Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Temmuz '09

 
Kategori
Güncel
 

İlk yerli otomobil artık hayal değil

İlk yerli otomobil artık hayal değil
 

Türkiye'nin devrim otomobili. O tam bir yerli ve artık sahnede. Adı Etox..


Dünkü yazımda “devrim arabaları “ filminden ve bu arabaların üretilme hikâyesinden bahsetmiştim. Gerçekten de Türkiye’de, devlet başkanının emri ile yalnızca 23 tane mühendisin sıfırdan, motorundan elektrik aksamına, kaportasından lastiğine kadar otomobil üretmesine tarih şahit olmuştu. Ama siyasi çatışmalar ve engellemeler neticesinde, ilk yerli otomobilin deposunda benzin olmayıp, yolda kalmasıyla, <ı>“bu ülke otomobil üretemez” dedirten bir dizi saçma sapan söylemleri de beraberinde tarihe taşıdı. Oysaki bir avuç insan, gecesini gündüzüne katıp, özel yaşantısını unutup, tek bir yürek, tek bir yumruk olup bu otomobili üretmişti. Hem de kendilerine verilen 130 gün içerisinde. Hem de bir tane değil 4 tane. Sonra ne oldu? Devlet başkanının Türk mühendisleri işe başlarken heveslendirmesi ve arkalarında durması, otomobilin deposuna benzin konulup yolda kalmasıyla <ı>“garplı gibi düşünüp otomobil yaptık, şarklı gibi deposuna benzin koymayı unuttuk” söylemiyle tam bir yalnız bırakılmışlık ve hayal kırıklığı yaratmadı mı acaba o mühendisler üzerinde. Keşke ilk günkü gibi, o <ı>“Bu halk bir gün kendi otomobilini de yapacaktır” dediği gibi arkalarında dursaydı, keşke deposuna benzin koydurtsaydı da, Ankara caddelerinde onurla, güvenle, alkışlarla ve övgüyle, kornasına basa basa dolaşsaydı. Yedi düvele de anlatılsaydı bu öykü. <ı>

Eğer öyle olsaydı, o zamandan bu zamana, Anadolu’nun yollarında Amerikan arabaları, Avrupa arabaları değil, ilk adı Tecrübe ile başlayan, nice yerli otomobiller dolaşacaktı. Bu ülkenin sermayesi, bu ülkede kalacak, kalkınmanın altın anahtarı ve şifresi olacaktı. Ama ne yazık ki, siyasi ve çıkarcı politikalara kurban gitti. Devlet başkanı otomobili üretin emriyle başlattığı vizyonu, devam ettiremedi. Onun ünlü sözüne atıfta bulunarak biz de şöyle diyelim.. Belki de bu sözün türemesidir şu ünlü söz ; Avrupalı gibi başlayıp, Türk gibi bitirmek…

“Bir batılı gibi düşünüp bir kalkınma projesine imza attınız hamle başlattınız ama bir doğu kafasıyla söylentilere uyup, her şeyi yarım bıraktınız. Bir çuval incir ve onca emek heba oldu. Tarih sizi affetmeyecek“

Her neyse, işte o günkü hayal yıllarca bu ülke sanayicilerin hayallerinde ne kadar vardı bilemiyorum ama Türkiye, tamamı yerli olmasa da otomobil üretmekte oldukça tecrübe kazandı. Bugün yerli diye bindiğimiz otomobillerin hemen hemen hepsi Türkiye’deki fabrikalarda Türk işçi ve mühendisin emeği ile üretiliyor. Bazı aksamları özellikle motorları yurt dışından geliyor ama çoğunun yan sanayisi burada üretiliyor.

Siyasetle ilgiliyiz ya !. Hep hayal etmiştim. Şu anki devlet başkanı, başbakan, sanayicileri, özellikle otomobil üretimi yapan holdinglerin ceo’larını, patronlarını bir araya toplayıp, “kendi ulusal otomobilimizi yapmak için birlik olalım, sermaye birleştirelim. Devlet de üzerine düşeni yapsın ve her türlü kolaylığı göstersin. Yeter ki yerli bir markamız ve otomobilimiz olsun. Bir ihracat silahımız olsun. Haydi var mısınız” desin !.

Rüyasına yattım ama böyle bir yiğit çıkar mı, çıksa bile bu söylemin arkasından ben varım diyebilecek kaç tane iş adamı çıkar diye de merak ettim. Oysa ki, potansiyelimiz öyle zengin ve bu iş için müsait ki ? Ama hazır teknolojiyi getirip, birkaç yüz eleman çalıştırmakla üretim yapmak daha kolaylarına geliyor bu iş adamlarının.

Hatırlayanlar bilir. Bir zamanlar, kaçak işadamı Jet Fazıl’ın böyle bir girişimi vardı. Bunun için bir fabrika kurmuştu. İlk yerli otomobil olan “imza’yı” bile üretip, milyarlar harcayarak, halka tanıtmış ve reklam yapmıştı. Belki devleti de arkasına almıştı. Ama daha sonra ortalığı dolandırıp kaçtı. Bu acı tecrübe ile bir daha böyle bir adım atılır mıydı ve bu hayal gerçekleştirilebilir miydi? iran kadar damı olamayacaktık biz?

Hayalle başlayan proje gerçeğe dönüşüyor..

Bu hayaller hiç bitmez diye düşünürken, okuduğum bir haber ne de isabetli bir hayal kurduğumu bana gösterdi. Bir grup iş adamı bir araya gelerek, ilk %100 yerli otomobili, hem de oldukça spor, İtalyan Ferrari görünümlü otomobili üretmişler. Adı da Etox. Meydana getirilen güçlü ortaklıkta başrolü oynatan şirketin başkanı <ı>“bu proje önce benim hayalimdi, şimdi tüm Türkiye’nin hayali olacak” demiş. Aynen benim hayalim gibi. Bu hayalle yola çıkan şirket ilk yerli spor otomobili üretmiş. Basın toplantısında <ı>”ilk yerli ve spor otomobili üretmenin bu nedenle oldukça heyecan verici olduğunu” söyleyen şirket başkanı, yakında seri üretime geçeceklerini belirtmiş.

Şirket başkanı, ilk yerli araba Etox’un % 100 yerli olduğunu, akü, dövme parçaları, farları ve kauçuklarının Anadolu sanayicisi tarafından üretildiğini ve Etox’un üretilmesi sürecinde 1 tasarımcı, 2 makine mühendisi, 1 uçak mühendisi olmak üzere 20 teknik personel çalıştığını belirtmiş. Ne güzel !. Demek ki “devrim arabaları” olan “Tecrübeden” tecrübe elde edilmiş. Bu Türkiye’nin neredeyse 50–60 yıllık hayalidir. Umarım bu hayal burada kalmaz. Umarım birileri, bazı kurumlar ve devlet bu projeye ve oluşturulan güç birliğine ve üretilen bu otomobile köstek olmaz. Aksine maddi-manevi destek olunmalı ki, bu topraklarda yerli üretim otomobillerin ve üreticilerin sayısı hızla artsın. Artsın ki, milyarlarca dövizimiz burada, Türkiye ekonomisi içerisinde kalsın..

Türk sanayicisi, işçisi ve mühendisi zekidir. Tüm bunlara güvenilmelidir. Türk işçisi, mühendisi, bu ülkede otomobil de üretir, uçak da, helikopter de tank da, silah da. Bunları yapabilecek potansiyel, kabiliyet ve yeterlilik bu ülke insanında var. Yeterki, önce kendimize güvenelim. Sonra, arkasında duralım ve destek olalım. Devlet de bu desteğini göstersin, gereğini yapsın. Bakın bakalım o zaman bu ülkeyi tutabiliyorlar mı ?

Ben eminim bu arabalar “devrim arabaları” gibi benzinsiz yolda kalmayacak…

../..

 
Toplam blog
: 671
: 2572
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

Anadan doğma bir İzmirliyim ve bu şehirli olmaktan gurur duyuyorum.. Hem bu şehirde doğmuş, hem b..