Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Haziran '10

 
Kategori
Güncel
 

İmge'nin suçu ne?

İmge'nin Hikayesi

İmge'nin hikayesini okurken bu ülkede insanların nelerle karşılaştıklarına şahit olacaksınız

İmge 5 yaşında çok güzel, sevimli bir kız. Milli eğitimin 5 yaş anaokuluna gidiyor. Geçen yıl anaokuluna 4 yaş sınıfı olmamasına rağmen annesiyle birlikte gidiyordu. İmge’nin annesi anaokulu öğretmeniydi. Uzun yıllar ilçede çalıştıktan sonra nihayet tayini il merkezine çıkmıştı. İmge’nin annesi aslında ilçede çalışmaktan rahatsız değildi. İmgeyi ilçede doğurmuş ve ev sahibesi Hatice Teyzesi kızına bakıcılık yapmıştı. İmge’nin babası evlendikten sonra ilçede uzun süre iş bulamamıştı. Sonra da il merkezinde gıda pazarlama şirketinde iş bulmuştu. İmge, babası haftanın 6 günü ilçeden il merkezine gittiği için, onu çoğu zaman göremiyordu. Babası sadece pazar günleri evde oluyordu. Babası her gün sabah erkenden şirketin arabasıyla 100 km uzaklıktaki il merkezine gidiyor, çoğu zaman eve dönmeyerek otelde kalıyordu.

İmge için annesi onun her şeyiydi. Annesi, babası il merkezinde iş bulunca tayin istemişti. İmge’nin babası özel sektörde çalıştığı için annesinin tayini çıkmamış, il merkezinde boş kadro olmadığı söylenmişti. Bir yıl kadar İmge babasını çok az görerek geçirdi. Bütün gününü ev sahibesi Hatice Teyze ile geçiriyor ve akşam annesinin eve gelmesini dört gözle bekliyordu. Hatice Teyzesini seviyor ama annesini özellikle de babasını çok özlüyordu. İmge’nin anneannesi başka bir şehirde yaşıyordu ve yaşlı olduğu için onların yanına gelip İmge’ye bakamıyordu. Zaten dedesi anneannesinden daha yaşlıydı ve anneannesi dedesine bakmak zorundaydı. Ancak resmi tatil olduğu zaman dedesini ve anneannesini görmeye gidiyorlardı. İmge anneannesinin nefis kurabiyelerini çok seviyor, anneannesi bazen kurabiye yapıp İmge’ye gönderiyordu.

Bir yıl boyunca ilçede zamanının çoğunu Hatice Teyzesi ve annesiyle geçiren İmge’nin annesinin tayini en sonunda il merkezine babasının çalıştığı ile çıkmıştı. Nihayet babasını her gün görebilecek, üçü birlikte sabah akşam birlikte olacaklardı. İl merkezinde İmge’ye bakacak birini bulamayınca annesinin öğretmenlik yaptığı milli eğitimin anaokulunda 4 yaş sınıfı olmamasına rağmen İmge annesi ile birlikte okula gidiyor, okul müdürü Aslı Hanım ise durumu idare ediyordu. İmge’nin annesi tam gün 5 yaş anaokulu öğretmeniydi. İmge annesi ile birlikte tüm gün annesinin sınıfında duruyor ve annesiyle birlikte olmaktan son derece mutlu oluyordu. İmge uyumlu ve sakin bir çocuktu. Annesinin sınıfındaki çocuklarla çok iyi anlaşıyor, onların oynadığı oyunlara katılıyordu. Sınıfta çok sayıda arkadaşı olmuştu. O yıl İmge’nin en mutlu olduğu yıldı. Hem 4 yaşında kocaman bir kız olmuştu hem de akşama kadar anaokulunda annesiyle birlikteydi. Bir çocuk daha ne isterdi ki hayatta.

Yaz tatilinde Temmuz başında anneannesinin yanına gideceklerdi. Babası onları arabayla bırakıp geri dönecekti. Anneannesine gitmeden 15 gün önce anneannesi yanlarına gelmiş, onlarla birlikte kalmıştı. Şimdi hep birlikte dedesinin yanına gidiyorlardı. İmge’nin dedesi 15 gündür tek başına kalmıştı.

O kara günde babası her gün araba kullanmasına rağmen biraz daha hızlı gidiyordu. Keskin bir viraja aşırı hızla giren babası arabanın kontrolü kaybetti ve araba yol kenarındaki banketleri aşıp kayalıklara çarptı. İmge kazada ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı. Kazayı anneannesi ufak sıyrıklarla atlattı. Babasının durumu İmge’ye göre daha iyiydi. Sağ ayağında ve sağ kolunda kırık, sol ayağında ufak bir çatlak ve yüzünün birkaç yerinde ufak tefek sıyrıklar ve vücudunun birkaç yerinde zedelenme vardı. Ama İmge’nin annesi kazada hayatını kaybetti. İmge hastaneye kaldırılır kaldırılmaz hemen ameliyata alındı. İmge’nin her iki bacağındaki kemikler paramparça olmuş, vücudunun başka yerleri de yaralanmıştı. İmge’yi ameliyat eden doktorlar önce her iki bacağının da kesilmesine karar vermişlerse de daha sonra bacaklarını kesmeden ameliyat yapabileceğine karar vermişlerdi. Uzun bir ameliyat geçiren İmge’nin bacakları kesilmedi ve parçalanmış kemikler birleştirildi.

Kazadan sonra İmge çok acılar çekti ve arkası arkasına tam 23 ameliyat geçirdi. Minicik vücudunda ameliyat izi olmayan bir tek yer kalmadı. Babası hastanede birkaç gün kaldıktan sonra taburcu oldu. İmge ameliyatlar sırasında tam 3 ay hastanede yattı. İmge hastanede yatarken babası da hastaneden çıkmış, anneannesinin ve dedesinin evinde yatakta yatıyordu. Babasına iki ay yataktan kalkmaması gerektiği söylenmişti. 3 ay sonra İmge hastaneden çıktı. Küçücük yaşında dayanılmaz acılar çekmişti. Hastaneden çıktığında annesinin öldüğü hala söylenmemişti İmge’ye. İmge annesinin nerede olduğunu, niye kendisini karşılamaya gelmediğini merak ediyordu. Ona gerçeği bir türlü söyleyemiyorlardı. Babası yatakta hasta yatıyor, annesi ise hayatını kaybetmişti. 5 yaşında ölümden dönmüş 23 defa ameliyat olmuş bir çocuğa annesini kaybettiklerini söylemek kolay değildi. İmge bir gün babasına bir kez daha annesinin nerede olduğunu sordu. Babası kızına annesinin bir daha kendileriyle birlikte olamayacağını, onun artık bir melek olduğunu ve onları yukarıdan gülümseyerek izlediğini söyleyerek olanları anlatmaya çalışmıştı göz yaşları içinde. İmge annesinin öldüğüne bir türlü inanmamış ve kendini annesinin anaokulunda öğretmenlik yapmaya gittiğine, eve döndüklerinde annesine yeniden kavuşacağına inandırmıştı. Öyle olmasını istemişti. Öyle olması İmge’nin kendini iyi hissetmesini sağlıyordu.

İmge iyileşince anneannesinin yanından babası ile birlikte tekrar il merkezindeki evlerine döndüler. Birkaç gün sonra İmge anaokuluna gitmek istediğini söyledi. İmge iyileşme döneminde sürekli psikolojik destek de almıştı. Babası psikologa İmge’nin annesinin öğretmenlik yaptığı anaokuluna gitmek istemesinin nasıl olacağını sorduğunda psikolog İmge için iyi olacağını söylemişti.

İmge annesinin anaokuluna gitti babasıyla. Babasıyla içeri girdiler, okulda onları annesinin arkadaşları karşıladı. Okuldan içeri girer girmez İmge öğretmenlere annesini sordu ve koşarak annesinin öğretmenlik yaptığı “Papatya Sınıfına” girdi. İçeride annesi yoktu. Onun yerine başka öğrenciler ve başka bir öğretmen vardı sınıfta. Sınıfta annesinin olmadığını görünce İmge sınıftan ağlaya ağlaya koşarak kapıdan çıktı ve sınıfın dışında bekleyen babasına sarılarak “Annem artık okulda da yok baba, ” dedi ve baba kız hüngür hüngür ağlamaya başladılar. İmge annesinin okulda olduğunu düşünmüş, okula sevinçle ve büyük umutlarla gitmişti. Annesi gerçekten de yoktu. İmge’nin son kalesi de yıkılmıştı. Artık annesinin bir melek olduğunu anlamış, onu o şekilde kabullenmişti.

İmge şimdi annesiz yeni hayatına alışmaya çalışıyor. İmge’ye okulda annesinin öğretmen arkadaşları yardımcı oluyorlar. İmge 5 yaş “Menekşe Sınıfına” gidiyor. Annesinin samimi arkadaşlarından biri öğretmeni ve ona özel ilgi gösteriyor. İmge bir yandan annesini özlüyor bir yandan da annesiz okuluna alışmaya çalışıyor. Parkta salıncağa bindiğinde kimsenin; öğretmeninin ya da arkadaşlarının kendisini sallamasını istemiyor, izin vermiyor. İmge ameliyatlar sırasında o kadar çok acı çekti ki birinin kendini salıncaktan düşürüp tekrar acı çekmesine sebep olmasını istemiyor. Yavaş yavaş kendi kendine salıncakta sallanmaya çalışıyor.

İmge’nin babası kazadan sonra bir ayağında küçük bir sakatlık kaldığı için işini kaybetti. Araba kullanamadığı için eski işine dönemedi ve yeniden iş aramaya başladı. Anaokulu müdürü Aslı Teyzesinin ve diğer öğretmenlerin tüm çabalarına ve bakanlıkla yaptıkları yazışmalara rağmen devlet İmge’ye ve babasına annesi meslek hayatında 10 yılını dolduramadığı için hiçbir tazminat vermedi. Devlete göre daha on yılını doldurmamış, 9 yıl 10 ay çalışmıştı. İmge’nin annesi Temmuzun üçünde hayatını kaybetmişti. İki ay sonra eylül ayında onuncu yılını dolduracaktı. Annesi hayatını kaybettiği için İmge’ye sadece ve sadece askeri ücretin dörtte biri kadar bir maaş bağlandı. Ayrıca İmge’nin ve babasının hastane masraflarını devlet ödemedi. Masrafları ailelerinden aldıkları parayla ödediler. Dedesi İmge ve babasına elinden geldiğince hala maddi yardımda bulunmaya çalışıyor.

İmge annesinin öğretmen olduğu anaokuluna para vermeden gidip geliyor. Okul müdürü Aslı Teyzesi durumu idare ediyor. İmge her şeye rağmen, çektiği bütün acılara rağmen hayata tutunmaya ve biricik annesinden, melek annesinden yoksun hayatına alışmaya çalışıyor: Her ne kadar böyle bir hayata alışmak onun minicik yüreği için kolay olmasa olamasa da.

 
Toplam blog
: 537
: 1884
Kayıt tarihi
: 10.06.10
 
 

Gündemi ve olayları yakından takip etmeye çalışıyorum. Sinema, kitaplar, spor, doğa, siyaset, miz..