- Kategori
- Doğum Hikayeleri
İLK NEFES
14 yaşında bir çocuk gözyaşları içinde...
Babası tarafından kendisinden on yaş büyük biriyle zorla evlendirilmiş.
15 yaşında ilk çocuğunu dünyaya getirmiş. Nur topu gibi bir kız çocuğu olmalı ki adını NURDAN koymuş. 8 ay yaşamış Nurdan... Beşiğinde nefessiz kalmış ve bu dünyadan göçüp meleklerin yanına gitmiş.
14 yaşındaki çocuk acı çekiyor gözyaşları içinde...
15 yaşındaki kadın eşinin mesleğinden dolayı gurbetteymiş. Çocuğunun acısını henüz atlatamayan anne uzaktan bir haber almış. Annesi vefat etmiş. Çok üzülmüş ve çok da öfkeliymiş. Çünkü annesi öleli bir hafta olmuş ve geç haber vermişler. Son kez yüzünü bile görememiş.
14 yaşındaki çocuk acı çekiyor gözyaşları içinde...
16 yaşlarında tekrar hamile kalmış. İçeride büyümeye çalışan minik yavaş yavaş bir şeyler hissetmeye başlamış. Sanki dışarıda ne oluyorsa içeride de aynı şey oluyormuş!
Dışarıda yükselen sesler duyduğunda ne olduğunu anlamayan minik korkuyla kıvrılıyormuş. O bağırmalardan sonra bazen sağa sola savruluyormuş çünkü baba, anneyi dövüyormuş. Ardından da farklı bir ses duyuyormuş, hıçkıra hıçkıra ağlayan bir ses... En çok da bu sesi duyuyormuş, anne sürekli ağlıyormuş. Bazen evde kimse yok iken bazen de baba eve geldiğinde... Bazen sessiz sessiz bazen hıçkıra hıçkıra...
O minik rahme düştüğü andan beri hissettiği sadece gözyaşlarıyla beraber gelen acıymış. Artık o da ağlama sesi duydukça ağlamaya başlamış. Bir süre sonra da nefes almakta zorlanmaya başlamış. Eli kolu bağlı içeride kalmaya karar vermiş. Çünkü anne her acı çektiğinde o da acı içinde kıvranıyormuş.
İçi ağlayan anne tüm o acılara rağmen yine de kolay ve gülerek bir doğum yapmış. Oysa yaşanan tüm o acılardan habersiz minik, annenin gözyaşlarının nedenini bilemese de dünyaya aslında gelmek istememiş. Ve büyüdükçe içeride nefes almak gittikçe güçleşiyormuş. Ta ki nefessiz kalıp içeride kendini öldürmek isterken son hamleyle kendini dışarı atana kadar...
O kadar çok korkmuş ki bildiği şeyi yapmış. Hem de tüm sesiyle… Bağıra bağıra ağlamış. Gözlerini açtığında kırmızı bir leğen, bir oturak, ağlayan anne ve onu dışarı çıkaran kadın varmış.
O minik dünyaya doğmuş. Bir nefes için... Sadece bir nefes... Nefes alabilmek için...
14 yaşındaki çocuk hep ağlamış ta ki ölene kadar...
O minik kocaman biri olmuş. Gözyaşları hiç kurumamış. Hala içi acı ile gözleri ise yaşla doluymuş. Çünkü anneciğinin gözyaşları kendi gözyaşlarıyla birleşiyormuş.
Teşekkürler anneciğim her şeye rağmen bana hayat verdiğin için…