Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Mayıs '13

 
Kategori
Güncel
 

İmralı ile Kandil yollarında barış aramak

İmralı ile Kandil yollarında barış aramak
 

(Cem KIZILTUĞ'a ait olan bu görsel sanal ortamdan alınmıştır)


Giriş

Dünyada eşi benzeri bulunamayacak genellemeler içine sürükleniyoruz.

Çünkü yoğun bir propaganda altında tutuluyor toplum.

Ayrılıkçılar, bölücüler, meleler, partizanlar, teröristler, eylemciler, akiller boşa mı çalışıyor?

Buna bine yakın radyo televizyon, gazete, sanal yayın ile bütün iktidarların sözcüsü TRT’de katılınca neden böyle olmasın?

Bütün yaygın propagandaya bağlı olarak Tek Kişilik Güdümlü Ölçüm olur mu olmaz mı, diye çok düşünmeyin.

Akillerden birine göre Karadeniz Bölgesinde herkes ‘barış’ sürecini destekliyormuş!

İşte dünyada eşi benzeri olmayan genelleme ölçümü de gerçek oluvermiş!

Neden olmasın değil mi?

1.       Gelişme aşaması

'Dervişin fikri ne ise zikri de o olur' dememiş mi atalarımız bu durumları da görerek?

Öyle ki her şeyi tozpembe görmek tutkusuna sarılmış olan Akil İnsanlar Heyeti Karadeniz Bölgesi Grubu Başkanı Yusuf Hakyemez, ‘Devlet güçlüdür, ülkenin bölünmez bütünlüğü konusunda bir taviz istemiyoruz" vurgusu yaptığını anlatan Hakyemez, "Zaten biz de aynı düşünceye sahibiz. Katılımcıların hepsi, süreci destekleyenler de sürece karşı olanlar da bölünmez bütünlük konusunda hemfikirdir’ açıklaması yapmak zorunda kalmış.

(63) Akil İnsanın Karadeniz Grup Başkanı olarak atanmış bulunan Yusuf Hakyemez’in özlemlerine göre, ‘Bu, önemli bir nokta. Bazıları da ortada, bunu da söylemek mümkündür. Bazıları da yaraları derin olduğu için tamamen karşısında, buna saygı duyuyoruz. Onların konumu, çok saygıdeğer bir konumdur. Bu süreçte onları hiçbir zaman ikinci plana itmiyoruz. Şehit ailelerinden umduğumuzun üstünde bir destek olduğunu görmek, bizim doğru yolda olduğumuzu da ifade ediyor."

İşte Kamuoyu Ölçümü konusundaki bir mucize de böylece gerçekleşmiş oluyor!

Buna Devekuşları inanır bence!

Benim gibi ak saçlı emekli kargalar da güler!

2.       Gelişme aşaması

Gelinen bu durumda hiçbir ‘kamuoyu araştırma’ ekibi binlerde kişi ile yüz yüze görüşmesinler artık!

İşin kolayı varmış yenice anladık!

Öyle kılı kırk yararcasına sorular düzenlemeye, örneklem alanları titizliği yapmaya ne gerek var değil mi?

Ayrıca en az kırk kişi ile on beş gün sürecek olan araştırma ve en az beş günlük sayısal dökümler ve değerlendirmeler için kafa patlatmak eşeklik değil de nedir, değil mi?

İşte iki üç bin kişiye uygulanacak ucuz bir anket yerine çok daha pahalı tek kişilik mucizevi bir anketi açıklayan o haberi Anadolu Ajansı’nda bularak okuyabilirsiniz erenler.

Dileyen okur ya da okumaz bilemem.

3.       Gelişme aşaması

Yıllardır açıklanan Açılım(2005) ile Milli Birlik ve Kardeşlik Projesine(2009) az çok kanmış birisi olarak inanın dertliyim.

Terör Saldırılarının dehşeti karşısında, 2010’da Ramazan ayı başında Başbakan Erdoğan’ın  ‘artık bıçak kemiğe dayanmıştır’ açıklamasından sonra sorunun maddi ve manevi yönlerden çözülerek ‘terör’ odaklarının dağıtılabileceğine inanmıştım.

Bir de 11 Eylül Terör Saldırısı yüzünden bir anda (3.000) kadar bağlısını yitiren ABD’nin kendisini Stratejik Ortak olarak öne sürmesi karşısında umutlanmamak mümkün değildi.

Oysa heyhat!  

Sonuç

a)      İmralı-Kandil-Erbil üçgeni ya da PKK ile BDP İşbirliği ne olacak?

Gelinen son aşamalara göre muhalefet ile diğer baskı grupları ortaya ne koymak isterse istesin AKP İktidarını kimse bu yoldan döndüremez.

O yol ki ‘âcizene’ kendi gözlemlerime, anket yapmış olmak çabalarıma ve okumalarıma göre çok ayrıntılı bir plan çerçevesinde uygulanıyor.

O yol ki kökü 2000’lere uzanan gizli İstanbul-Washington-Ankara-İmralı-Oslo görüşmelerine de bağlı olarak bugün Ankara-İmralı-Kandil-Erbil dörtgenine kilitlenmiş bulunuyor.

Noksan aklımla anladığıma göre AKP’nin ‘yola devam’ adlı iktidarda kalma tutkusu için her yola başvurmak arzusu içerisinde İmralı-Kandil-Erbil üçgeni ‘analar ağlamasın’ söylemi altında geçerliliğini koruyor.

Oysa bugün sanal ortama düştüğüne göre BDP-PKK işbirliği yakında TBMM’de yasal bir zemine oturtulacak.

Buna gör, ‘BDP’li Sırrı Süreyya Önder, önceki akşam TBMM’de düzenlenen 23 Nisan resepsiyonunda “PKK demokratik siyaset için pratik eğitimi yapıyor. Kimse evine gitmeyecek, herkes Kandil’e gidip bu eğitimi alacak. İkinci aşamada Meclis’in el koyacağı devreye girilecek. Ülkede topyekûn bir demokratikleşme hamlesi başlatılacak’ açıklamasına bulunası da sanırım kamuoyuna nerden nereye doğru ‘y ol’ alınmak istendiğini bütün yönleri ile göstermektedir.

Kaldı ki Başbakan Erdoğan’ın geçtiğimiz yıllarda sık sık vurguladığı ‘terör örgütü ile siyasi uzantıları’ nitelemesi içerisinde yer alan BDP bugün İmralı-Ankara-Kandil-Erbil arasında gide gele sözüm ona ‘barış’ peşinde koşturmaktadır. Öyle ki terör saldırıları karşısında yıllardır, ‘arkadan adam vurmak demek olan terör saldırılarına lânet olsun!’ diyemeyen BDP yetkilileri son aylarda ne yazık ki ‘barış’ olmazsa ‘gerilla olma sırası bize’ gelir söylemleri ile nice dayatmalarda bulunmaktadırlar. Belli ki bazı AK Partili yetkililerce ‘hiçbir koşula bağlı olmadığı’ söylenen ‘sözde’ barış süreci içerisinde yoğun bir ‘pazarlık süreci’ yaşanılmaktadır.

Özlemi çekilen ‘barış güvercini’ ise Kaf Dağında olsa gerek.

Oysa bugün, ‘İmralı ile Kandil arasındaki iletişimin artık mektup yoluyla olmayacağını…’ açıklayan BDP’li Sırrı Süreyya Önder’den öğrendiğimize, ‘Görüşmeler BDP üzerinden devam eder, artık mektup faslı bitti. Geri çekilme kesinleşti hiçbir sorun yok. Artık yasal faaliyetler başlar’ ifadesi AK Parti İktidarının nasıl bir kıskaç içerisine alındığının göstergesi değil midir?

b)      Terör saldırılarının arkasında neden AB ile AKPM var?

Bu süreçte biliyoruz ki AB’nin Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKMP)’nin on gün önceki son raporuna göre artık AB üyeleri ‘PKK Terörizmi’ yerine ‘çatışma’ kavramı, ‘PKK'lı teröristler’ yerine ise ‘aktivist’ (eylemci) kavramının dayatılmaya başlanması BDP’nin kazanımlarından biri değil midir?

Son günlerde Kuzey Irak’taki terör eğitim kamplarına doğru çekilmeye başlayan PKK dağ Kadrosunun baba ocakları yerine neden oralara doğru ‘yol’ almalarına göz yumulduğunu anlamak ise ‘terörü bitirmek’ kararlılığındaki AKP İktidarının çelişkisi değil midir? Bu konuda öncelikle Kandil’deki KCK eş başkanı ya da PKK Başkanı Murat Karayılan’ın ‘aba altından sopa göstermek’ ve ‘yeni bir yol haritası ortaya koymak’ içerikli açıklamaları karşısında AKP yetkililerinin sessiz kalmalarını anlamak da gerçekten zor.

Ne yazık ki bu süreçte ‘ayrılıkçılık’ toplum katlarındaki komşuluk, akrabalık, hoşgörü ve İslam Kardeşliği gibi köklü değerlerimizi kemiren terör saldırıları ile ilgili propagandalar önlenememiş Batı destekli olduğu gün gibi açık olan ‘ayrılıkçılık’ yedeğindeki terör eğilimli silahlı güçleri de arkasına alarak ‘siyaset yapmak’ gibi ‘demokratik’ bir görünüm kazanmıştır.

Peki ileride kurulması olası bir Barış Masası çevresinde PKK-KCK-BDP murahhasları ile AKPM murahhasları da yer alacak mı dersiniz?

İçine düşülen bu tür tuzaklar terörle mücadelede bulunan ABD ile Rusya dahil hangi Batı ülkesinde yaşanılabilir,  bilen var mı?

 
Toplam blog
: 570
: 1034
Kayıt tarihi
: 14.09.08
 
 

1974'te H.Ü. Sosyoloji ve İdare Bölümü'nü yüksek lisans tezi ile bitirdim. 1976 yılında yapımcı y..