Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Şubat '08

 
Kategori
İlişkiler
 

İnadım inat

İnadım inat
 

İnadına yaşamak...

Karlı bir İstanbul akşamı içimizi ısıtmak için arkadaşlarımla toplanıp hem eski kış günlerini yad etmek hem de sıcacık birer sahlep yudumlamak için buluşmuştuk. İstanbul'da İstanbulluların pek de alışık olmadığı bir hava hakimdi kar, tipi, soğuk bi taraftan olumsuz yaşam şartlarını beraberinde getiriyordu. Ama nedense içimizde tarifi olmayan mutululukların yüzümüze yansıması beliriyordu.

İşe giderken yaşanan zorluklar, düşmelerin komiklikleri konuşulurken tüm benliğimle orada olmaya çalışırken birden ağzımdan ben de " Aşk'tan düşdüm" demek geldi her nedense... Birden arkadaşlarım şimdi bu da ne diye bi taraftan beni soru yağmuruna tutarlarken ne diyeceğim diye düşünmeye çoktan başlamıştım bile...

Aşk'tan düşmek nasıl bir şeydi? Onların anlattıklarını düşünerekten olayı kendi açımdan bağlamaya çalıştım. Ve aşktan düşmek aynı karda düşmeye benzer, düşersiniz ; İlk anda o sıcaklıkla canınızın yandığını anlamazsınız bile çünkü ilk aklınıza gelen etrafın sizi görüp görmemesi, üstünüzün batması ve elinizdekinin düşmesidir. Ama zamanla bir yerler de sızıntılar başlar, morluklar teninize yansır. Aşk'tan düşmekte böyle bir şey yanlız orada ki vucudunuzla birlikte kalbinizin de acı çekmesi...Kalbinizdeki düşüncelerin yere düşmesiyle (Kötü bir benzetme olsa bile bu kış gününde ancak bu kadar olur.) Siz kalkınca üstünüzü temizleyip düşen bir şeyiniz var mı diye etrafa bakarken Aşkta yerdeki duygularını kişi için içinde parlayan elmasın taşlarına benzettiğinden bu düşmede kalanları itinayla tekrardan yerine oturtmaya benzer dedim. Tek iyi tarafı vucudunuzdaki acıları unutabilirsiniz. Ama kırılan kalbiniz ise parçaları ne kadar yerine özenle oturtsanız bile uzaktan çok hoş görünse bile yakınına yaklaşıldığında çatlaklar görülmeye başlar.

Ve incitmeyecek kadar uzak, üşümeyecek kadarda yakın olabilmek duygularımıza... Kirpi hikayesini bilenler ne demek istediğimi anlarlar. "Aşk'tan düşünce sen ne yaptın" diye bir soru geldi. Cevap gayet netti."Her düşenin yaptığı gibi daha bir güçle bastım hayatta ki yerime, daha bir hırsla asıldım. Bir daha düşmemek için...

Aldığım bir e-iletideki dizeleri onlara da aktardım. Şöyle ki;

"İnadına yaşayacağım seni hayat, karşıma daha ne çıkaracaksın bilmiyorum.
Ama sana inat yaşayacağım işte.
Bitecek bu günler yine güçleneceğim.
Her sevdam sonunda canımı yaksa da.
VEFASIZ SEVGİLİ seveceğim yine de inatla...
Ben sevmeyi seçerek en güzel duyguyu yaşıyorum ve gönlümce yaşatıyorum elimden geldiğince..
Bunu hak etmiyorsa sevdiğim,
bunu taşıyamıyorsa hakkıyla eğer GİTMEKTE ÖZGÜRDÜR.
Giden kaybedendir aslında.
Ben inatla yine seveceğim..."

 
Toplam blog
: 227
: 543
Kayıt tarihi
: 16.01.08
 
 

Fazla söyleyecek bir şey yok herkes gibiyim. Artık... Bazı acılar faydalıdır. Önce üzer, sonra he..