Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ekim '09

 
Kategori
Eğitim
 

İmtihan

Görev almakta, görevde yükselmelerde imtihanın olması gerçekten bizim için iyi oldu diye başladı arkadaş.

Yıllarca imtihana girdim yazılı sonuçlarında iyi puanlar da aldım geçmişte derken inceden sızlanma vardı.

Yazılı sınavın sonunda komisyonun önüne çıkınca başarılı olamıyordum diye de ekledi. Komisyondakilerde bizden birileri ama işte imtihan ve sıkıntı da basmış olabilir.

Belki de şöyle olmuş olabilir.

Kimileri kendini yazıyla iyi anlatır. Kimleri ifade etme gücü olur, yazı da zayıf olur. İmtihan baskısından da olabilir.

Yazılının akabinde komisyon önünde yapılan sınavlarda başarılı olamıyordum diye yakınırcasına anlatıyordu. Dilinden düşürmüyordu bu cümleyi. Belli ki çok kereler sukutu hayale uğramış.

Sonuçlar açıklandığında kendi kendime ne gibi eksiğim var diye hep sordum? Cevapta bulamazdım. Kendimce eksikliğim yoktu.

İmtihan stresi hiçbir şeye benzemediğini de biliyorum dedi. İmtihanın isminin ağırlığını yaşayanlar bilir.

Doğrudur imtihan çetindir. Bunun yanında bildiğinden emin olan kişi kendine de güvenir.

Merkezi sınavlarla elaman seçiminin gerekli olduğunu birçok örneklerle de anlattı. Gerekçesini de açıkladı. Merkezi imtihanlar objektiflik için şartmış.

Hepimizin başından geçmiştir imtihan. İmtihana hazırlanırsınız, gecenizi gündüzünüze katarsınız kazanırsınız. Çalışmayanlar da kazanmak ister ama onlar maalesef…

Çalışanlar için aksilik çıkmadığı sürece imtihanın gidişatından sıkıntı olmaz. Değerlendirmelerin standart olmasıyla insanların güven duygularının zedelenmeyeceğini herkes bilir.

Hele meslek alanında yükselme için kendisini yeterli görenler, kurumlarının açmış oldukları imtihanlara müracaat hakları doğar. Şartları tutanlar imtihanlara girerek başarı elde edebilirler.

Birey hakkını kullanmak için imtihana girmeli. Özellikle görevlilerin hakkını koruma adına, kendini ehil olarak düşünüyorsa imtihana girmeli.

Sorulan sorulara cevap verme durumunda ehil insanların bulunduğu ortam güzel olur.

Geçenlerde arkadaşlardan birisinin kafasına yatmayan mevzudan bahsettiler. Konu çok önemli değil olmasına rağmen rahatsız olduğunu anladım.

Konuya vakıf olan arkadaşın biri olayı aydınlattı da arkadaş ikna oldu. Bilgiyi aktaran arkadaş sınava çalışıyormuş.

Bilgiye ulaşılmada ki kolaylıklara göre nasıl oluyor da bu konu veya buna benzer konular insanların kafasını tırmalar bilmem. Demek ki ihmalden veya üşengeçlikten olmalı.

Önce meslek bilgisiyle kişiler kendisini donatmalılar, doğrusu bilinmeli, bilgi hazmedilmeli, insanların doğrularını eleştirmemeli.

Hele bilgimiz yoksa konuşmamalı. Böyle olur mu dememeli? Önce bakıp, araştırıp sonra konuşmalı.

Okumadan bilginin efendisi olunmaz.

Yukarıda cevap veren arkadaş imtihana çalışmanın mükâfatını hemen görmüş böylece. Bilginin gücüne inanmak zorunda insanlar.

Göreve talip olduğunda kendine güvenerek makama geçer imtihan sonucu göreve gelenler. İstekli olmak başka, bilerek, çalışarak göreve atanmak daha başka.

Kurumlar da, imtihan sonucu görevde olanların daha başarılı olacağını düşünenler çok. Tercih edilme söz konusu olunca, duygusallık söz konusu olabilirmiş arkadaşların anlattıklarına göre.

Bu konu da bilgim olmadığından arkadaşları dinlemekle yetindim.

 
Toplam blog
: 375
: 678
Kayıt tarihi
: 12.07.08
 
 

Mehmet Şener 1964 doğumluyum, Burdur-Gölhisar'da yaşıyorum. Doğum yerim Burdur/Atınyayla . Lisans..