Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ağustos '10

 
Kategori
Siyaset
 

İnandığı gibi yaşayanlarla, yaşadıklarına inanlar

İnandığı gibi yaşayanlarla, yaşadıklarına inanlar
 

msn den


Her milletin kendine özel bir yaşam felsefesi ve yazılı olmayan bir toplu yaşam kültürü hafızası vardır.

O; kurallaşmış toplumsal kabullerin genelleşmiş, millet potasında buluna her kesi kucaklayan, ama milletin vicdanını incitmeden, yaşayarak içselleşen ahlak doktrinidir. Onu anayasalarla ceza yasalarıyla şekillendiremezsiniz.

Hatta ana yasalar ve ceza yasaları; o yazılı olmayan, ama tolumun hafızasında her kesin ezbere bildiği ve kendini o kurallara alıştıran bireyleri bağlayan genel kabullere uygun düzenlenir. Ola ki; ana yasalar veya diğer yasalar milletin yaşam hafızasındakine uygun düşmezde, millet vicdanını zorlar nitelikte olursa sürekli tartışılır.

Görmek için bakılırsa görülecektir, evrensel tabi hukukun ölçüleriyle milletin içselleştirdiği ahlak doktrini arasında pek çelişki görülmeyecektir.

Eğer toplumsal yaşamı düzenleyen yasalar; gerek evrensel tabi hukuku ve gerekse milletin yaşam kültürü hafızasındaki yerleşik değerler göz önünde tutularak hazırlanırsa, anayasalar toplumsal sözleşme niteliği kazanır ve uzlaşılmış kurallar bütünü olabilir.

Halklar inandıkları gibi yaşarlar. Ama toplusal düzenleri meydana getiren yasalardan çıkar bekleyenler ise yaşadıklarına inanırlar. Bu nedenle genellikle anayasalar çok tartışılırlar. Ve anayasalarda yer alan bireysel devredilemez hakların dayanağı evrensel tabi hukuk olmasına ve anayasalar eşitliği sağlayan toplumsal sözleşmeler olmasına rağmen, milletin edilgen sosyal kesimlerinin devredilemez hak ve hürriyetleri hep kısıtlanır. Üstelik o anayasalara yönetilen yani edilgen sosyal kesimlerin hak ve hürriyetleri öyle kolay konulmaz.

Yaşadıklarına inanların kuralları

Göbeğini kaşıyanlar, yaşadıklarına inananların lütfettikleri kadar özgürlüğü kullanabiliyor olması her milletin tepesinde bir egemenler sultası olduğundandır. Dağdaki çobanla şehirdeki sosyetenin oyunun bir olmaması hangi kanunla belirlenmiştir. Milletimizin milli gelirinin %65 ini alan nüfusun %20 sinin yasalarla belirlenen haklarında %65 ini kullanıyor olması hangi kanunda yazıyor.

Genellikle kanunların düzenlenmesi aşamasında çıkan kavgaların, politik polemiklerin, hangi kesimler arasında olduğuna bakarsak son anayasa değişikliği referandumunun neden böyle gergin geçtiğini daha iyi anlayabiliriz.

Bu noktada anlaşılması gereken esas nokta egemenlerin hoşuna gitmeyen bu anayasa değişikliğine egemenlerin dışındaymış gibi görünen bazı kesimleri neden rahatsız ediyor?

Memurlar 1990 yılından beri meydanlarda toplu sözleşmeli sendika istiyorlardı. Bu anaysa değişikliği onlara toplu sözleşme hakkı veriyor ancak hayır diyorlar.

HSYK ve Anayasa mahkemesinin üyeleri bundan böyle daha geniş bir katılımla belirlenecek. Önceki anayasada HSYK ve Anayasa üyelerini sadece yüksek mahkeme üyeleri kendi aralarından seçiyorlardı. Bu anayasa değişikliği ile artık bütün hakimler ve savcılar kendi aralarında hepsinin katılımıyla yapılan seçimle belirlenecek ve hepsine aday olma hakkı olacak.

Bu düzenleme kimlerin çıkarına dokunur?

Burası çok önemli. Bunu anlamak için sadece bu mahkemelerde kimler hangi kesimler hangi gayri kanuni işlerini görüyorlardıysa onların çıkarını tehlikeye sokuyor.

Eğer referandumdan evet çıkarsa bütün memlekete yayılmış binlerce hakim ve savcıyı etkileri altına almak zorunda kalacaklar. Ondan sonrada hukukun üstünlüğü ve demokrasi hatta adaletten falan söz edecekler.

 
Toplam blog
: 191
: 540
Kayıt tarihi
: 01.06.08
 
 

Yerel bir gazetede yazıyorum. Okumayı severim, şiir okumayı severim. Emekli işçi olarak sosyal ak..