Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ekim '12

 
Kategori
Öykü
 

İmkansızlık çizgisi

İmkansızlık çizgisi
 

(Yazı, ‘Selva Erdener~Ümitsiz’ şarkısı eşliğinde yazılmıştır. Her şey, hayalden ibaret...)

Sesini duyarım, gözlerim dolar. Bilirim ki, nefesini hissederek duyamayacağım. Gözlerin uzak… Hep gitmek istediğim, imkânsız ülkeler gibi… Sıcaklığını düşünürüm… Sadece düşünebilirim, hissedemem.

Yaşam, senin çizgini ölümsüzlüğe doğru uzatmış; sonsuz kılmış. Benim çizgim, nefes sınırları içerisinde gezinir. Çoğu nokta kördüğüm…

Ütopik isteklerim aklımda dolanır, sana dair… Kalbimi kaplar, ruhumu okşar. Gözümü yaşlandırır. Söylemiştim ya sana, hatırlar mısın bilmem ama sanmam. Satırlarda yaşayan Tahir ile Zühre bile, daha yakın birbirine. Şairimizin dizelerinde nefes alır, sevgileri. Hem, Tahir ile Zühre Meselesi’ ni de unutmamak lazım… Zühre de Zühre’liğinden bir şey kaybetmiyor, Tahir onu sevmediğinde.

Hüznüm kırıklarını toplar, düşlerimin…

Adımlarımız aklıma gelir; aynı toprağı ezen, aynı taşlar üstünde gezinen… Ama hiçbir zaman yan yana olamayan. Dans ederken birbirimizin ayağına basamayız, ritimsizlikten. Seninle tadacağım o tatlı acı bile, uzak bana…

‘Sevgili’ diyebilirim sana,‘sevgilim’ ise imkânsız. Bir harf neler değiştiriyor, sana ve bana dair. ‘Sevdiğim’ de diyebilirim, hissedebilirim derinimde. Senin farkındasızlığının tek kişilik hücresinde…

Düşlerime geliyorsun, bazen… Eksik olma. Konuşuyorduk, en son; gülümsemelerimiz ortaktı. Solumak güzeldi aynı havayı; yan yanaydık. Sonra… Sonra yaşam, gözlerime dokundu. Açtım gerçekliğe gözlerimi. Porselen bi’ bebek misali paramparça oldu, düşen ruhum…

Fotoğraflarında gezinebilir, ellerim; ruhuna dokunmam ise imkânsız. Sen her karede benim kalbimi sararken, benim ‘etkisiz eleman’ olmam hayatın adaletsizliğinin bi’ kanıtı.

Fotoğrafların ve herkese bakan cansız gözlerin… Gülümserim, görmezsin. Konuşsam duymazsın, öpsem tepkisizsin. Kalbimin üstünde tutsam, hissetmezsin atışını.

‘Ben’ ulaşamaz sana, varlığım bi’ hiçten ibaret.

İpeksi düşlerim, gerçekliğin hoyrat ellerinde yıpranıp gider. Yine de, kalbimin sandığında saklarım senle işlediğim düşlerimi. Özel ve kutsal bi’ imkânsızdır, sana dair düşlerim ve hep benimledir.

Bir gün, olur da, düş bahçeme yolun düşerse haber ver. Sayılı dakika çabuk geçer ‘sevgili’ ve attığın adımlar tükenip de sen gittiğinde düşlerimden, ölür tüm çiçekler… Yapraklar intihar eder, kurumuş ağaçlar kalır geriye gidişinle. Son anlarında canlanır ya insanlar, sonra ölüm gelir birden; senle en canlı renklere bürünen bahçem, yok olur gider yokluğunun peşinden…

Benim için ‘sensizlik’, doğuştan gelen yaşamsal bi’ süreç. Senin için ‘bensizlik’, ‘o da ne?’ diyeceğin gereksiz ve anlamsız bi’ olgu; asla bilmeyeceksin ne anlama geldiğini ve derinliğini.

Bi’ kız çocuğu belirdi gözümde, hep eksik kalmış. Ya sevgisi eksik, ya oyuncağı… En çok da, çocukluğu eksik. Farkına vardığında, hep çocuk kalacak.

Büyümek ister miydin, diye sordum. Evet, dedi. Eğer büyümeseymiş, seni tanıyamazmış. Ama çok eksiksin, dedim. Alışkınım, dedi; kucakladım sevgiyle, okşadım saçlarını.

Aklımda uçuşan teselli cümlelerini anlam sırasına dizdim, başladım fısıldamaya kulağına.

Üzülme, küçük! Ruhu, ruhunun elini tutacak bir gün. O gün, nefesler tükenmiş olacak; yaşam yolu ise sonsuzluğa varmanın ferahlığında. Baktı, soluk sevinç sarmış gözleriyle; dedi, ne zaman?

Başını göğsüme bastırdım. Ümitsiz cümleleri, buluşturamadım sesimle. Birlikte ağlamaya başladık.

Seninle dolu ‘sensizlik’ tüketir yüreğimi, ruhum varlığının esiri. Nefesin güç verir, kelimelerin besler benliğimi… Bazen yeni bi’ kapıdır; bazen ortak ufkumuz. Sensizken seni, seninle yaşar giderim ben…

Derin düşünmeye gerek yok, derin cevaplarda boğulmaya da…
Sensizim; çarem, sensin.
‘Sen’ imkânsızsın, ‘sana dairler’ de.
Her şey bi’ ‘imkânsızlık çizgisi’!

28 Şubat 2012, İstanbul

Başak GÜZEL

 
Toplam blog
: 51
: 488
Kayıt tarihi
: 12.07.11
 
 

Yazan & Okuyan & Sorgulayan   Burç : Başak Yükselen burç : Koç İlk nefes: 22 Eylül 1983, Perşembe..