Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Nisan '08

 
Kategori
Sivil Toplum
 

İlkelerine sadık olmak

Hepimizin doğru ya da yanlış bir duruşu vardır. Dinimizi içimizde yaşamak yerine daha fazla dışa vuran, gösteren bir davranış biçimini benimseyebiliriz, çevreyi çok ön plana çıkarabiliriz, şiddetten hiç hazzetmeyebiliriz, saf demokrat olabiliriz vs vs. O zaman doğru ya da yanlış o duruşumuzu her olayda sergilememiz gerekir. Hiç değilse ilkelerimize sadık olduğumuzu gösteririz. Hiç değilse yanlış da olsa davranışımızın benzer olaylarda hep aynı yanlışlıkla tekrarlanacağını ifade etmiş oluruz. İnsanlar bilirler ki o hatalıdır ama ilkelerine sadıktır. Son günlerde bunun bence çok farklı iki yöndeki örneğini yaşıyoruz. Biri bildiğiniz gibi yargıya da intikal eden Mudanya’ da ki tecavüz/komplo iddialarını içeren olay, diğeri Trump Towers olayı. Ben ikincisini irdeleyeceğim. İlkinin zaten konuşulmadık tarafı kalmadı. Üstelik irdeleyeceğim konunun da yasalara aykırılığını bırakın, aykırılık iddiası bile yok.

Sayın okurlar anımsayın Levent’ teki İETT arazisine Dubai Towers yapımına bir çoğumuz nasıl karşı çıkmıştık. İstanbul’ un böylesine büyümesinin trafik, alt yapı vb bir çok zaten var olan sorununa ek sorunlar getireceğini belirtmiştik. Aynı şekilde karayolları arsasına yapılacak binanın da bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiğini çoğumuz düşünmüştük. Artık İstanbul’ un bir yeni gökdelene değil, yeni nefes alınacak alanlara ihtiyacı var demiştik. (Yanıldığımı sanmıyorum.) Artık bu kent bu kadar fazla cazibe merkezi olmamalı demiştik. İstanbul’ un büyümesinin sürekli yeni rant kapıları açtığı, bunun sadece inşaat sürecinde yaratacağı sıkıntılar dışında farklı gereksinim iddialarını da daha şiddetle gündeme getireceğini öngörmüştük. (III. Boğaz köprüsü, yeni çevre yolları vb.)

Ve evet sayın okurlar m2 olarak Trump Towers projesinin daha küçük olması (sanırım öyle) ve diğer bazı hukuki ihtilaflar dışında ana mantalite olarak Dubai Towers projesinden farkı nedir ? Sonuçta günün birinde bu hukuksal sorunlar bitecek ve o yatırım başlayacak. Ayrıca burada bu kadar isim vermek de doğru değil. Önemli olan mantalite. Sürekli olarak her boşluğa kuleler, alış veriş merkezleri yapmak mantığı yanlış bana göre. Ve bu mantalitenin yanlış olduğunu dile getirenlerin ne kadarı yeni projeye de karşılar veya karşılıklarını vurguladılar. (Göremediğim her eleştiri için sahibinden özür dilerim.) O zaman en başa dönelim ilkelerimiz vardır ama……. Ah o amalar, eğer amayı bizim için koyuyorsak kabul edilebilir bir nedeni mutlaka vardır. Eğer aynı davranışı başkası sergilemiş ise ilkelerimiz geçerlidir ve amanın sol tarafı anlamsızdır.

Ben sürekli olarak aynı şeyi dile getirdim, çevre ile, doğa ile barış içinde yaşamak zorundayız. Sonuçta kaybettiğimiz hiç bir alan, ağaç, canlı ya geri gelmiyor, ya da istisnai olarak çok zor kazanılıyor. Unutmayın 1970’ li yıllarda İstanbul’ un Yakacık semtinde E5 Ankara asfaltının hemen yanı yeşillik açıklıktı. Orada tepede sanatoryum vardı. (Hala da varda yeşillik kalmadı.) Şimdi çocukluğumda koştuğum o yerde beton alış veriş merkezi ve her yanından dönen oto yollar, otoparklar var. Çocuklar çayırda değil, hızlı yemekçilerin minicik plastik oyuncaklar olan alanında eğleniyor!, açık havaya! çıkıyorlar. Bir daha Yakacık asla eski Yakacık olmayacak. Neden yaptık bunu ? İstanbul büyüyordu, o zaman yol vb gerekliydi. Artık yolumuz oldu, alış veriş merkezimiz oldu. Ama doğamız gitti nefes alamıyoruz, yol var ama tıkalı, paramız yok alış veriş yapamıyoruz, her m2 toprağı, denizi, gölü, akarsuyu tükettik, tahıl ambarı dediğimiz ülkemize tahıl ithal ediyoruz, balığı çiftlikten promosyon olursa yiyoruz. Şimdi ne kazanmış olduk biz. Ama en önemlisi sayın okurlar soruyorum size ilkelerimize, düşünce sistematiklerimize ne oldu? Eğer onlarda bir alış veriş merkezinin altında kaldıysa en sonunda, yandı gülüm keten helva.

 
Toplam blog
: 226
: 558
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

15 Nisan 1959 İstanbul doğumluyum. Marmara üniversitesi siyasal bilimler fakültesi mezunuyum. Ancak ..