İmralı'daki ihanet tutanakları

Abdullah Öcalan Kenya’da paketlenip, Türk yetkililerine teslim edildiğinde, uçakla Türkiye’ye getirilirken:

“Ben ülkemi severim. Annem de Türk’tü”.

“Bir hizmet imkânım olursa yaparım. Onun dışında bana bir şey söylemeyin. Hizmet gerekirse yaparım”.

“Türkiye’ye dönünce hizmet edeceğim. Fırsat verirseniz, hizmet ederim. Bunları, halkın içinde konuşuyorum. Başka bir şey de konuşmam. Bir hizmet imkânım varsa, ben inanıyorum vardır, daha üst düzeydekilere de bildirirsek, ben hizmeti seve seve ederim. Ben hizmet edeceğim. Çok iyi edeceğim”.

“İşkence etmediniz, benim içimden geliyor. Ama ben gerçekten söylüyorum. Türkiye’yi seviyorum. Ve Türk halkını da seviyorum. Onlar için iyi hizmet edeceğime inanıyorum. Fırsat verilirse yaparım”.

Evet, Öcalan uçakta bunları söylüyordu.

Aradan yıllar geçti, AKP iktidar olmuş,  iktidarının ilk yıllarında PKK bitme noktasına gelmiş, terör durmuştu.

Uçakta “ben hizmet derim, Türk halkını çok severim” diyen Öcalan AKP’nin on iki yıllık iktidarında, özellikle de bu partimizin “yanlış politikaları” yüzünden terör azdıkça azmış,her gün şehit kanı dökülür olmuştur.

İmralı’da ki idama mahkum, ağırlaştırılmış müebbet cezası çeken cani ise  terörle mücadeleden vaz geçip, müzakereyi seçen iktidarın umudu olmuş,caninin çizeceği yol haritaları “hararetle” beklenir olmuştur.

CHP ve MHP’den umudunu kesen AKP, yeni Anayasayı BDP ile yapmaya karar vermiş, BDP nin istek ve taleplerinin de “İmralı onayıyla” geçeceği gerçeğini dikkate alan iktidar son dönemlerde  bu amacına ulaşmak için İmralı’yı adeta “yol geçen hanına” çevirmiştir.

Türkiye’ye gelirken uçakta annesinin Türklüğünden dem vuran, “bana ihtiyaç olursa hizmet ederim” diyen bebek katili aradan geçen bunca yıl arasında gücünü toplamış son günlerde de iş artık tersine dönmüştür.

Ne acıdır ki;

“Bana ihtiyaç duyulursa, hizmet istenirse seve seve yaparım” diyen caniye bugün iktidar ihtiyaç duymakta, heyetler gidip gelmekte adeta Öcalan’a yalvarılmakta, koskoca devlet İmralı’ya “mahkûm” olmuş görünmektedir.

O gün uçakta “çok iyi edeceğim” diyen bebek katili bugün öyle bir noktaya gelmiş ki,o “çok iyi edeceğim” cümlesindeki sözlerini ispatlamakla meşgul duruma ulaşmıştır.

İmralı canisinin heyetlerle saatlerce görüşmesi, dayatmaları yetmemiş gibi birde “mektup dayatmaları” ortaya çıkmış, BDP, Kandil; Avrupa’ya sanki bir devlet başkanı edasıyla mektuplar yollanmıştır.

Bütün bu yaşananlar ise başta şehitlerimizin ruhunu incitmiş, şehit analarını üzmüş, Türk milletini ise derinden yaralamıştır.

Koskoca bir devlet silahlar bırakılmadan terör örgütüyle masaya oturmuş, büyük bir aczi yet içersinde verilecek tavizlerin pazarlığını yapar noktaya gelinmiştir.

Yapılan bu pazarlıklarında kılıfı hazırlanmış, adına “anaların gözyaşını durduracağız” sloganı yapıştırılmış, yandaş basın ve medya ordusu da “makyaj ve göz boyama” görevini üstlenmiş, milletin beynini yıkamaya çalışılmaktadır.

Bütün bu çabaların, Apo’ nun iki dudağından çıkacak adımların asıl amacı ise yeni Anayasada “Başkanlık sisteminin” getirilerek Erdoğan’ın bu koltuğa oturtulması hesapları yatmaktadır.

23.02.2013 günü Adalet Bakanlığının ve Başbakanın olurlarıyla İmralı canisi ile görüşmeye giden BDP milletvekillerinin “görüşme tutanakları” Milliyet Gazetesinde yayınlanmış, bu tutanakların incelenmesi halinde görülecek ki, dünün bebek katili, bölücü başı, bugünün sayın Öcalan’ı Türk halkına, koskoca Türk devletine, hükümete akıl almaz salvoları, tehditleri yer almaktadır.Türk halkının AKP iktidarının bu bölücü terör örgütünü ve ele başını hangi noktalara getirdiğini, İmralı’ya nasıl “teslim bayrağını” çektiğini bu tutanaklardan açıkça görecektir.

İmralı tutanaklarında en dikkati çeken ve Öcalan’ın iktidardan neler istediğini açıkça ifade eden ve yapılmadığı takdirde neler olabileceğine dair “tehdit dolu” sözlerini burada sadece vermek istiyorum:                                                                                                                 

“Ne ev hapsi, ne de af bunlara gerek kalmayacak. Herkes, hepimiz özgür olacağız. Şunu bilin ki bu hamlem komployu boşa çıkaracaktır. Ben komployu aşıyorum. Başarılı olursam, Ne KCK tutuklusu kalır ne başkası. Bu olmazsa 50 bin kişiyle halk savaşı olacak. Ölen ölecek, ben karışmıyorum. Yalnız, herkes bilmeli ki, ‘Ne eskisi gibi yaşayacağız, ne de eskisi gibi savaşacağız’. Kendime güveniyorum. Şunu iyi bilin devlet de ben de vazgeçemeyiz.”

23 Şubatta İmralı’da tutulan bu “ihanet tutanakları” temenni edelim ki “ ibretlik” birer belge olarak milletin zihninde kalsın, Türkiye ve Türk milleti üzerinde oynanan oyunları iyi görsün.

Sonsuzluk  (Osman Özeker) 28.02.2013