- Kategori
- Öykü
İlk nefese yolculuk
ışıl ışıl Eskişehir
Bahçede doğum günü partisi vardı. Arkadaşları ile pastasını kesip, hediyelerini açarken içinden “ bir sonraki doğum günümde, doğduğum saatte doğduğum yerde olmalıyım” diye geçirdi içinden.
Sonraki doğum gününden 2 gün önce bir trendeydi. Yanında, O’nu doğuran ve tek çocukluk lüksünden vazgeçip “kardeş istiyorum” diye tutturarak doğumuna vesile olan vardı.
Trenin penceresinden akarken manzara, kalbi küt küt atarak heyecanını dile getiriyordu. Kondüktörün sesiyle içinde bulunduğu halden çıktı. “Son durak” diyordu “Eskişehir”. Herkesin duyduğu bu anonsa, sadece O’nun duyduğu bir ses eklendi “hoşgeldin”.
Şehrin adı her ne kadar eskiyi içerse de yepyeni bir yerdi O’nun için. Sadece kısa bir süre soluduğu bu toprağın havasına bunca yıl sonra, tekrar kavuşmuştu.
Taksiyle otele giderken, bu şimdiden içinin ısındığı şehrin adını düşününce, aslında en eskiyi hatırlamaya geldiğini anladı. Cıvıl cıvıl sokakları, yemyeşil ağaçları ve Porsuğun temiz sularıyla, doğduğu şehir, O’na tanıdık gelmeye başlamıştı bile...
Çimen Erengezgin