Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Kasım '11

 
Kategori
Öğretmenler Günü
 

İlk Öğretmen

İlk Öğretmen
 

“Yeryüzünde öğretmenlikten daha şerefli bir meslek tanımıyorum.”(Diyojen)

 

Bütün öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü’nü kutluyorum, saygıyla ellerinden öpüyorum.

Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın şiirindeki gibi öğretmeni her çocuğun temeline bir taş koyar; onu sağlamlaştırır. Ben yazımda bu taşlardan birini ilk yerleştiren önemli birinden söz etmek istiyorum. Çocuğun ilk öğretmeninden; annelerden… Mesleği öğretmenlik olan anneler ise ne güzel ki, kendi çocuğunun yanı sıra geleceği emanet aldığımız birçok çocuğu eğitir, sağlam temeller üzerinde kişiliğini geliştirmesine vesile olurlar.

Anne ve çocuğu arasındaki ilk yaşam köprüsü plesentadır; anne bebeğini bu yolla besler. Doğduktan sonra da sütüyle onu doyurur. Anne, çocuğunu bedensel yönden beslediği gibi, ruhsal açıdan eğitmekle de yükümlüdür. Eğitimde ilk aşama ailedir ancak bu süreçte çocuk babadan çok annesiyle bir aradadır.

Anne Eğitimli Olmalı

İlk öğretmen olan anneye oldukça önemli görevler düşer. Gelecek nesillerin iyi yetişmesi, kendini yetiştirmiş annelerle mümkündür. Vicdan sahibi her anne, bilimsel konularda da kendini geliştirmelidir. Çünkü evrendeki yaratılışı açıklamanın yolu bilimdir. Anneler, kişiliklerini, davranışlarını, konuşma biçimlerini üstün ahlaka yakışır bir hale getirmeye gayret ettikleri kadar, bilime dair konularda da kendilerini eğitmelidirler. Donanımlı olmaları, çocuklarına verecekleri eğitimde onlara yardımcı olacaktır.

Anne, her konuda bilgi birikimine sahip olmanın yanı sıra kişiliği ve karakter özellikleriyle de güzel ahlakı yaşayan biri olarak, çocuğu için örnek bir model olmalıdır.

Çocuk, çevresinde gördüğü her şeyin, içtiği suyun, yediği sebze - meyvenin, gözlerinin, kulaklarının, kalbinin nasıl var olduğu ve bunların yaratılışı konularında düşünmeye yönlendirilmelidir. Evreni saran mucizevi güzellikler üzerinde bilgi sahibi olması, çocuğun gerçekleri fark etmesini sağlar. Çevresinde gördüğü yaratılış delilleri vesilesiyle bu muhteşem düzenin bir Yaratıcısı olduğu gerçeğine ulaşabilir.

Bilimsel birçok araştırma sonucu göstermiştir ki insanın yaratılışı inanç üzerinedir. İnsanın yaratılışına aykırı olan felsefe ve sistemler ise, insana hep acı, sıkıntı ve bunalım getirir. İman ile insan ruhu arasındaki özel ilişki konusunda yapılan bir bilimsel araştırma sonucuna göre, inanan gençlerin inanmayan gençliğe oranla daha mutlu oldukları ortaya çıkmıştır. Associated Press bu araştırmayı 24 Ağustos 2007 tarihinde, “Birçok çocuk için inanç mutluluğun anahtarıdır”  başlığı ile dünyaya duyurmuştur.

Harvard Üniversitesi’nden Dr. Herbert Benson’ın dini inanç ile bedensel sağlık arasındaki ilişkiyi inceleyen kapsamlı araştırmaları da, bu konuda dikkat çekici sonuçlar vermiştir. Benson, seküler biridir ancak Allah inancının ve ibadetlerin insan sağlığı üzerinde başka hiçbir şeyle kıyaslanamayacak derecede olumlu bir etki meydana getirdiği sonucuna varmıştır. Benson’ın vardığı sonuç, kendi ifadesiyle, insan bedeninin ve zihninin “Allah’a iman etmeye göre ayarlı” olduğudur. (Rod R. Seeley, Trent D. Stephens, Philip Tate, Essentials of Anatomy & Physiology, 2. baskı)

Çocuk inançlı yetiştirilirse karakteri sağlam olacaktır. Tek güç sahibinin Allah olduğunun bilincinde olmayan çocuk, yaşamı süresince insanlardan korkacak, insanlara hoş görünmeye çalışacak, onlardan yardım umacaktır. İnançlı yetiştirilen çocuk, yaşı küçük de olsa, olgun bir akla ve ahlaka sahip olur.

Samimi inancın yaşandığı evlerde anne babasına, çevresine, vatanına ve milletine sevgi ve saygıyla bağlı gençler yetişir.

 
Toplam blog
: 727
: 972
Kayıt tarihi
: 09.02.10
 
 

Ekonomi okudum. 5 yıldır haber siteleri, portal ve dergilerde yayınlanan yazılarımı ve inandıklar..