İnancımızı politika malzemesi yapmayın

Üç yıl önce Emine E. GATA’da yatmakta olan bir sanatçımızı ziyaret etmek istemişmiş de, sanatçının eşi, önce bekliyoruz dediği Emine Hanım’ı tekrar arayarak dışarıda görüşmelerinin daha uygun olacağını söylemişmiş. Üç yıl tıs yokken birdenbire konu alevli bir biçimde gündeme getirilmiştir. Acaba nedendir bu zamanlama?

Gerek GATA’da gerekse orduevlerinde ve öteki askeri tesislerde, geleneksel olarak başını örten bayanlara hiçbir şekilde ayrımcılık yapılmıyor. Ancak inadına, siyasal amaçla ve ben bildiğimi okurum kural mural tanımam anlayışı ile başını bağlayan siyasal dincilere izin verilmiyor haklı olarak. Dünyanın neresinde olursa olsun hiçbir rejim, hiçbir kurum kendisini düşman olarak gören, altını oymak isteyen, hatta onu yok etmek isteyen düşünce, kurum ve kişilere özgürlük ve demokrasi adına hoşgörülü olamaz, olmamalıdır. Eğer olursa da kendi sonunu hazırlamış olur. Dinimizi politikaya alet edenlerin okudukları kitapları, gazeteleri vb.ni inceleyecek olursanız, askere karşı düşmanca bir tavır içinde olduklarını, ellerine fırsat geçse bir çoğunun birer Derviş Mehmet olma isteğinde olduklarını yakından görebilirsiniz.

2008 yılı 14 Kasım’ında Aydın’da yapılan bir toplantıda, o zaman AKP Aydın İl Başkanı olan İsmail Hakkı Eser, “ Başbakanımız bizim için adeta ikinci peygamber gibidir” der ve salonda bulunanlar da bu sözleri hararetli bir biçimde alkışlarlar. İl başkanı da yerel seçimlerde il genel meclisi üyesi adayı yapılır ve seçilir. O günlerde hiçbir tepki görmeyen konuşmacı bugün gündeme getirilmesiyle partisinden istifa ettiriliyor.

Yine basından öğrendiğimize göre, AKP İlçe Başkanlığı’nı ziyaret eden Of Belediye Başkanı Oktay Saral, Ergenekon soruşturmasının ülkeye yapılan en büyük hizmet olduğunu savunarak; “Allah, başbakanımızı bizim başımıza nasip ettiği için her gün iki rekat şükür namazı kılmamız gerekir” diye konuşmuş. Şimdilik, onun için de gösterilen bir tepki yok partisince. Olay üzerine Trabzon Müftü Yardımcısı Zeki Aksoy, “Kişi için ne şükür ne de başka bir namaz olmaz, kurban kesilmez. Kişi için kesilen kurbanın eti yenmez. Hepsi Allah için, Allah rızası için yapılır” demiştir.

Belediye başkanının sözlerini ve Erdoğan için yapılan “ikinci peygamberimiz gibidir” benzetmesini değerlendiren Diyanet ve Vakıf Emekçileri Sendikası Başkanı Lokman Özdemir, “Böyle bir yaklaşım olmaz, öyle peygamber yerine koydurma, şükür namazı kıldırma İslamda yoktur. Böyle bir yakıştırma haramdır. Bu tür yaklaşımlar İslam dinine hakarettir. Kim böyle bir yaklaşımda bulundu ise insanlar için, politikacılar için şükür namazı kılınması çağrısı yapıyorsa, böyle bir yaklaşımda bulunursa biz bunu kınıyoruz” diye görüş belirtmiştir.

İslam dini son din, İslam peygamberi Hz. Muhammet de son peygamberdir diye biliriz ve inanırız. Bizim dinimize, göre temizlik imanın yarısıdır, çalışmak ibadettir, sağ elin verdiğini sol el görmeyecektir, komşusu açken tok yatan bizden değildir, ilim Çin’de de olsa aranıp bulunacaktır.

“Bizim dinimiz akla, mantığa, fenne en uygun dindir. Bunun için son din olmuştur” der Mustafa Kemal Atatürk.

Kişinin inancı Allah ile kendi vicdanı arasındadır. Hiç kimse bir başkasının inancını ve ibadetini düzenleme, yönetme ve yönlendirme hakkına sahip olmamalıdır. Hiçbir din ve dince kutsal sayılan değerler politikaya, ticarete vb.ne alet edilmemelidir. Bundan en büyük zararı yine din ve dince kutsal sayılan değerlerle geniş halk kitleleri görmektedir.