İmparator farkı! Galatasaray 3-0 Liverpool

Geçtiğimiz sezonun ardından böyle bir başlık atabilmek bile yetiyor insana... Adı üstünde, rakip Liverpool. İngiliz devi diyoruz kendilerine. Büyük yıldızları barındıran İngilizler, sezonun açılış maçında Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena'ya geldiler. Teknik direktörleri Daglish, maçtan önce iddialı konuşmuştu. Zor bir maç olacağını bekliyordum açıkçası ama...  

Daha ilk dakikadan baskılı bir Galatasaray gördük sahada. Dakika bir olmadan ilk gol pozisyonuna girdi sarı kırmızılılar Milan Baros'la. Geçen sezonun ardından böyle bir şey bizi şaşırttı doğrusu. Fakat maçın başından sonuna kadar Fatih Terim farkını izledik.  

Gollerden başlarsak, ilk gol Fatih Hoca'nın kamplarda sürekli çalıştırdığı türdendi. Çalışılmış şeyler yani... Kazım Ujfalusi'ye müthiş bir pas attı, Ujfalusi Baros'a güzel ortaladı, Baros da kaçırmayıp harika bir gol attı. Burada gol pozisyonunun içindeki bütün adamlar önemli aslında... Ujfalusi'ye bakarsak, mevkiisi stoper olmasına rağmen sağ bek oynadı ve kanattan iyi bindirmeler yaptı, atağa çok iyi destek verdi. Kazım'a gelirsek, gerçekten çabaladı, bir şeyler yapmak ve kendini kabul ettirmek için uğraştı. Milan Baros zaten bir şarkı gibi, "Ben buradayım" mesajını verdi.  

İkinci gol de ayrıca sevindirdi beni. Duran toplardan goller büyük bir özlem olmuştu. Ön direğe kesilen topu Ujfalusi kafasıyla arkasına yönlendirdi, Baros yine affetmedi, kafasıyla tamamladı ve golü attı. Yine organize ve çalışılmış bir goldü.  

Üçüncü gol... Elmander "Atakta sorun yok, Milan varsa ben de varım" dedi adeta. Ayhan'ın ortasına ceza sahası dışından o nasıl bir vuruştur... Yarım vole diye tabir edilen vuruşla, füze gibi bir top attı ve harika bir gole imzasını attı. Taraftarının önünde onun için çok iyi bir başlangıç oldu.  

Gollerden de önemli olan, takımın oynadığı oyundu. Liverpool'un Joe Cole'unu, Andy Caroll'ını kaleye yaklaştırmadı neredeyse Galatasaray. Sürekli baskı yaptı, topu ayağında tutmayı başardı. Tabii burada Sabri'nin de mevkii değişikliğinin faydası vardı... Liverpool defansını yaptığı preslerle inanılmaz zorladı. Bu da tam Fatih Terim'in istediği oyundu. Pas yapabilen, birbirini görebilen futbolcular vardı sahada, kimse şahsi oynamadı. Önemli olan da buydu. Demek ki imparator, elindeki futbolculardan bir "takım" kurmayı ve önceki sezona dair her şeyi unutturmayı kafasına koymuş ve başarmıştı...  

Eğer ki Galatasaray ligde ve kupada da böyle oynarsa, sarı kırmızılıları kimse durduramaz. Taraftarın özlediği "iyi oynayan" Galatasaray geri geldi... Sezon böyle geçerse, herkes izlediği futboldan memnun kalacaktır. Yolun açık olsun Galatasaray!