Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Eylül '12

 
Kategori
İnançlar
 

İmtihan!

İmtihan!
 

Bu bakımdan insan, yaratıcının çizdiği yol haritasını izleyerek, genişlemek suretiyle kendini güven altına alabilir...........................


Her insanın korkulu rüyasıdır sınav.

Sade bir bilince sahip iman ehlinin çoğu, imtihan edildikten sonra cennete gitmeye hak kazanacağını, ya da başarısızlığından ötürü ebediyen cehenneme gideceğini düşünür.  

Onun için, imtihan edilme düşüncesi çok önemlidir. 

İmtihan her şeyin, hatta hayatın kendisinin bile anlamsız geldiği anlarda, insanın ruhen çöktüğü süreçlerde gelir sizi bulur.   Yapacağınız şey; o anda tepki vermemek, mümkün olduğu kadarı ile kendinizi kabzeden olaylara dışınızdan bakabilmektir.   

Kuşkusuz şeytan, insanoğluna sınırsız bir egemenlik ve yaşama çizgisinde, dünyaya yönelme ve hakikatten uzaklaştırma ilkasını özellikle bu anlarda verir.   

Yozlaşan ve çığrından çıkan her hareket, bu sürelere rastlar. Aslında tevekkül kavramı bu anlarda devreye girmelidir.   

Hırçın bir isyankârlık, şiddete dayanan bir karşı çıkış, sabrın sınırlarını aşan bir oluşum, bireyi yenik düşürür, mahkûm edilmekten başka bir işe yaramaz.   

Yaşadığı bir olay sonrasında “Ya Rabbi, bu meselenin ne kadar kötü bir şey olduğunu cümle âlem biliyor. Bana iftira atan iddia sahipleri rezil olsun” türünden iç geçiren bir insan, peşin söylemek gerekirse bu kavramın içeriğinden hiçbir şey anlamamış, sadece kendini-varlığını koruma yoluna girmiştir.    

Anlayacağınız, savuşturma gayreti içine girmek, bir anlamda kaybetmektir.    

Bakın, bugün dünya üzerinde mevcut çok sayıda dramatik olay var.

Birçok yerde insanlar öldürülüyor.    

Hiç kuşkunuz olmasın.   

Bunların hepsi geçecek.    

Ama sonuçta, bir yerde yenileri yaşanacak.    

Çünkü düzen, bu şekilde kurulmuş. 

“Büyük balık küçük balığı yutar” sözü boşuna söylenmemiş.   

İnanın, şayet bu çetin sınav, beklediğimiz bir yerden gelmiyorsa, şekil değiştirerek yine bizleri bulur, yaşanır.   

Çünkü dünya “Rahman” isminin mazharıdır.    

Bu isim ise acıyla gelen rahmet anlamını taşır.     

Söz konusu ayrıntılar dikkate alındığında, bize gerekli olan ne ise ona karar verelim, onu yapalım.

Bunun üzerinde hassasiyetle durmak lâzım.    

Nitekim, birçok olayda kendi bildiği gibi hareket etmekten vazgeçmeyen, ama hep kaybeden Yahudi ırkının, şöyle ya da böyle, yüz kızartacak günahlarını affedebilmek için ‘Yaratan’bir öküz kurban etmeleri gerektiği bildirmiş.    

Bakarasuresi 71. ayetinde belirtilen öküzün vasıfları şöyle belirlenmiş:

O diyor ki: "Muhakkak ki o inek boyunduruğa bağlanmamış, toprak sürmemiş, ekini sulamamış, serbest bırakılmış dolaşan, alacası olmayan biri!" dediler: "İşte şimdi Hak olarak ortaya koydun isteneni." İşte bundan sonra (güçlükle bulup o vasıftaki tek ineği) boğazladılar... (Ancak çok bedel ödediler o özellikteki tek inek için.) Neredeyse başaramayacaklardı! (AHMED HULÛSİ/KUR'ÂN-I KERÎM ÇÖZÜMÜ)

Anlatılmak istenilen, aranan vasıftaki ineği bulabilmek.

Bunun için de epey bir güç sarf edebilmek, zorlukları yenmek gerekiyor.

Bütün bunlar, yaşamlarında gerekli düzenlemeleri yapmak için önlerine konulan nedenler.    

Dikkat ederseniz, o bariyer de son anda açılıyor.   

Tabi bu yaklaşımlar işin zahir kısmı, batini anlamı ise çok farklı. Kurban edilmesi gereken ve “öküz” diye vasıflanan, insanın izafi benliği.

O benlik kurban edilmeli ki, insanda mevcut ilahi kuvveler açığa çıksın.   

Unutulmamalı ki, Allah’ın kâinatı ve insanı yaratmasındaki sır, insanın kendini tanıması ve bilmesidir.   

Kolaylıkla elde edilemeyecek bu bağ, mutlak surette hayat boyu yaşanacak imtihanlarla gerçekleşir.    

Hiç kuşkunuz olmasın, Mutlak Yaratıcı, bu tür olayları insanlara zulmetmek için değil aksine, “veri tabanlarının genişlemesi”, algılama kapasitelerinin yüksek düzeylerde seyri için getirmektedir.   

Meseleye bir de bu yönden bakmak gerekiyor.    

İç enerjisi tükenmiş, hiçbir mesele ile başa çıkamayan çaresiz, zavallı bir insan düşünün.   

Ondan faydalanma imkânı var mı?   

Ona güvenebilir misiniz?

Herhalde, ne demek istediğimi anlamışınızdır.

Bizler kararan bir dünya için değil, ahiret yaşamı ve kendimizi bilmek için varız.

Bu bakımdan insan, yaratıcının çizdiği yol haritasını izleyerek, genişlemek suretiyle kendini güven altına alabilir.

Dolayısıyla imtihan olgusu ile önüne gelen zorlukları aşmalı hedefine kararlılıkla ilerlemeli derim.

 

Ahmed F. Yüksel

 

 

 

 
Toplam blog
: 636
: 9957
Kayıt tarihi
: 14.12.11
 
 

Araştırmacı Yazar.. ..