Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ocak '09

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

IMF ile flörte başladık, nikah tarihi belirsiz

IMF ile flörte başladık, nikah tarihi belirsiz
 

Ergenekon dalgaları, ekonomik kriz tsunamisini unutturdu. Ergenekon davasında dalgalanıp durulurken, 'ümüğümüzü sıktırmayız' dediğimiz IMF heyeti bir haftadır Türkiye’de.

IMF heyeti ile görüşmeler yapılıyor, Türkiye için uygulanacak reçetelerin şekli şemali görüşülüyor…

Ekonomik kriz, dünyayı öyle bir karıştırdı ki; serbest piyasa ekonomisinin kural tanımazlığı ve ezberleri alt üst oldu. Gelişmiş ülkeler, krizi yenebilmek için bizim gibi gelişmekte olan ülkelere dayattıkları ve yanlış dedikleri tüm önlemleri aldılar. Bankalara, dev şirketlere kurtarma planları uygulandı, mali disiplinlerini unuttular, likitideyi artırmak için nerede ise gökten dolar yağdırmaya başladılar. Devletler, serbest piyasa ekonomisinin girdiği dar boğazı aşmak için kesenin ağzını sonuna kadar açtılar.

Küresel ekonomik krizin tahmininde yanılan, zamanında öngöremeyen, denetim antenlerini düzgün çalıştıramayan IMF’yi, bizim gibi IMF müptelası olmuş ülkelere “yardım etmesi!” için yine dayatmaya başladılar.

IMF ile yapmış olduğumuz son stand-by anlaşması biteli nerede ise bir yıl olacak. Ekonomide yeniden IMF çıpası olsun mu olmasın mı tartışmaları sürerken ekonomik kriz tsunamisi bizim kıyılara da vurunca başta borç içinde yüzdüğünü iddia eden özel sektör olmak üzere herkesi bir telaş aldı.

Yerel seçimlerle, ekonomik kriz arasına sıkışan Hükümet, krize karşı duyarsız davranarak güvensizlik ortamı yaratınca “IMF İmdat!" korosunun sesi iyice yükseldi. Şimdi Hükümet, bir yandan bu koroyu teskin etmeye çalışırken diğer yandan da ümüğü sıktırmadan "IMF’yi yan cebimize koy" taktiğini uygulamaya çalışıyor.

Yıllardır reçetelerine yazdığı sıkı mali politikaları ile bilinen IMF nihayet geldi. Müzakere mi yoksa sadece görüşmeler mi yapılıyor, bu görüşmeler sonucunda ne zaman yeni bir reçete yazılacak şu anda tam belli değil. IMF heyeti döndükten ve Türkiye ile ilgili raporunu hazırladıktan sonra bu süreç netleşecek. Tahminler Şubat ayının sonlarına doğru IMF ile yeniden anlaşma imzalanacağı yönünde.

IMF diğer dünya ülkelerine talebi artırın, ekonomiyi canlandıracak önlemleri alın uyarısı yaparken bize sıfıra yakın büyüme talebi ile geldi. Zaten Hükümet, 2009 yılı bütçesinde yüzde 4 olarak belirlediği afaki büyüme hedefini, IMF ön görüşmeleriyle birlikte fiilen yüzde 1'in altına çekmişti. IMF diğerlerine “canlan” derken bize “öl” diyor. Bunu hangi nedene dayandırıyor belli değil.

Türkiye’nin dünyadaki likiditeye ihtiyacı vardır, ancak cari açığın çok büyük risk teşkil etmediği de az çok belli oldu. Özel sektörün döviz stoku ile beraber Merkez Bankası rezervi de eklendiğinde aslında ciddi bir döviz ihtiyacı yok. Son günlerde Dolarda patlama yaşanmaması da bunu gösteriyor zaten.

IMF ile görüşmelerde her iki tarafın da krizi doğru sorgulaması gerekiyor. Dünyadaki likiditeden faydalanabilmek için IMF'nin akreditasyonuna ihtiyaç duyulabilir ancak IMF nin ne kadar güven verdiği de şüphelidir.

IMF’nin , Türkiye için eskiden olduğu gibi kemer sıkma politikası uygulamayacağı söyleniyor, görüşmelerin “ekonomide reform!” niteliği taşıyan önlemleri içerdiği belirtiliyor.

Tüm bunların sonucunda, Hükümetin şimdiye kadar salladığı ekonomik tedbir paketini IMF ye hazırlattıracağı görüşü ağırlık kazanıyor.

Cin olmadan adam çarpmanın sonucu ne olur bilinmez ama ümüğümüzü sıktırmadan 20 milyar doları cebimize koyabilirsek ne ala…

İmdat korosunun sesini kısalım derken kabak yine yoksul kesimin başına patlamısın…Bu IMF'ye güven olmaz.

 
Toplam blog
: 476
: 2331
Kayıt tarihi
: 10.07.08
 
 

Çok eskidendi ..