Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ağustos '08

 
Kategori
Türkiye Ekonomisi
 

IMF ile yollarımız ayrılıyor mu?

IMF ile yollarımız ayrılıyor mu?
 

Zorlu ama sabıkasız bir ekonomi yönetimine, var mısın yok musun?


Ekonomimiz birkaç aydır “çıpasız”. IMF çıpasından pek bahseden yok. Halbuki son 4-5 yıldır “çıpa”, ekonomimizde en popüler kelimelerden birisi idi.

Otuz küsur senedir IMF reçeteleri ile yürümeye çalışan ekonomimiz, Mayıs ayından beri artık IMF çıpasız.

Nedir bu “IMF Çıpası”? ; “Sen ekonomiyi kendi başına yönetmeyi beceremiyorsun, sana IMF’nin kredi desteği lazım ki ayakta kalabilesin.” demektir.

Daha doğrusu yapılan anlaşmalar ile bizim gibi gelişmekte olan ülkelere verdiği kredilerin geri dönüşünü sağlama almak için IMF, ekonomiye reçeteler yazar, önlemler koyar, ekonomideki gidişatın nasıl olması gerektiğini kurallara bağlar. İşte o meşhur, yıllarca dilimizden düşmeyen stand-by anlaşması da budur.

Bu reçeteler ne küresel ne de ülke ekonomisindeki gelişmeleri dikkate alır. Amaç varsa yoksa verdiği kredinin geri ödenebilirliğidir. Reçete diye basarlar ilacı, bir müddet sonra bir de bakmışsınız ki; ekonomimiz hap bağımlısı olmuş, daraltıcı önlemlerden, kemer sıkmalardan daralmış, artık kendi insiyatifi ile ayakta duramaz hale gelmiştir.

Şimdi kaldık çıpasız, yani reçetesiz;

Bir yandan Dünya ekonomik krize doğru gidiyor, likidite daralıyor, gelişmekte olan ülkelere kaynak akışında artık tereddütlü bir döneme giriliyor, yıllık enflasyon yüzde 12, cari açık tavan yapmış durumda. Üstüne üstlük popülist harcamaların yoğunluk kazanacağı yerel seçimler yaklaşıyor…Yabancı sermaye girişi nedeni ile, gözünü üstümüzden eksik etmeyen uluslar arası derecelendirme kuruluşları da cabası.

Peki, bundan sonra ekonomiye IMF çıpalı mı, yoksa IMF çıpasız mı devam edilecek?

İktidarın başı, ekonomiden sorumlu bakanı ve uzmanları diyor ki; “İhtiyati stand-by (stand-by sonrası bakım programı) yapalım”. Yani doğrudan bir mali fon kullanılmasın, ekonomi zora girdiğinde fon kullanılsın.

Hükümet aslında IMF ile ipleri koparan bir ülke olarak tarihe geçmek isterken, çoğu kendi hatası olan uygulamalar yüzünden “bari ihtiyati stand-by” olsun da hiç değilse “ekonomi düzeldi de stand-by yapmıyoruz” diye propaganda yapma niyetinde…

Öteki taraftan; teknokratlarda diyorlar ki; “ihtiyati stand-by’ın yerine normal stand-by’la yola devam edelim. Bu kriz ortamında “sağlam” bir yöntemi elden bırakıp, ekonomiyi daha da riske atmayalım". Çünkü hükümete güvenmiyorlar. “Türkiye, o akıl ve ders almaz ekonomi yönetimi sabıkaları yüzünden IMF’ye bağımlı hale geldi. Şimdiye kadar IMF’ye mahkum olma sabıkalarımızdan ders alınsa idi bugün zaten ona mahkûm olmazdık” görüşündeler.

Standart and Poor’s’ Türkiye analisti Faruk Soussa ise; “Cari açığınız çok yüksek IMF’yi çıpa yapın” diyor.

Önümüzdeki dönem, artık belli oldu ki, gerçekten çok riskli bir dönem. Yıllardır ekonomiyi IMF’ye bağımlı hale getirdik, kendimize ait politikalar geliştirip, ekonomiyi bir türlü düzlüğe çıkartamadık.

Zamanında kendi aklımızı kullanmayı ve ekonomik sabıkalı olmamayı beceremedik ve "bugün ekonomiyi IMF çıpasız götürebilir miyiz?” noktasına geldik dayandık .

Kanımca; Hükümet, yaklaşan krize karşı çözümü yine IMF’de arayacak, belki farklı anlaşma yolları denenecek...

Ancak bulunacak yeni ilişki tarzıyla Türkiye’nin boynuna yeni bir bağımlılık halkası takılmış olacaktır.

IMF'siz ekonomiye var mısınız yok musunuz?

 
Toplam blog
: 476
: 2331
Kayıt tarihi
: 10.07.08
 
 

Çok eskidendi ..