Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Haziran '12

 
Kategori
Sinema
 

İlkel insana dönüş

İlkel insana dönüş
 

ÇARESİZ İNSAN NE YAPAR ?


Öncelikle son cümlemiz giriş cümlemiz olsun “Mahşer Günü-The Divide” kolay hazmedilecek, her bünyenin kaldırabileceği bir film değil. İnsanoğlunun yapabileceği vahşeti, kapalı alan çıldırmasını gösteren sahneler ve karakter değişimleri, seyredenin ruh durumunu bozabilir. Kıyamet sonrası dünyanın çıkışsızlığını, umutsuzluğunu tüm kasvetiyle seyirciye geçirmeyi başaran bir film. İlk olarak “Hitman” ile tanıdığımız Fransız yönetmen Xavier Gens ikinci filmi “Sınır(da)-Frontier(s)” ile de sınırları zorlayan şiddette karşımıza çıkmıştı.

Bir koşuşturma ile başlıyor her şey. İnsanlar birbirlerini ezerek bir yerlere sığınmaya çalışıyor. Merdivenlerden aşağılara doğru koşuşturmaktadırlar. Gökdelenin camından film karakterlerinden Eva ile gördüğümüz kadarıyla her yer alevler içindedir. New York’ta nükleer bomba patlamış, mahşer günü gelmiştir. Sekiz kişi gökdelenin bodrum katına sığınır ve sığınağın kapısı kapanır. Apartman görevlisi, eski bir asker olduğunu zamanla anlayacağımız Mickey kumandayı ele alır. Yiyecek sıkıntısının her an ortaya çıkabileceği ortamda insanlar önce başlarına gelenin ciddiyetini anlamak istemez. Dışarı çıkmanın mümkün olmadığını yoğun radyoaktif havanın solumanın öldürücülüğünü anlamaları ile sorunlar başlar. Dışarı çıkma umutları yoktur, bu kapalı alanda yaşam savaşını nereye kadar verebileceklerdir.

Sosyal Darwinizm olarak çok tartışılan güçlünün güçsüzü bertaraf etmesi, öykünün içindeki küçük insan topluluğunda, olanca şiddeti ve acımasızlığı ile ortaya çıkıyor. Lider olanın tüm gücü ele geçirerek dikte ettiği iktidar ve güç ayni zamanda, onu diğerlerinin hedefi haline getirir. Diğerleri için hedef onun iktidarını ve imtiyazlarını ele geçirmektir. İktidar el değiştirse bile yaşam umudunun olmaması, tüm öğretilmiş insani değerleri, inançları, süper egoyu yıkar. Sonuçta vahşileşen ilkelliğine geri dönen, beslenmenin ve seksin dışında başka bir şeyle ilgilenmeyen çıplak birey doğar. 

Xavier Gens aşırılığın sınırına gitmekte tereddüt etmeyen bir yönetmen. İnsan doğasının tüm ilkelliğine, medeniyet ve vesairenin onun hayvanlaşmasını örten kılıf olduğunu anlatmaya kafayı takmış. İlk bölümde iyi kötü olan insani ilişkiler ikinci bölümde tümüyle siliniyor ve sığınağa vahşi doğa hakim oluyor. Acımasız, öldüren, duygusuz insan sürüsü içinde duruma hemen adapte olamayanlar kurban oluyor. Dışarıda patlayan nükleer bombanın yarattığı mahşer sonuçlarından çok içeride kalan, umutsuzluktan çıldıran insanlar Gens’in odak konusu. Kapalı alan vahşeti, bilimkurgu teması olabilecek bir hikayenin önüne geçiyor.

Oyunculukların önem taşıdığı öyküde, herkes sınırlarını zorladıkları performanslar ortaya koyuyor. Terminatör, Alien gibi filmlerin oyuncusu Michael Biehn, Mickey karakterinde, Milo Ventimiglia’da Josh’da öyküyü sırtlıyor. Milo, Josh’un geçirdiği vahşi evrimde oldukça itici fakat başarılı bir oyunculuk gösteriyor. Esas kız Eva’yı canlandıran Lauren German, mantığı yitirmeden, kendini kurtarmaya çalışmasını iyi bir oyunculukla hayata geçiriyor. Yaratık karşısındaki Teğmen Ripley’i anımsatıyor.

Yönetmen Gens yarattığı tekinsiz duygu ile hedefine ulaşıyor, seyirciyi düşünmeye zorluyor.

MAHŞER GÜNÜ-THE DIVIDE
YÖNETMEN:XAVİER GENS
OYUNCULAR:MICHAEL BIEHN, LAURA GERMEN, MILO VENTIMIGLIA.
FİLMİN NOTU: 3 (5 üzerinden)           
 

 
 

 

 
Toplam blog
: 223
: 1093
Kayıt tarihi
: 12.01.11
 
 

İzmir’de doğdu. Viyana Tıp fakültesini bitirip doktor ünvanını aldıktan sonra Genel Cerrahi ihtis..