz. Kuruluyoruz eksik bir kelime oldu adeta mevzileniyoruz. Amaç hem film izlemek hem de kızlarla arkadaşlık kurmak.

Neyse film başladı kızlar pür dikkat biraz da sulu gözlerle filmi izliyorlar. Bizlerden gelen dokundurmalara falan gayet duyarsızlar. Hamlelerimiz hep akıntıya kürek. Biz yokmuşuz gibi davranıyorlar. Bu arada filmin final sahnesine geliyoruz Ferdi TAYFUR vuruluyor, kanlar içinde can vermek üzere, fonda ise:

"Biliyorum bu son sabah seni benden ayıracak"

İsimli parça ortalığa hepten gözyaşı gölüne çeviriyor. Kızların ağlaması ayyuka çıkmış durumda, artık dayanamıyorum hemen önümdeki kıza hafif eğilerek şefkatli bir ses tonuyla soruyorum:

-Neden bu kadar çok ağlıyorsunuz?

Nihayetinde ilk yanıtımı alıyorum:

-Görmüyormusun? Ferdi TAYFUR'u vurdular!

İlk yanıtımı almış olmanın umudu ile devam ediyorum:

-Olsun Ferdi öldüyse ben varım!

Bunun üzerine kızın aniden arkaya dönüp elindeki Çamlıca gazozunu kafama boca etmesi, sinema perdesinde "SON" yazısı aynı ana denk geliyordu.

Yazlık sinema boşalırken kızın sesi uzaklardan hâlâ duyuluyordu:

-Ben seni ne yapacağım be! Ben Ferdi TAYFUR'a ağlıyorum!

Ben de ise "sevme sanatı"nın ilk girişimlerinden biri biri hayal kırıklığı ile sonuçlanıyordu.

***

Not: Yeniköy semtinde bulunan kışlık sinema şu anda Çamaşır Yıkama Fabrikası, yazlık sinema ise Camii olarak hizmet veriyor.

31.Temmuz.2008/Perşembe 14.44

 
Toplam blog
: 262
: 1569
Kayıt tarihi
: 27.09.07
 
 

Anadolu'nun doğusunda sonradan ismi değiştirilen köylerden birinde zemheri zamanına denk gelen bi..