Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ocak '14

 
Kategori
Güncel
 

İmam Nikâhı

İmam Nikâhı
 

Google'dan alıntıdır


Malûmdur ki ülkemizde imam nikâhı gerçeğine bağlı olarak zaman zaman bazı zorluklar veya hattâ büyük sorunlar ve acılar dahi yaşanabilmektedir.

Oysa bu durum, nikâh prosedürüne getirilecek çok basit bir işlem, çok ufak bir ilave "düzenleme" ile hem yasal olarak, hem de imam nikâhı da isteyen inanç ve iman sahibi insanlarımızı da memnun edecek şekilde derhal çözümlenebilir.

Onun için bu çözümü devletin ilgili kurumlarına hararetle öneriyorum.

Söz konusu çözümün özü ise, imam nikahlarının da, isteyenler için resmî nikahın yanısıra devletin hukuken temel laiklik ilkesine de bir aykırılık teşkil etmemesi için yine yerel Belediye’lerin uhdesinde ve görev kapsamında kalmak üzere, ama nikah memuru ile birlikte bir de imam da görevlendirilerek aynı mekanda her ikisinin de hemen birbirinin ardı sıra kıyılması şeklinde özetlenebilir.

Zira bu konuda asıl “olması gereken” şudur:  insanların dini inançlarını ve dini temayül, ihtiyaç ve gerekliliklerini yok sayamazsınız; dini vecibeler gereği imam nikahı diye bir yükümlülük, bir gerçek varken ortada, insanlar tabii ki bunu da gerçekleştirmek isteyecekler ve gerçekleştireceklerdir. Ama buna rağmen siz bunu göz ardı edip de, yalnızca resmî nikahı bir prosedüre bağlayıp, ama imam nikahını hiçbir prosedüre bağlamaksızın kendi haline bırakırsanız, insanları da bir ikilem ve yasalara uyup uymamak noktasında da hem bir serbestiyet hem de buna bağlı olarak gelişecek bir tür çaresizlik içinde de bırakmış, dolayısıyla resmi nikaha ilişkin yasayı da ister istemez delinmek de durumunda bırakmış olursunuz. Ve nitekim insanlar da zaten bunu hep delip duruyorlar!

İmam nikahı, evet, ülkemizde zaten yasak değildir, esasen serbesttir, ama “resmi nikah da olması kaydıyla” yasak değildir, serbesttir. Ve bu da işte hiç farkedilmeyen bir şekilde hiç olmaması gereken ve hesapta olmayan bazı sakıncalara yol açabiliyor, iyi niyetli inançlı insanları bile ve kezâ imamları bile bazen çaresiz bırakabiliyor. Çünkü imam nikahının da kendi amacı gereği zaten resmi nikahtan -yani “zifaftan”- ÖNCE kıyılması gerekiyor! Ama siz buna “önce resmi nikah, sonra ancak dini nikah” dediğinizde de, işte bu durum da işleri haliyle ister istemez karıştırıp zora sokabiliyor. Ve insanlar da nikahlarının dinen de “sahih” olup olmadığı yönünde endişeler taşıyarak, sahih olmasını teminen kendilerini gayet müsterih ve haklı hissederek yasağa ve yasaya rağmen bunu delmekte bir sakınca görmeyip, dini nikaha öncelik veren bir yolu uygulamak durumunda kalabiliyor. Siz de bu durumda haliyle insanlar en azından dini açıdan zaten haklı oldukları için, mevcut yasaya rağmen, bırakın böyle yapanlara hukuken bir ceza kesmeyi, ses bile çıkarmıyor-çıkaramıyor oluyorsunuz doğal olarak.

Üstelik salt bu haliyle dahi, esasen resmi nikaha ilişkin medeni kanundaki bu yasamız da zaten  yine “kendi amacına ve hattâ toplum gerçeklerine ve temayülüne de binaen”  pek alâ o da gayet doğru, hatta gerekli bir yasa olmasına da rağmen bu böyle de oluyor. Çünkü mevcut yasa da aslında aynen inançlarımız da doğrultusunda yine bir takım ahlaksızlıkları, keza yine zinayı da, kadına yapılan haksızlıkları da önlemek, doğacak çocukların da nesebini ve haklarını korumak amacıyla yapılmıştır. Bütün bunlar için “asıl” resmi nikah şarttır, çünkü mevcut kanunlara göre imam nikahı “hukuken” geçerli sayılamayıp, asıl resmi nikahın kıyılması gerekmektedir, çünkü laik bir ülke olarak kanun ve mevcut yasalar nezdinde de ancak resmi nikah geçerli olmak durumundadır. Ama işte Allah indinde de inançlı insana göre imam nikahı geçerlidir!  Hatta olmazsa olmazdır!! Ve zaten o yüzdendir insanların da resmi nikahları olsa da yine bile ille de imam nikahı da kıydırmak istemeleri, ve kezâ imam nikahlarını her halükârda mutlaka kıydırıp ama resmi nikah olmasa da olur diyebilmeleri.

Dolayısıyla imam nikahını da hem yasalara-yani resmi nikaha da halel getirmeyecek şekilde, hem de insanların dini inançları doğrultusundaki  vecibelerine ve gereklerine de cevap verecek-yani ona da halel getirmeyecek şekilde bir prosedüre bağlayıp, imam nikahına da “yasal olarak” yani mevcut yasalara aykırı olmadan da gerçekleştirilebilecek tarzda ilave bir düzenleme getirip, insanlara böyle bir seçenek de sunmak zorundasınızdır. Zira bu konuda hakikaten imamlar da, insanlar da çaresiz ve iş keyfiyete ve bir belirsizliğe terkedilmiş durumdadır. Buna bağlı olarak da toplumumuz, özellikle de kadınlar, hattâ çocuk yaşta kızlar büyük sorunlar ve acılar, hattâ istismarlar ve ölümler yaşamaktadır.

Yani bu tür sorun ve acıların sebebi, aslında hiç de sanıldığı gibi direkt imam nikahının kendisi ya da böyle bir gerekliliğin, inancın ya da vecibenin varlığı değildir. Sadece, imam nikahına ilişkin olarak bir zorunluluğun,  imam nikahına özel o çok önemli  “pratikte resmi nikah ve düğünün hemen sonrasında zaten gerçekleşen gerdekten“ önce yapılmış olması hususunun gözardı edilerek, buna da uygun olacak şekilde bir düzenlemenin, yani imam nikahı açısından da “olması gerekenin” lâyıkıyla düşünülmemiş, atlanmış olmasıdır asıl sebep.  İmam nikahının da resmi nikah ile birlikte hem amacına uygun, hem de yasal olarak gerçekleştirilebilme “seçeneğinin” insanlara henüz verilmemiş oluşunun en doğal sonucudur yani bütün bu imam nikahı ile ilgili gibi görünen acı sonuçlar ve sorunlar, kezâ zorluklar, zorunluluklar ve tabii yasa ve yasak da delmeler.

Oysa Hristiyan bile bu işi ne güzel çözmüş.  Evet, tamam belki bizde de tam öyle olmasa da, yani onlarda belediye değil de kiliseler görevlendirilmiştir ya bu konuda ve kilisede yapılıyordur ya resmi nikah da hani, ama işte bizde de camide olmasa bile mesela, pek alâ  direkt yine Belediyeler nezdinde ve nikah sarayında veya nikahın yapılacağı salonda nasıl ki nikah memuru “belediyenin yasal memuru/görevlisi olarak” oraya gönderiliyor, geliyor ise, nikah memuruna ilaveten "isteyene" bir dinî gördevliyi yani imamı da yine Belediye Evlendirme Daireleri’nin uhdesinde ve talebi ve yönlendirmesiyle olmak üzere orada hazır bulundurarak, aynı anda "isteyene" dini nikahlarının da resmi nikahla birlikte gerçekleştirilmesi şeklinde bir düzenleme getirilerek, nerde yapılıyor olursa olsun  ama her iki nikah da aynı esnada pek alâ gerçekleştirilebilir. Çünkü bunda önemli olan her iki nikahın da nerde gerçekleştiği değildir, resmi nikah kıyılırken dini nikahın da onunla birlikte veya birbirinin ardı sıra gerçekleştirilebilmesidir. Zira cami imamlarına sık sık genelge göndermekle ve hatta bu yönde yasa bile mevcutken, kanunen dahi  “asıl geçerli olan resmi nikahtır, resmi nikahsız imam nikahı kıyılamaz, kıyamazsınız, kanunen yasaktır” denmekle bu işin çözümlenemediği senelerdir zaten alenen ve gayet de açıktır.

Emin olun ki şu önerdiğim tarzdaki  ufacık bir düzeltme, bir düzenleme, daha geçen gün tüm toplumun vicdanını sızlatan “Kader kız gibi çocuk gelinlerin” kadersizliklerini de büyük ölçüde önleyecek denli muktedir ve etkili olacaktır. Hatta çok kısa bir zaman içinde bu tür sorunlara kökten bir çözüm dahi getirmiş olabilecektir. Çünkü bu takdirde imam da hem inancı doğrultusunda doğruyu yapabileceği bir seçeneğe zaten kavuşturulabilmiş olacağı için, bunun dışındaki “gel hoca şu nikahımızı kıyıver denmesine” bu defa direnç gösterebilecek ve haklı olarak itiraz da edebilecektir, çünkü bunu yasal da bir şekilde ifa edebileceği bir seçeneği de artık var olabilmiş olacaktır. Oysa şu an böyle bir seçeneği  “dinen” zaten bulunmamaktadır. Ve buna bağlı olarak da pek tabiidir ki bu tür talepleri imam karşılamayınca da bu işi istismar eden insanlar da kime kıydıracaklardır imam nikahlarını? Dolayısıyla tam da bu suretle, aynı zamanda imam nikahını bile art niyetlerle kendi çıkarları için bir yol ve araç olarak kullananlara da bu yol, bu alan haliyle kapanmış da olacaktır. Yani kendiliğinden böylece yasaya da uyulmaya başlanabilmiş olunacaktır! Az şey midir?

Üstelik  bu tür bir minicik düzenleme, yalnızca resmi nikahsız sırf imam nikahıyla kadının mağdur edilmesini önlemekle kalmayıp, bunun yanısıra zaten halkının neredeyse tamamına yakını müslüman olan bir ülkede, normalde de zaten resmi nikahını kıydıran/kıydıracak olan ama tüm masumiyetiyle yalnızca dinen de üstüne farz olduğu için inancı gereği pek tabii ki  ayrıca imam nikahı da kıydırmak isteyen iyi niyetli insanlar için de böylece  her iki nikahın ayrı ayrı olmasındaki pek çok “yaşanan” zorlukları, keza yasaya rağmen kapı kapı dolaşıp bunu gerçekleştirecek imam aramak zorunda kalmak gibi sıkıntı, belirsizlik, çekince ve aykırılıkları, dolayısıyla göz göre göre ama mecburen yasa çiğnemeleri  de bertaraf edecek ve önlemiş olacaktır.

Çünkü en başta kısaca sadece bir cümleyle değindiğim üzere İslamda nikâh akdiyle ilgili olarak şöyle bir durum vardır, yalnızca  Anadolu insanı değil, şehirli, aydın, yani hem çağdaş hem de inançlı insanlar olarak bile bizler için dahi yine resmî nikahın yanısıra imam nikahı da usuldendir, imandandır ve zaten farzdır. Aksi takdirde resmi nikah dahi olsa, usulüne göre kıyılmamış bir dini nikah da olmadıkça “islamen” zinaya girer. Ki zina da malûm, müminlerin gayet iyi bildiği gibi en büyük günahlardan biridir. Dolayısıyla dini nikahın da zaten çiftler gerdeğe girmeden ÖNCE, yani resmi nikah/düğün öncesinde yapılması gerekmektedir. İşte işin püf noktası da zaten buradadır. Bundan sonraya kalırsa, zaten dini nikah akdinin asıl amacı yerine getirilmemiş olacaktır. Yani dini inançlar gereği, imam nikahının, “gün itibariyle” kesinlikle resmi nikahtan sonraya bırakılmaması gerekiyor... .Aksi takdirde, resmi nikah yapılmış, dolayısıyla çift zaten o gece gerdeğe girecek, çünkü pratikte böyle olmaktadır, ama usulüne göre aynı zamanda da halen imam nikahsız ise kadınla erkek, bu defa Allah indinde de karı koca sayılmayacağı için, zinaya giriyor gibi bir durum çıkmaktadır ortaya. O yüzden de insanların çoğu dini nikahı hep resmi nikahtan önce kıydırmak istemektedir. Ama işte mevcut yasa da demektedir ki “imam nikahı ancak resmi nikah varsa o zaman kıyılır, ancak resmi nikahtan sonra!”

Dolayısıyla bu iki durum birbirini değillemiş, birbiriyle çelişmiş ve uygulamada da her ikisinin de geçerli olacağı şekilde gerçekleştirilmesini  imkansız kılmış oluyor tabii ki. İşte sorun da zaten buradan doğuyor. Yasa gereğince  camilere sık sık gönderilen genelgelere, uyarılara göre de imamlar, özellikle de büyük şehirlerde resmi nikah olmadan imam nikahını kıymıyorlar ya da kıymaya çekiniyorlar, korkuyorlar vs... Ama  güya gizliden gizliye olsa da tabii arada da kıyıyorlar, ararsan buluyorsun kıyanı, hele de küçük yerlerde, köylerde filan hiç zorlanmadan bile ama, yasak aslında. Kanunen yasak!  Lâkin insanlar da, imamlar da, ne yapsınlar bu durumda, bir taraftan da inancın içsel baskısı, Allah’ın emri var. Hangisini tercih edecek? Kanunun emrettiğini mi, Allah’ın emrettiğini mi? Pek tabiidir ki, Allah’ınkini tercih ediyor haliyle.

Dolayısıyla yasa da doğru bir yasa ama, maalesef  insanların dinî inançlarındaki çok önemli bir hususu yok sayan, görmezden gelen veya bu gerçeği ve gerçekliği hiç hesaba katmayan, böylece de çok doğaldır ki tam da bu nedenle de zaten sürekli “delinen”, yanlış ya da arızalı bir yasak oluşturmuş oluyor ve yasa da “sadece adı var ama kendi yok” gibi bir yasa niteliğinde kalmak durumunda oluyor ne yazık ki. Yani esasen tabii ki yasanın kendisi değil ama, sonuçları ve pratikteki uygulanabilirliği itibariyle maalesef eksik düşünülmüş, o nedenle de uyulamayan ve uygulanamayan bir düzenleme durumunda kalmaktadır şu an halâ geçerli olan düzenleme!

Oysa çaresi var. Yasayı hiç değiştirmeye bile gerek olmaksızın, devlet olarak sen insanlara bir “seçenek sun ki” insanlar da yasağı da, yasayı da delmesin, delmesine bir ihtiyaç, bir gerek, bir zaruret kalmasın. Sen de o zaman işte yasayı delene de göğsünü gere gere kes, kesebil cezayı. Ama şimdi kesemiyorsun da işte, çünkü insanların seçeneği yok;  ve sen onlara bunu bu şekilde de yapabilecekleri bir geçit vermedikçe ve bir seçenek sunmadıkça da, onların da zaten imam nikahı gibi bir hakları var ve dinen de bunu yine zaten gerdekten de önce kıydırmaları gerektiği için,bu açıdan da bir hakları ve haklılıkları da oluşmuş oluyor doğal olarak. Resmi nikahın yanısıra imam nikahını da yasal olarak onunla birlikte gerçekleştirebilecekleri bir seçenek vermemişsin ki insanlara, insanlar da imamlar da  ne yapsın, imam nikahsız girmemek için gerdeğe, inançları gereği haliyle mecbur kalıyorlar resmi nikah öncesi imam nikahına ve de hatta çok da haklı da hissediyorlar ve haklı buluyorlar kendilerini bu yasayı delmeye de! Dine de uygun olabilmesi için ve pratikte bir de imam nikahını bekleyerek “nefs”lerine de gem vurmak zorunda da kalmamak için “daha uygun” bir başka çareleri, başka seçenekleri yok çünkü.

Üstelik imam nikahı ile ilgili insanlara geçerli ve dini vecibelerine de halel getirmeyecek bir düzenleme de getirmediğin için, sen de zaten bunu denetleyemiyorsun bile de! Çünkü insanlar dini inançları daha baskın olduğu için gizliden gizliye de olsa bunu yine de yapıyorlar ve hatta daha bir yaygınlaşıp iş, ortalık her geçen gün daha da artarak çoğalan bir yığın “resmi nikahsız  imam nikahlıyla” da dolabiliyor haliyle!

Evet, devlet olarak ve hukuken de bir seçenek verilmesi lazımdır ki insanlara, bu böyle de süregitmesin.

Şöyle ki:

Yine Belediye kıyacak resmi nikahı da ama nikah için müracaat sırasında soracaklar çifte “dini nikah da istiyor musunuz?” diye. Yani bir dayatma da tabii ki yok, zorlama da yok, sadece  istiyorlarsa... Evlendirme dairelerine  ilk müracaat sırasında nasıl soruluyorsa insanlara nikah dairesinde mi olsun istiyorsunuz, yoksa düğünün yapılacağı yere mi gelsin nikah memurumuz diye, aynı şekilde yine sorulur mesela çiftlere imam nikahı da istiyor musunuz diye, isteyene de nikah memurunu gönderdiği gibi, onunla birlikte bir de dini nikah için görevli imamı da gönderirler ve aynı anda-aynı yerde imam nikahı da gerçekleştirilimiş olur işte ne güzel. O zaman çünkü aynı gün içinde zaten olacağı için sadece dakikaklar bazında öncesi sonrası da hiç önemli değil, ya resmi nikahtan hemen önce veya hatta yinesonra ama hemen sonrasında  olacağı için bir önemi de kalmaz bunun ve hem resmi nikahın hem de dini nikahın da gereği  layıkıyla yerine getirilmiş olur böylece, olur biter. Oh, sen sağ ben selamet.

Böylelikle imam nikahına ilişkin nice sorun ve zorluklar, arızalar, belirsizlikler de yaşanmamış olur ki kesinlikle resmi nikah ya da düğünün eğlencesiyle ters düşecek veya ne resmi nikahı, ne düğünü ne de imam nikahını gölgeleyebilecek ya da bozabilecek-uygun düşmeyecek filan gibi herhangi bir sakıncalı yanı da bulunmamaktadır bunun. Yani böyle bir endişe de oluşmamalıdır, buna mahal yoktur, zira zaten dini nikah da aynen resmi nikah kadar aynı ciddiyettedir ve o da yine en fazla sürse sürse 10 dakika ya sürer ya sürmez. Taş çatlasa o da yine 10-15 dakikayı aşmayan aynen resmi nikah gibi kısacık bir formal ve tanıkların da huzurunda, sadece tek fark birkaç kısacık duanın da eşliğinde niyetsel ve kabulsel bir işlemdir, bir akittir nihayetinde... Bakmayın siz bazı imamlar eve gelip de imam nikahı kıydığında evet, işi kimisi uzattıkça uzatır, resmen işi mevlid gibi bir hale bile dönüştüreni  vardır ama bu onun sadece evin de verdiği rahatlık içinde o anı da biraz fazlaca da önemseyip kendini kaptırarak  işin aşırısına kaçması veya gerçek ve asıl emrolunana ve sünnete ilave, durumdan daha da öte bir vazife çıkarıp aşka gelip coşmasındandır.  Yoksa zaten böyle bir düzenleme söz konusu olduğunda, dinen de işin tam da gereği ve normali ne ise sadece dini usullere göre dini nikahı ifa edip, o an içinde bulunulan o atmosfer, gerçeklik ve doğallık ile tam da olması gerekenin zaten dışına da imam da çıkmayacak-çıkamayacaktır da.

Böylece de birbirinin ardı sıra her iki nikah da aynı gün, aynı mekan ve süreçte gerçekleştirilmiş olarak, bir de üstelik bu suretle ayrıca hem yasal, hem de daha da önemlisi “denetlenebilir”  bir hüvviyete dahi kavuşmuş olacaktır dini nikah da. Çünkü kayıtlara da öyle geçmiş olacaktır. Ve eğer bunun haricinde de hiçbir şekilde, başka hiçbir vesileyle, başka hiçbir yerde Belediye’ye bağlı Evlendirme Dairesi’nden habersiz ve bu dairenin talebi ve yönlendirmesi olmadan resmi nikah ile birlikte olmaksızın imam nikahı kıyılmayacağını, imam nikahını da  isteyenlerin bundan böyle artık bu şekilde imam nikahlarını da kıydırabilecekleri bir seçenekleri olduğunu deklare edersen, insanlar da, imamlar da hem bunun nerde, ne zaman ve nasıl yapabileceklerini de artık bilebilmiş, bundan emin de olabilmiş olacaklardır, hem de aynı zamanda inançlarının da gereğini, kanunların da gereğini  iç huzuru ile ve kaçağa göçeğe gizliye saklıya da gerek ve ihtiyaç hissetmeden yerine getirmiş olabileceklerdir böylece.. .

Oysa şimdi ve halen geçerli olan uygulama ve düzenlemede böyle midir bu durum? Değildir!  İnsanlar da, imamlar da gayet belirsiz ve kendi haline bırakıldığı için bu husus, hem bir taraftan sanki her yol mübahmış gibi bir durum da ortaya çıkarmaktadır bu hâl, ve hem de bundan başkaca yasal bir seçenek de kendilerine gösterilmeyip, böyle bir seçenekleri de bulunmadığından, kanunlara rağmen onlar da yalnızca kendi insiyatiflerini kullanmak durumunda kalmaktadırlar işte, kaçınılmaz olarak. Ve haliyle belli bir prosedüre-sisteme bağlanmadığı için bu durum, kontrolu, denetimi de yapılamamakta, dolayısıyla bu da zaman içinde ve koşullar çerçevesinde yine pek tabiidir ki aynı zamanda da istismar edilmeye çok müsait bir zemin de hazırlayabilmekte, istismara gayet açık durumlar da yaratabilmektedir kuşkusuz.

Yani çok da kolay ve herkesi de memnun edebilecek, kimseyi de zorda da bırakmayan ve imam nikahına hem daha bir doğruluk ve zaten tam da olması gerektiği gibi bir iyi niyet, dürüstlük hem de doğallık ve geçerlilik de katan ve kazandıran, bir dayatma da içermeyen, tam dine de, yasalara da uygun, doğru ve hakça bir düzenleme olacaktır bu. O yüzden yasa koyuculara ve hatta dediğim gibi onlara dahi gerek kalmadan sadece Evlendirme Daireleri’nin bağlı bulunduğu Belediye mevzuatını düzenleyen yetkililere bu çözümü kesinlikle öneriyorum.

Böylece Belediye’nin gözetiminde bunu temin edebilecek şekilde yapılacak yalnızca bu ufacık bir düzenlemeyle de işte, "tamamen de insanların hür iradelerine ve yalnızca isteğe bağlı olarak" aynı anda hem resmi nikah, hem de imam nikahı da kıyılmış olacağı için, ne normal olarak zaten resmi nikah da kıydıracak olan iyiniyetli imanlı insanlar imam nikahı için resmisinden önce imam nikahını kıyacak imamı, cami cami dolaşıp aramak zorunda kalacaktır ve ne de resmi nikahsız imam nikahı kıydırarak ne olduğu belirsiz kaçak göçek, hukuken evlilik sayılmayan evlilikler de türememiş olacaktır bu sayede.  Zira imam nikahını da böyle bir usule bağladığında, dolayısıyla insanlara bir seçenek verilip ancak belediye nezdinde imam nikahına da geçit verildiğinde, camide, köy meydanlarında, avlularda, evlerde imam nikahı diye bir şey zaten asıl o zaman gerçekten de yasak olacağı ve hatta zaten buna bir ihtiyaç da kalmayıp, zaten resmi nikah sırasında kıyılacak olması sebebiyle böyle yapılmasına ayrıca gerek de kalmayacağı için, bir kaçak, usulsüz, yasaya aykırı nikah da söz konusu olamayacaktır.  Ve işte zaten o zaman asıl, bunun dışında nikah kıymaya tevessül eden imama da kesebileceksindir cezasını, bunun dışında nikah kıydırmaya kalkışana da verebileceksindir cezasını. Çünkü bunu zaten yasal olarak da artık ifa edebilecekleri bir alternatifleri de var olmuş olacaktır imamların da, insanların da bu tür bir düzenleme de getirildiğinde.

Nitekim, öteden beri  de zaten böyle bir düzenleme yapılmayıp, belediyeler nezdinde böyle bir şeye geçit verilmediği içindir ki, insanlar da, imamlar da mecburen bunu resmi nikah öncesinde yaptırmak için, kanunu-yasağı delmek zorunda kalıyorlar, ki deliyorlar da nitekim. Çünkü dediğim gibi resmi nikahtan sonraya bırakılması, zaten dinî inanca aykırı ve dinî inancın ve İmam nikahının aslî amacına da aykırı bir durum ortaya çıkarmaktadır maalasef. İmam nikahı asla düğün-dernek-resmi nikah, yani -pratikte de böyle olduğu için- “zifaf” sonrasına bırakılamaz.

Onun için bu denli zaten bilinen bir dini gerekçe ve gerçek var iken, bu senelerdir nasıl atlanabilmiştir ve bu kadar basit bir düzenleme, doğruluk ve uygunluk ile de zaten düzeltilebilecekken bu durum, bir müslüman ülkede nasıl olup da bugüne kadar hiç düşünülmemiştir, hiç akıl edilmiyor, neden bir türlü yapılmamıştır, farkedilmemiştir ve düzeltilmemiştir bu aksaklık, hiç anlamış değilimdir öteden beri. İlgili yetkililer hiç olmazsa bundan sonra bu minicik düzenlemeyi hemen gerçekleştirirler dilerim.

 

Filiz Alev

16.01.2014

 
Toplam blog
: 157
: 3152
Kayıt tarihi
: 03.03.11
 
 

Ekonomistim, emekliyim. İki evlat annesiyim. Müzikle ilgilenirim, bestelerim vardır. Düşünürüm, a..