- Kategori
- Şiir
İman-ı Aşk
Aşk, bedenimizin Tanrısıdır.
Aşkın insana yaptıramayacağı ve
Tanrı'nın evrene yapamayacağı şey yoktur.
Biz anlamadan ibadet ettirir adeta kendisine,
Kendini düşündürürken, kalbinin tek sahibi,
İltifatların, itirafların dualarındır.
Kendi bedenin içinde intiharların, ıstırabların ibadetlerindir.
Göremediğin, fakat inandığın, hem de var gücünle inandığın,
Tek varlık, Tanrı değildir.
Umut bağladığın, medet umduğun, hatta kavuşmak için,
Ulaşılamazın cennetinde yer almak için yaptıkların,
"Sevapların, günahların, ibadetlerin, duaların.."
Bedeninin başka bir efendisi, en değerlin içindir.
Ey omuzlarında kanat arattıran!
Ey kafasının üstüne gökkuşaklarından hare yapan!
Cennetten bir yer ararken kucağında,
Cehennemden yer ayırtmışım.
Ey bana kara topraklar üzerinde sunulan yarim!
Yalanmış güzele bakmanın sevap olduğu, yalan!
Ne yaparsın sol omzumun arkasından,
Adını sayıkladıklarımı günah sayan, şeytan!
Sağ omzumun yeri boş kaldı, mahşere kadar.
Bilmem artık sevdiceğime kaç kat uzağım burdan,
Yakar, hem yüreğimi hem de bedenimi yakar.
Bu diz boyu alevler, kızgın lavlar, kaynar kazanlar!
Sana sadece bedenimle değil, ruhumla değil,
Her şeyimle aşığım, beni benden de alsalar!