İmamlar Savaşı...

(Not: Bu imamların, dini görevlerini yapan normal imamlarla ilişkisi yoktur...Bu imamlar başka imamlardır) 

Yolsuzlukların ortaya çık(arıl)masıyla birlikte AKP ve Cemaat arasında bir savaş başladı…

Yolsuzluklar ortaya çıkana kadar AKP ve Cemaat koalisyonu arasında bir sorun yoktu…

Siyasi ve ekonomik çıkarlarla birlikte koalisyon çatladı… Kısacası öküz öldü, ortaklık bitti…

Şöyle bir geriye doğru biraz gidelim… Başbakanın geçmiş söylemlerini günümüz söylemleriyle birlikte değerlendirelim…

Başbakan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıyken : "Çünkü ben aynı zamanda bu şehrin imamıyım. İnsanların günah işlemesine engel olmak da görevlerim arasındadır. Demişti.

Bu söz, bu etiket ve benzer davranışları, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığından sonra, Başbakan olmasıyla birlikte, ülkemizin imamlığına da soyunduğunun bir göstergesiydi…

Başbakan, İmam- Hatip okullarını hep ön plana çıkarmış, siyasetinin geleceğini de buna göre planlamıştı…Başbakan'ın bu konuda bazı sözlerini hatırlayalım :

*Benim dört çocuğum var, hepsi de İmam Hatip’te okuyor. Bir o kadar çocuğum olsa, yine İmam Hatip’te okuturum.
*İmam Hatipler Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek!
*İmam hatipler ölü yıkayıcı yetiştirmek niyetiyle kurulmuş okullar. Bakın şimdi hangi hedefe doğru gidiyor?

*Hem laik hem Müslüman olunmaz. Ya Müslüman olacaksın ya laik, ikisi bir arada olunca ters mıknatıslanma yapar. Mümkün değil ikisi bir arada olmaz.

*Türkiye’de yaşayanların %99’u Elhamdülillah Müslüman olduğunu söylüyor.
O zaman %99’un “Elhamdülillah Şeriatçıyım” demesi lazım. Ben elhamdülillah şeriatçıyım.
Şeriat İslam demektir. Allah’ın kuralları demektir”…

İstanbul İmam- Hatip lisesinden mezun olan Başbakan, genellikle yakın çalışma arkadaşlarını da bu okul mezunlarından seçiyor, seçmeye de devam ediyor…

Bu okul mezunu bazı çalışma arkadaşlarını şöyle bir hatırlayalım… Ömer Dinçer, Mehmet Ali Şahin, Kadir Topbaş, Nazım Erken, Numan Kurtulmuş, Mehmet Müezzinoğlu …

17 Aralık ülkemizin siyasi tarihinde bir milat olacak düzeydedir… Yolsuzluğun hırsızlığın sistematikleştiği, paralel devlet denilen cemaatin sitemin içine girmesine göz yumulduğu daha doğrusu bir koalisyon olarak çalışıldığı artık iyice ortaya çıkmış durumdadır… Ordumuza kumpas kurulduğu-kurdurulduğu- artık net olarak itiraf edilmiştir…

Kısacası İmamlar birbirleriyle savaşırken pislikler ortaya dökülmeye başlamıştır… İç siyasetimiz gibi dış siyasetimiz de her yönüyle kirlenmiştir… Hedef bu kirlilikten kurtulmaktır…İmamlar savaşırken arada ezilmemek için tertemiz bir siyaset ve tertemiz Türkiye için duyarlılığımızı ortaya koymalıyız…

Görünen köy kılavuz istemiyor…