Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Ağustos '09

 
Kategori
Anılar
 

İmgemde kalan güzellikler

Sevgili Dostlar,

Sizlerle unutamadım üç güzel manzara anımı paylaşmak istiyorum...

Yaklaşık 10 yıl önce bir eğitim için gittiğim Diyarbakır'da eğitim arkadaşlarımızdan Dr. Işıl ile bir macera yaşamak istedik. Diyarbakır'dan kalkıp, dolmuşlar, otobüsler, minübüsler, vs.... aktarmaları ile Hasankeyf'e ulaştık. Tam öğlen saati biz zirvedeyiz... Tanrım inanamıyorum; bu kadar mı güzel olur, bu kadar mı ayrı bir dünya olur... Kendimi bir anda başka bir gezegende gibi hissettim ve tüylerimin diken diken olduğunu gördüm. En ilginç yanı ise; zirveye çok yakın bir yerde mağara içerisindeki evlerden birinin içine buyur edildik. İçeri girmeden kapıdan baktığımızda içeride buzdolabı olduğunu gördük. Evet evet yanlış okumadınız bir buz dolabı:-) Ama elektrik yok... Yerde minderlerde bir yığın çocuk oturuyor, ortada bir sini, yemekleri konulmuş. Daha kapıdan bakarken bile camdan dışarının güzelliğini görebiliyorsunuz. Ama ne yazık ki onlar bu güzellikleri bizim gözümüz ile göremedikleri gibi, bundan da mahrum edilmeye çalışılıyor... Dönüşümüz ise başka bir macera:-) Tam bir komedi... Ama harika bir gezi... Sağ ol Işıl... Sağ ol yardım eden insanlar... Ve sağ ol Tanrım bize bu güzellikleri yaşattığın için...

2000'li yıllarda Göztepe'de çalışıyorum. Avrupa-Anadolu yakası arası git-geller... Arabamı o gün almamıştım. Başka bir kuruluşun servisini kullanacaktım. Tam köprü girişinde kardan yol kapandı. Anımsarsanız o yıl köprü yürüyerek geçilmişti. Bizler 4 saate yakın yolda kaldık... Sonra geri dönerek evlerimize ulaşmaya çalıştık. İnanılmaz derecede güzel bir manzara... Her taraf bembeyaz... Sanki bütün bir İstanbul beyaza boyanmış. Ve sanırsınız ki İstanbul temizlenmiş, tüm kirinden arınmış. Evet evet gerçekten İstanbul'un ruhu temizlenmiş gibi gelmişti... Tabii bunlar güzel yanları, bir de karların eridikten sonraki hali var, onlardan bahsetmiyorum...

Diğer bir anım ise acı:-( 17 Ağustos depreminde evde annem-babam ve ben vardık. Büyük bir gürültü ve şangıldayıp patlayan, kızıl ışık saçan bir renk ve gürültü ile uyandım. Hemen onların yatak odasına gidip nasıl olduklarına baktım. Sonrasında ise ne olduğunu anlamak için camı açtığımda....... Yerin ışıl ışıl aydınlandığını gördüm. Nasıl olurda yer bu kadar aydınlık olur diye gökyüzüne baktığımda ise..... İnanılmaz bir güzellik vardı. Evet belki beni kınıyacaksınız ama gözyüzünün güzelliğini size anlatamam. Sanki avuç avuç yıldızlar savurmuşsunuz ve her bir yıldızdan gökyüzünün rengi görülmüyor. Her yer ışıl ışıl ve sanki yere ineceklermiş gibi... Tabii o an bu güzelliği gördüm. Sonra yaşanılanları duydukça artık o güzellik bende acı bir anı olarak kaldı. Şimdi ne zaman gökyüzünde çok yıldız görsem, o anı anımsar endişe duyarım...

Dilerim hep güzel manzaralar ve hep güzel anılar ile yaşarız...

Güzelliklerle kalın...

SEMA

 
Toplam blog
: 51
: 795
Kayıt tarihi
: 10.08.09
 
 

Merhaba, 18 Şubat 1964 Artvin doğumluyum. Yüksek okul mezunu olup, uluslararası bir Vakıf'tan ofi..