Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Mart '17

 
Kategori
İnançlar
 

İlk Türk Nahçıvan’da doğdu, Nahçıvan Türk Yurdu oldu

İlk Türk Nahçıvan’da doğdu, Nahçıvan Türk Yurdu oldu
 

Nahçıvan Özerk Cumhuriyyeti'nde bulunan Elince kalesi


Türk Dünyası’nın Ata Yurdu Nahçıvan

Evet, yanlış duymadınız. Bugün Dünya’da sayı 300 milyona varan Yüce Türk Milleti’nin ilk üyesi Türkiye’nin ta sınırında bulunan Nahçıvan’da doğdu. Doğal olarak buradan Anadolu’ya da vardı, daha sonra büyük bir kısmı çeşitli sebeplerle Orta Asya’ya göç ettiler. Yıllar sonra Ata Yurdu’na geridönüş başladı ve şu an soyu Nahçıvan’da bulunan Selçuklu hükmdarı Alparsla’nın orduları Malazgirt Savaşı’yla Anadolu’nun kapılarını tekrar Türk Milleti’ne açtı. Yani Türklerin Anadoluya dönüşü göç değil, sadece Vatan’a dönüştür....

 

Peki,  ilk Türk’ün Nahçıvan’da doğduğuna dair tarihi kanıt varmı. Herkes biliyor; uzak geçmişe dair tarihi kanıtlar bulmak çok zor. Ama Dünya Tufanı veya Nuh Peygamber olayı  ile ilgili bu gün Nahçıvan’da halk arasında bulunan pek çok  efsanelerde, rivayetlerde bu olaya değiniliyor.

 

Mesela, Azerbaycan Milli İlimler Akademisi Nahçıvan Bölümü çalışanı, filoloji üzre felsefe doktoru Ekrem Hüseyinzade bir zamanlar Nahçıvan’da Nevruz Bayramında yapılan “Nuhtaban” veya “Hazaranpir” törenini araştırmış ve çok ilgiç sonuçlara varmış. Önce törenle ilgili rivayeti anlatan Ekrem Hüseyinzade şöyle konuşmuş: “Böyle rivayet olunur ki, Nuh Peygamber’in ömrünün son zamanlarında oğlu Yafes ondan bir ricada bulunmuş. Demişki “Değerli babam, Senden sonra bu ülkeyi korumak için bana bir hikmet ver”. Nuh Peygamber düşüncelere dalmış. Birkaç gün sonra Peygamber yerden bir taş levha almış  ve levhanın üzerine “Türk” kelimesini yazarak Yaf?s’e vermiş.

 

Yafes bu hikmetin sırrını sorunca Nuh Peygamber şöyle demiş; “Evladım, bu ismi Tanrı bana vahyetti ve dedi ki ben Yafes’e bir oğul vereceğim, adını da ben koyacağım. Onun adı Türk olacak. Türk sadece senin ülkeni değil, tüm Dünya’yı zülümden, esaretten kurtaracak, Dünya’yı cehalet ve nadanlıktan kurtaracak, insanlığa saadet yolunu gösterecek ve Dünya’yı aydınlatacaktır”.

 

Zaman geçmiş, Yafes’in oğlu dünyaya gelmiş. Ona güzellik, yiğitlik anlamlarını ifade eden Türk adı konulmuş. Böylece, bugün sayısı milyonları bulan Türk milletinin ilk temsilçisi Anadolu’nun ta başucunda, Azerbaycan Türk toprağında - Nahçıvan’da doğmuş. Yafes’in hep iftihar ettiği oğlu Türk edebiyatımızda “Ebu-Türk” adıyla adlandırılmış.

 

Türk büyümüş, büyüdükçe güçlenmiş. Bir zaman sonra Türk’ün oğlu dünyaya gelmiş ve onuna adı Elince olmuş. Bu isimle ilgili muhteşem kale - Elince kalesi bugünde Nahçıvan’da bulunuyor. Elince kalesi neresi biliyor musunuz?  Dünyayı diz çöktüren Timur’un 14 sene yenemediği kale, dillere destan olan kale...

 

 Söylenenlere göre, Nuh Peygamber’in “Türk” adı yazdığı bu kutsal taş levha birzamanlar Elince kalesinde bulunuyormuş.

 

Araştırmacı Latif Hüseyinzade Nevruz ile ilgili bugün Nahçıvan’da artık unutulmuş bayram geleneği ile ilgili şöyle diyormuş: “Her yıl mart ayının başlarında, bayram arefesinde üç gün devam eden tören yapılıyormuş. Öncelikle Elince kalesinde saklanan ve üzerinde Türk yazılı taş levha Nuh Peygamber’in Nahçıvan’da bulunan mezarına getirilirmiş. Tören taş levhanın Nuh’un mezarı üzerine konulması ile başlarmış. İşte bu tören “Nuhtaban” veya “Hazaranpir” olarak bilinirmiş. “Nuhtaban” Nuh’un mezarına işaret olarak “Işık saçan” demek. Törenin “Hazaranpir” adlandırlması da önemli bir semantik anlama sahip. “Hezar” bin rakamını ifade ediyor. “Hezaran” minler anlamında kullanılıyormuş. “Hezaran” - yani “bin yaşlıların bin yaşlısı” demektir. “Pir” ise “ihtiyar”, “mürşit”, “rehber”, “peygamber” anlamlarında kullanılmaktadır. Hezaranpir denilince, yaşlıların bin yaşlısı, ihtiyar Nuh Peygamber kastedilmiş”.

 

Mart ayının ilk günlerinde Nahçıvan şehrinde bulunan Nuh Peygamberin makberesinin önünde “bin yaşlıların bin yaşlısı” töreni yapılıyormuş . Şehrin saygın isimlerinden, han ve beylerden, hocalardan ve aydınlardan oluşan bir heyet Elince kalesi eteğindeki Şeyh Neimi’nin türbesi yanındaki camiide bulunan Türk yazılmış taş lövhesini getirmek için gederlermiş.

 

Naxçıvan’dan Elince’ye giden heyet oradaki caminin ruhanileri ile beraber o kutsal taş levhayı Nuh Peygamber’in mezarı bulunan türbeye - Nuhtaban’a getirermişler. Bu kutsal taşı görmek, ona dokunmak için insanlar yollara toplanarmış.

 

Heyet Nuhtaban’a dahil olduğu zaman sevinç sesleri tüm çevre köylere de yayılıyormuş. Elince’den gelen heyetin başkanı bu kutsal taşı Nuhtaban’da, mezarın üzerine koyarmış. Bu tören sırasında şenlikler yapılıyormuş . Buraya ziyarete gelenler kurbanlar keser, ihsanlar, ziyafetler verermişler. Bu ziyafet, törene “Şölen”  denirmiş.

 

Nuhtaban törenlerinde bayatı da söylenirmiş. Bu bayatılardan biri şöyle;

 

Ezizim ozan ağlar,

Taşları yazan ağlar,

Burda Nuhum ölübdür,

Kabrini kazan ağlar.

 

Çar Rusyası iki asır önce Nahçıvan’ı işgal etdikden sonra bu törenlere son verilmiş. O zamanlar Nuh’un mezarı da yıkılmış, o kutsal taş levha da yok olmiş veya yok edilmiş.

 

Bugün Nuh Peygamber’in mezarüstü türbesi Azerbaycan Devleti tarafından yeniden restore edilmiş. Bugün bu türbe yüzlerce insanın ziyaret yerine dönüşmüş. Bu yıl 18 Mart’dan başlayarak Nuh Peygamber’in mezarüstü türbesinin yanında bulunan ve Nahçıvan kentinin 5 bin yıllık antik tarihine tanıklık yapan Nahçıvankale’de Nevruz Bayramı dolayısıyla bayram şenliklerine start verilmiş. Nevruz şenliklerinin tarihi minilliklerle ölçülen bu kalede yapılması milli örf ve adetlerimize, şerefli tarihimize verilen önemin değerli örneğidir.

 
Toplam blog
: 43
: 1372
Kayıt tarihi
: 18.06.10
 
 

M.Ü. İletişim Fakültesi 1997 mezunuyum. Şu anda Azerbaycan'a bağlı Nahçıvan Özerk Cumhuriyyeti'nd..