Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ocak '15

 
Kategori
Deneme
 

İmrenenler...

İmrenenler...
 

İMRENENLER…

 

            Lokantada bir genç, parası az olduğu için sadece çorba içiyordu. İlerde pahalı yemekler yiyen yaşlı adama imrenerek baktı. Bir of çekti. “Böyle güzel yemekleri ne zaman yiyebileceğim ben?” diye söylendi. “O kutlu gün ne zaman gelecek acaba?”

            Yaşlı adam da gence imrenerek baktı. “Ondaki gençlik, zindelik bende olsa da keşke çorbayla karın doyurmaya çalışsam” dedi kendi kendine.

            Hastaydı. O kadar çaresiz bir hastalığa tutulmuştu ki, doktor kendisine, “Artık yapacak bir şey yok. İyileşmen için her yolu denedik. İşin Allaha kaldı artık. Kaç günlük ömrün var bilemem. Benden sana tavsiye; yaşadığın günleri değerlendirmeye, hayattan tat almaya çalış. Sana perhiz et demiyorum. İstediğin yemeği, istediğin kadar ye” demişti…

                                   ***

            Genç kızın parası azdı, kendisine ucuz bir giysi arıyordu. İlerde duran kadın ise beş altı giysi birden almıştı, hem de en pahalılarından, en güzellerinden…

            Kız, imrenerek baktı kadına. “Şu şansa bak” diye mırıldandı. “Belli ki; Kadının giydiği önünde giymediği arkasında. Gene bir şeyler almış kendine. Bense ucuz bir giysi almak için dükkan dükkan dolaşıyorum. Taban tepiyorum.”

            Kadın da kıza bakarak, “Şunun gençliği güzelliği bende olsa neler vermezdim” dedi.

            Kocasından boşanmış, sevgilisi tarafından terk edilmiş, yapayalnız kalmıştı. Candan bir dostu, arkadaşı yoktu. İçindeki boşluğu bir şeyler satın alarak gidermeye çalışıyordu…

                                   ****

            Balık gökyüzünde uçan kuşa baktı. “Şuna bak, benim gibi suyun içinde hapis değil. İstediği yere uçuyor, istediği yere konuyor. Ondaki özgürlük bende olsaydı keşke” dedi.

            Kuş da balığı gördü, ona imrendi. “Ne de güzel yüzüyor. Benim gibi gökyüzünün derinliklerinde kaybolmuyor. Suyun içinde serbestçe dolaşıyor, geziyor” diye düşündü.

            Bir balıkçıl balığı yakaladığı gibi gökyüzüne uçtu. Balık birkaç dakika da olsa gökyüzünün maviliğine kavuşmuş, emeline erişmişti…

            Avcının biri kuşu görünce tüfeğini ateşledi, vurdu. Kuş ırmağa düştü. O da birkaç dakika özendiği, imrendiği balık gibi olmuştu suda…      

 
Toplam blog
: 776
: 600
Kayıt tarihi
: 13.10.06
 
 

Emekli edebiyat öğretmeniyim. Yazı ve şiirlerim çeşitli gazete ve dergilerde çıkmaktadır. 20 kita..