Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Temmuz '11

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

İmkansız

Yazı yazmamın imkânsız olduğu bir zaman diliminden geçerken bir hayli endişeliyim çünkü o kadar uzun zamandır yazıyorum ki yazmadığım zamanlarda, tıpkı bir uyuşturucu bağımlısının morfinsiz kalması gibi, ellerim titriyor. İsyankâr olmak istemiyorum ancak çocuklar tüm enerjimi süpürüyorlar ve hatta tuvalete gidecek zaman bile bulamıyorum. İşte hayat bazen böyle apansızın zamansız yakalayabiliyor seni. 

Sizlerle iletişemediğimde ya da sizlere düşünce ve duygularımı ifade etmediğimde, kurulmuş bir saatli bomba etkisi yapıyor bende. Oysaki aslında hiçbir şeyi ben planlamış bile değilim ve özellikle böyle olmak, yani farkında ve farklı olmak, benim bilinçli tercihim değil. Sadece başka türlüsünü beceremediğimden kaynaklanıyor. Ama bir gün bu farklılığım benim için avantaj olabilir diye düşünüyorum. Ama bunun için ise geçer akçe olan ve başarı anlamına gelen bütçesel zenginliğe sahip olmak şart! Nitekim güç denen şeyin algıda seçiciliği=PARA. Dün televizyonda kanalların birinde Pınar Kür’ün röportajını dinlerken kendisinden acı bir itiraf geldi: 60 devrimcilerinden biri olarak başarı oranlarının yüzde sıfır olduğundan bahsetti. Yani çiçek çocukları çiçek toplamaktan başka bir şey becerememişler bu dünyada etki alanları itibariyle ve tabi SEKS’i de unutmamak lazım. 

Evet, anlıyorum ki artık ve nihayet, zamansızlık=imkânsızlık. Hatırlıyorum da öğrenciliğimde yurtdışından bir sempozyum dönüşünde o kadar geç kalmıştım ki bitirme tezini yazacak sadece 2 aydan az bir sürem kalmıştı ve Prof. Dr. Selime Sezgin bu kitabın yetişmesinin imkansız olmasından bahsetmişti bana. Günde 16 saat çalışarak var ettim Reklam Etkinliğinin Ölçülmesi adındaki kitabımı. Ayrıyaten 95/100 almayı da başardım en sonunda. Ben bu ve benzeri hikayelerle pek sık karşılaştım. Başka birileri Dünya Bankası ihalesini bir Türk medikal üretici şirketinin almasının imkansız olduğunu söylemişti. Bu sözlerden tam 6 ay sonra Bengladeş’te ilk defasında benim sayemde kazanmışlardı ihaleyi. Ve AMS markalı olarak Türk Anestezi Cihazları dünyadaki kullanımına böyle başlamıştı. Daha sonra GE’nin rakibi oldu ve GE tarafından bilmem kaç mislisine satın alındı. 

Bunun gibi bir çok imkansız hikayelerim var ki hayatımda ve yaptıklarım içinde en kutsal görev 34 adet Türk mühendisini endüstriye kazandırmış olmam. Böylelikle bana yapılmış yatırımları fazlasıyla geri ödemiş oluyorum Türkiyeme. 

Dünyadaki en büyük abkant preslerinden birini benim aldığım siparişle Türkiye’de üretip Amerika’ya 2 ayrı gemide 380 ton olarak sevk etmişliğim var. Ve her şey çatır çatır hatasız yürüdü ve bu makine ile milyonlarca Euro kazanmanın dışında şu anda Amerika’da inşa edilen Freedom Tower bu makineden çıkan ürünlerle yapıtaşlarını oluşturuyor. İşte ben böyle bir özgeçmişten geliyorum. 

Öyle ki 

Daha öğrenciliğimde Avrupa haftasına ilk defa çağrılan öğrenci heyetinin içerisindeydim İTÜ’ni temsilen ve benim hazırladığım rapor sayesinde İTÜ’de yurtdışı faaliyet çalışmaları başlatıldı. 4 saat anlatmıştım gördüklerimi, yaşadıklarımı ve dökümantasyonu ile beraber. 

Falan filan… 

Diyorum ya benden bahsetsem hikayeler bitmeyecek gibi görünür ve de bitmez. Çünkü her an yeni hikayelere gebedir hayatım. Kadınlarla yaşadıklarım keza, incik-boncuk ve bazen imkansız aşk hikayeleri, her biri ayrı bir detaylı roman olacak şekilde yaşanmış bazen hoş, bazen de yürek burkan aşk hikayeleri. Ama bu hikayeler bana kalsın. 

Evet, zamansızlıktan yazamayacağım müthiş romanlarımda var. Ve belki de sadece birini yazacağım ileride emekli olduğumda: “AŞK ve (C)ESARET”. Şimdiden söyleyeyim çok iddialı olacak ve Anna Karanina’ya rakip olacak. Bu da mı imkansız? 

Belki Evet, belki de Hayır. Yes or No? 

Göreceğiz… 

ANIL 

 
Toplam blog
: 631
: 293
Kayıt tarihi
: 10.04.11
 
 

Eric'i külden yarattım. Tamamıyla benim eserim. Söyleyeceği çok sözü, söylemek istediği az sözü. ..