Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Mart '12

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

İlla sosyal olacağım, sosyal görüneceğim diye kendinizi sıkmanıza gerek yok.

İlla sosyal olacağım, sosyal görüneceğim diye kendinizi sıkmanıza gerek yok.
 

İçedönükler güçlü kişilikler ve yaratıcı zihinlerdir. Dünya’daki (birkaç istisna hariç yaratıcı zihinlerin çoğu içedönüktür.) Bu kendini bireysel olarak daha rahat hissetmek ve daha verimli performans


QUIET: The Power of Introverts in a World That Can't Stop Talking,”
Sessizlik: Susmayı Beceremeyen Bir Dünyada İçe Kapanıkların Gücü" adlı kitabın yazarı, kitapta içe dönüklüğün gücünden bahsediyor. Ben kitaptaki görüşlere katılıyorum. Susan Cain’de bir içedönük ve bu konuda yaptığı araştırmaları bu kitapta toplamış. "Kültürel olarak karizmadan o kadar etkileniyoruz ki, yaratıcılık sürecinin sessiz olması gereken kısmını unutuyoruz" diyor.

Susan Cain, Amerikalı bir araştırmacı yazar. Kendisi de içe dönük bir insan olarak içe dönük insanlarla ilgili araştırma ve makaleleri inceledi ve çalışmasını bir kitaplaştırdı:  Kitabın adı “Sessizlik: Hiç Durmadan Konuşulan Dünyada İçe Dönük Kişilerin Gücü”.

Buna göre içe dönük tipler az sayıda kişi ve uyaran bulunan, sessiz ortamlarda rahat ediyor. Oysa dışa dönük bireyler etraflarında ne kadar çok uyaran varsa o kadar rahat hissediyor. Cain’e göre, içe dönüklük antisosyal olmaktan çok farklı…İçe dönüklerde sosyalleşiyor ancak değişik şekillerde. Bu sebeple, kalabalık bir oratmda kendini iyi hissetmeyen bir insanın yakın bir arkadaşı ile sohpet ediyor olması veya grup çalışmalarından ziyade tek başına daha hızlı ve verimli çalışarak güzel sonuçlar çıkarabilen bir çalışanınızda “içe dönük” olabilir. 

İçe dönüklük utangaçlıkla karıştırılmamalı. Çünkü utangaçlık bambaşka bir duygu ve içinde sosyal ortamlarda beğenilmeme korkusunu barındırıyor. Utangaçlık bir rahatsızlık hissiyken içe dönük kişiler bu özellikleri sebebiyle rahat ediyor. İçe dönükler için bu bir tercih… Hatta zaman içersinde bu halin çok daha “cool” bir vaziyet alması içten bile değil.. Mesela restaurantların tek kişilik masalarının artması, içe dönüklerin başlı başına bir tüketici kesimi olduğu, zevklerin ve tercihlerinin de buna göre şekillendiğini, herkesin grup veya koloni şeklinde hareket etmek istemeyeceğinin daha fazla anlaşılması…
 
GANDHI VE BILL GATES

İçe dönüklerin iyi liderler olamayacağı toplumsal olarak yerleşmiş yanlış kanıların başında. Çalıştığı kişilere saygı gösteren, dinleyen ve ani kararlar almaktan kaçınan içe dönük bireyler aslında uzun vadede daha başarılı oluyor. Gandhi, Rahibe Teresa ya da Bill Gates gibi tarihe adını yazdırmış isimlerin içe dönükler olması da bu iddiayı kanıtlıyor. İçe dönüklerin yaratıcılıktan uzak oldukları da yanlış bir düşünce. Cain'e göre yalnız kalmaları ve sakince üretmelerine izin verilirse çok yaratıcı işler ortaya koyabiliyorlar.
 
Ayrıca  "Araştırmalara göre açık ofisler çalışanları daha sinirli, güvensiz ve dikkatsiz yapıyor" diyor. Bu tür ortamlar çalışanların yüksek tansiyon, stres, nezle ve yorgunluktan muzdarip olma ve hata yapma riski artıyor. Ancak yine de insanlar ortak alanlarda sürekli bir araya gelip fikir alışverişinde bulunuyor. Texaslı araştırmacılar Nicholas Kohn ve Steven Smith'in geçenlerde yayınladıkları bir çalışmaya göre, fikir alışverişinde bulunmak verimsiz bir süreç. Peki, buradaki problem ne? Özetle: Diğer insanlar. Bir grupta kişiler ya tek bir fikre odaklanıp alternatiflerle ilgilenmiyor ya da tembellik yapıp diğer insanların tüm işi yapmasını bekliyor. Ve sonuç olarak araştırmacıların "işbirlikçi saplantı" adını verdiği bir süreç, grup üyelerinin birbirlerinin fikirlerini kopyalamasına yol açıyor. Yaratıcılıkla, kalabalık(grup) çalışması üzerinde doğrudan bir ilişki yok. Çözümü nedir diye soracak olursanız; tabiî ki yalnız kalıp kendi kendine düşünmek.

İçe dönükler nasıl anlaşılıyor ?

- Kendini konuşarak değil yazarak daha iyi ifade ediyorsa
- Grup çalışmalarından çok bireysel çalışmalarda başarılıysa
- Kolay konsantre oluyorsa
- Aynı anda birden çok konuyla ilgilenmekten hoşlanmıyorsa
- Odasında yalnız olmayı arkadaşlarıyla oynamaya tercih ediyorsa
- Gürültülü ve kalabalık ortamlar yerine sakin ve sessiz ortamlarda rahat ediyorsa
- Konuşmak yerine dinlemeyi seviyorsa
- Israrcı değil yumuşak başlıysa
 
İçe dönüklüğün de çeşitleri var. 4 çeşidi var. Gizemli, kendini adamış, duygusal ve ekzantrik.
 
Ben bir egzantriğim mesela. Her sosyal ortama girebilen, sosyalleşmek için baskı hissetmeyen, kalabalıktan rahatsız olmadan vakit geçirebilen ama içine girmeyen…bunun içindir ki, ekseriyetle bireysel çalışmayı tercih eden biriyim, grup çalışmasında her kafan bir ses çıkması durumunu pek sevmem ancak kaynaşmaya yardımcı olduğunu da inkar etmem. Ancak kendi kendime sakince düşünmeyi ve bir şey oluşturmayı tercih ederim. Çoğunlukla böylesine yaptığım işler veya projeler her zaman daha başarılı olmuştur. Yalana gerek yok, bu halimi de oldukça çok severim.
 
İçe dönüklük bir asosyallik değildir tekrar altını çizmek istiyorum bu bir tercihtir. İçedönükler güçlü kişilikler ve yaratıcı zihinlerdir. Dünya’daki (birkaç istisna hariç yaratıcı zihinlerin çoğu içedönüktür.) Bu kendini bireysel olarak daha rahat hissetmek ve daha verimli performans sergileyebilmektir. Esasen etrafınızda içedönük bir çok insan olabilir (sizin “çok sosyal” diye yorumladığınız) etrafınızda arkadaşlarınızdan, çalışanlarınızdan ya da çocuklarınızdan… Hatta belki siz bile? İlla sosyal olacağım, sosyal görüneceğim diye kendinizi sıkmanıza gerek yok. Kendinizle gurur duyabilirsiniz. Çünkü "Cool" sunuz...
 
 
Toplam blog
: 36
: 1049
Kayıt tarihi
: 03.09.10
 
 

Merhaba, Kadıköy doğumluyum. Beş yaşında başladığım ilkokul serüvenim ana kucağından ayrılan ..