Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Temmuz '09

 
Kategori
Güncel
 

İnançsızım ben!

İnançsızım ben!
 

Kaynak: İnançsız ben...


Geçenlerde bir haber vardı, mesleği avukatlık olan genç hanım mesleği doktorluk olan eşinden eşinin abartılı ibadetinden dolayı boşanmıştı.

Abartılı ibadet dediğime bakmayın, tam bir tarikat tarzı aslında, günde yedi kez namaz kılma, bilmem kaç bin kez Allah adı zikretme falan, ibadet ötesi bir durum yani sonuçta ancak gelin görün ki öyle yorumlar yazılmış ki haberin altına sosyal statümüz olduğu gibi ortada!

Şöyle ki, inanan ve inanmayanlar olarak iki ayrı gruba ayrılmışlığımızın resmen bir belgesiydi!

İnanan grup, durumu abartılı bulanları inançsızlıkla değerlendirme haklarına sahip olmuşlardı, bu da son yıllarda inanç ve ibadet normlarının vardığı noktayı pek güzel göstermekteydi, bir de tabii ki bölücülüğü!...

……

Sudan’da pantolon ve gömlek giyen bir grup hemcinsim kırbaç cezasına çarptırılmış, açık saçık giyindikleri gerekçesiyle…

……

Mısır’da ailesine musallat olduğunu öne sürdüğü cini dava etmiş bir aile reisi, şeriat mahkemesi davayı kabul etmiş!

Mahkeme nasıl bir muhakeme yapacak merakla beklemekteyim!...

……

Bir kadın şüpheli tavırlarından dolayı dikkat çekmiş, kadın giysisi içindeki meğerse erkekmiş, hem de dört yıldır bu şekilde kaçmayı başaran adam öldürmeye tam teşebbüsten aranan bir suçlu!

Kadın giysisi denilen ise kara çarşaf arkadaşlar!

Kuytular, karanlıklar boşuna değildir içlerinde marazlar barındırırlar!...

Bu gerekçeyle midir kadının örtünmesini erkekler bu denli isterler ve din diyerek, günah diyerek kötülüklerin saklanmasına zemin hazırlama telaşındadırlar, her gördüğü kadına cinsel fanteziler üreten bir erkek bu nedenle midir sahip olamadığı dürtülerinin sorumlusu olarak kadın saçını, gözünü, dekoltesini suçlar?

……

Genç karı koca evlerinin bulunduğu sitenin parkında otururlarken bir bankta, artık nasıl bir hoş muhabbet geçmişse aralarında, kadın başını kocasının dizine yasladı diye uygunsuz vaziyetten dolayı ödedikleri aidatla gelirini sağladıkları site bekçisi tarafından tartaklandı!

……

Hüseyin Üzmez ortalık yerde taciz etmemişti B.Ç. yi elbette, kapalı kapılar ardında yapılır çirkin şeyler hep nedense ve inanan bir kesim var ki “Yalandır! İftiradır!...” savunma tarzını pek sever oldular; kapalı kapılar ardında olan bitenin deşifre olmasının zorluğuna olan inançlarıyla elbette!

Kuytularda yaşamaz kuşlar, kuzular, yılan ve çıyanların sevdikleri yerlerdir onlar ancak!...

Hüseyin Üzmez tutuklanmış bugün, adalet yerini buldu diye düşünenler pek de fazla sevinmeyin, inanan insanlar grubundan olan Üzmez’i pek de fazla üzmeyeceklerdir!

Vardır mutlaka bulunmuş bir orta yol, az biraz sonra elbette ortaya çıkacaktır!

……

Bir de tavuğa tecavüz eden otuz üç yaşında bir adamın haberi vardı bugün, birisinin kümesine girmiş, tavuklarından birisine tecavüz etmiş, kümes sahibi olayı fark edince yakalamış, şikayette bulunmuş lakin hayvanlara kötü muamele gibi bir madde olmadığından salınıvermiş!

Tavuk telef olmuş!

Yani ölmüş!

İnananların ülkelerinde eşeklere, köpeklere pek alışmıştık, kadınlara kızlara da, konuşamazlar diye öldürülmez eşek ve köpekler, kadınlar ve kızlar telef edilirler, hoş, tecavüzcüsü etmese ya kocası ya babası, ağabeyi ya da oğlu telef eder taş, tüfekle, olmadı recm edilir şeriat ile, işte aynen böyle tavukcağız öldüğüyle kalır, neden olan elini kolunu sallayarak salgılarından dolayı yeni avlar aranır, velev ki denk gelene kadar yetkililerden birinin kızına, karısına!

O zaman ruh hastası olur, sapık olur, ama şu anda yalnızca resmi kanunda yer bulamayan bir suçsuzdur!

……

Şimdi, toplayalım bakalım tüm verileri, hadi düşünelim inanç, ibadet, Müslümanlık bu mudur!

Müslümanlık, inanç ve ibadet buysa eğer, ben hiçbirine ait değilim!

Ait olmak da istemem, kendince inancı olan bir insan kadın olmayı tercih ederim; inancım şudur ki: Bana yapılmasını istemediğim hiçbir şeyi bir başkasına yapmamak, herkesin özel bir durumu olabileceğinin bilinciyle kimseyi yargılamamak, benim özgürlüğüm bittiği yerde bir başkasınınkinin başladığını bilmek.

Kimsenin kötülüğünü istememek, kimsenin sahip olduklarından dolayı hasetlenmemek!

Maddi-manevi yardım edebileceğim kişilerden yardımımı sakınmamak ancak bu yardımları yalnızca kendim için yapmak, karşılığını beklememek, çünkü ayırtındayım ki ben istediğim için yardımlaşmaktayım, bencilce yani, kendimi iyi hissetmek için, bilmem anlatabildim mi?

İç sesimle ben anlaşmış durumdayız, ne din derim buna, ne de bizler sizler gruplaşmasına meze ederim, ne Müslümanlık öğretti bana bunu ne de Allah korkusu!

Ne kadar özgür olursa insanın mantığı ve yüreği, ne kadar bağımsız kalabilirse korkulardan ve ne kadar sevgi ile tanıştırılmışsa o oranda parıldar!

Geri kalanı boştur, loştur, karanlıklara çanak tutar da o karanlıklar an gelir çanak tutanları da boğar!


Gülgün Karaoğlu
Temmuz,14/09

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..