Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Şubat '07

 
Kategori
Otomotiv
 

İlk yerli otomobil; Devrim

İlk yerli otomobil; Devrim
 

“Memleketimize has bir binek otomobil motoru imali ve örnek olarak da bir yerli otomobil numunesinin vücut bulmasını müteakip, diğer memleketlerin en iyi evsaftaki otomobilleriyle mukayesesinin yapılarak hatalarının da tesbiti suretiyle bu otomobilin zamanla tekamül ettirilmesi mevzuunun ivedilikle tetkiki...”

27 Mayıs 1960’ta başa geçen askeri yönetimin yaklaşık bir yıl sonra Ulaştırma Bakanlığına yazdığı “çok gizli” damgasını taşıyan bu yazıda, otomobilin Cumhuriyet Bayramı törenlerine yetiştirilmesi de emrediliyordu.

Bakanlığa yazı ulaşır ulaşmaz ilgili birimler hemen harekete geçirilir. Çalışmalar için Devlet Demiryollarının Eskişehir atölyesi uygun görülerek bu kurumun 23 mühendisi de bu iş için görevlendirilir. 16 Haziran 1961 günü ilk toplantı yapıldığında, verilen hedefe 4, 5 aydan da az bir süre kalmıştır. Buna karşın, ekip büyük bir inanç ve kararlılıkla işe koyulur.

Yapılan bu toplantıda, ilk Türk otomobili Devrim’in 1000 – 1100 kilo ağırlıkta, dört zamanlı, dört silindirli ve 50 – 60 beygir motora sahip olması kararlaştırılır. 50 beygir gücündeki motorun dakikada 3600 devir yapması öngörülür. 3 ileri, bir geri olmak üzere direksiyondan komuta edilen bir vites düzenine karar verilir. Otomobilin tavanı, motor kapağı, kapılar, çamurluklar, bagaj kapağının da sactan üretilmesi planlanır. Ancak ellerinde sacı bükecek büyük bir pres yoktur. Bunun üzerine bahçede betondan kalıplar dökülür, otomobilin tavan sacı beton kalıbın üstüne konulup yukarı doğru itilerek bombeli tavan üretilir. Devrim’in motor bloğu da Sivas Demiryolu Fabrikasında dökülüp, Ankara Demiryolu Fabrikasında işlenir. Şanzımanlar, Ankara Fabrikasında tümüyle yerli olarak yapılır.

Geceli gündüzlü çalışmanın ardından 3 adet Devrim otomobili, 28 Ekim akşamı çalışır durumda törenlere götürülmek için hazır hale getirilir. 129 gün süren yoğun temponun sonrasında ortaya çıkan Devrim otomobillerinin adedi dönemin rakamlarıyla 1.400.000 TL'ye mal olur. Bu otomobillerin elektrik donanımı, diferansiyel dişlileri, kardan istavrozları ve motor yatakları ile cam ve tekerlek lastikleri dışında tüm parçaları yerlidir.

Üretilen otomobillerden ikisi ertesi gün yapılacak Cumhuriyet Bayramı törenlerine yetiştirilmek üzere Eskişehir’den trenle Ankara’ya getirilir. Hatta, Cemal Paşa’nın bineceği siyah renkli Devrim’in son kat boyası, pasta ve cilası da tren üzerinde yapılır. Yolda, olası bir yangın riskine karşılık araçların depolarına çok az miktarda benzin konulur. Gerekli benzinin Ankara’da alınması düşünülmektedir. Ancak, tören telaşı içerisinde araçlara benzin konulması unutulur. Araçlar, Eskişehirde konulmuş olan az miktarda benzinle tören geçişine çıkarılır. Ancak, Cemal Gürsel'in bindiği aracın benzini yaklaşık yüz metre gitikten sonra biter ve durur. Gürsel Paşa aracı kullanan mühendise ne olduğunu sorduğunda "Benzin bitti Paşam" yanıtını alır. Cemal Gürsel; "Garp kafasıyla araba yapıyorsunuz, ama şark kafasıyla benzin koymayı unutmuşsunuz" diyerek aracı terkeder. Cemal Gürsel, siyah araçtan indirilerek bu arada benzin takviyesi yapılmış olan bej renkli araca bindirilir ve belirlenen güzergahlar başarıyla tamamlanır.

Ne var ki, 30 Ekim sabahı yayınlanan gazeteler, “Devrim yolda kaldı”, “Devrim’in benzini bitti”, “Devrim ancak 200 metre yürüdü”, “Şarklı kafasıyla otomobil yaptık” başlıklarıyla çıkarlar. Proje derrhal durdurulur. Devrim’in kaderi ne yazık ki daha doğar doğmaz ölmek olmuştur. Oysa, o kadar olumsuz koşullarda ve insanüstü çabalarla yaratılan ilk otomobilimiz geliştirilmeye devam edilseydi, belki de bugün Türk otomotiv sanayi çok farklı bir yerde olurdu. Ne dersiniz ?

Not : Toplam 4 adet üretilen Devrim Otomobillerinden sadece birisi günümüze ulaşmıştır. Eskişehir’deki TÜLOMSAŞ Müzesi bahçesinde, özel olarak yapılan camlı garajda muhafaza edilen Devrim halen çalışır durumdadır.

 
Toplam blog
: 29
: 3606
Kayıt tarihi
: 22.02.07
 
 

Uçak yüksek mühendisiyim. Evli ve 2 çocuk sahibiyim. Okumayı, yazmayı, gezmeyi, görmeyi, yeni şeyler..