Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Ekim '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

İlköğretimde türban tek tip mi olmalı?

İlköğretimde türban tek tip mi olmalı?
 

Kaynak:hukuki.net


Biliyorsunuz, üniversiteye gelene dek okullarda forma uygulaması vardır; hani öğrencilerin bir türlü sevemedikleri giysi…

Buna karşılık ebeveynler pek severler, nasıl sevmesinler; bilirler ki o forma sayesinde epey bir masraftan, hatta aile içi tartışmalardan korunurlar!

Hoş, o formayı alacak parayı zar zor denkleştirenlerin sayıları da pek azımsanacak gibi değildir ya, o da işin başka bir boyutu.

******

Efendim, belli bir süre sonra tartışılması kaçınılmaz gibi gözüken bir konuyu şimdiden gündeme getirmek istedim: İlköğretimde türban formalar gibi tek tip mi olmalı?

Yoksa serbest olup da, öğrencilerin ve ailelerinin tercihleri doğrultusunda farklı renkler, farklı bağlama şekilleri konusunda özgür mü bırakılmalı?

Peki, lise düzeyi eğitim kurumlarında ne yapmalı?

******

“Aaa kadın aklını kaçırdı!” demeyin, yok, vallaha en azından henüz değil!

Haberi okudunuz mu bilmiyorum, Mersin’de bir ilköğretim okuluna başında türbanı, yanında annesi ile gidiyor bir kızımız; biraz da hazırlıklılar sanırım ki, müdür bu şekilde okula alamam deyince veli iki şahit ile birlikte okul müdürü hakkında tutanak tutuyor!

“Hakkımız” deyip, tutanağı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne götürerek şikayetçi olacaklarını da ekliyorlar!...

Kızımız da duruma epey sinirlenmiş sanırım, içerlemiş diyemiyorum, öyle olsa başı önüne düşerdi…

“Yarın geleceğim ve okula gireceğim!” demesinden yola çıkarak bu tespiti yapıyorum, belki de yanılıyorumdur, neyse…

******

Bu haberi okuyunca, tabi ki, aldı mı beni bir endişe: Anasınıfı öğrencilerinin durumu ne olacak?

Onlar muaf mıdırlar, türban takma yaşı kaçtır, mesela?

Peki ya öğretmenler?

Mesela, ilköğretim öğrencisi türbanlı bir kızın babası ya da annesi Milli Eğitim Müdürlüğü’ne şikayet etse, türbansız öğretmenin sınıfından alın kızımı, türbanlı bir öğretmen tarafından eğitilmesini istiyoruz diye dilekçe verse…

“Eğitim hakkını sınırlayamazsınız kızımızın!” dese…

Eee, bir de bunun karma eğitimi var, erkek ve kızlar aynı okulda okuyabilirler mi, yoksa ayırmak mı gerekli?

Ayırım anasınıfından mı başlasın, hımm, üniversiteleri de mi ayırmalı, falan…

******

İnsan beyni, düşünüyor işte, Allah böyle yaratmış, sözlere, yazılara yasaklar da gelse, beyine mümkün müdür yasak konulsun!

En fazla beyin yıkama denilen etkileme yollarına başvurulabilir, hani bir çeşit sanal reklamlarda olduğu gibi…

O konuda da kişinin alt yapısı önemlidir; yani herkeste aynı etkiyi yaratması da mümkün değildir!...

******

Mesela dil öğrenmede de pek beceriklidir beyin!

Hele ki “Bilingual” denilen, yani “İki dillilik” durumunda her iki dili de aynı anda, aynı ölçüde öğrenir.

Türkiye’de dünyaya gelen bir Alman bebek aynı anda Türkçe ve Almancayı kolaylıkla öğrenir, misal, eğer ki izole edilmezse toplumdan!

Yani, ebeveynlerin Türk toplumundan soyutlaması söz konusu olmazsa…

Aynı gerçek Kürt dilini konuşanlar için de geçerlidir; aynı anda hem Türkçe, hem de Kürtçeyi rahatlıkla öğrenebilirler, hele ki çocuklar!

Problem daha çok yetişkinlerdedir, zira beyinlerini kapamayı ancak yetişkinler becerebilir!

Otuz yıl Almanya’da kalıp da birkaç kelime dışında Almanca öğrenmemesi mümkün değildir bir insan beyninin, öğrenmemek için direnmediği sürece…

Çocuklar tam da bu yüzden pek kolay öğrenir; dili de, merhameti de…

Korkuyu da, tapınmayı da…

Bundan dolayıdır ki zaten sistemler, hedefler, oluşturulmak istenen fikirler hep çocukları esas alır!

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..