- Kategori
- Şiir
İnanmanın gazeli
İçimdesin
Sıkı sıkıya taşıyorum seni
Bunun böyle olduğuna inanıyorum
Nasıl inanıyorsam buna
Öyle inanıyorum dediklerine
Okumadan
hepsine boğun eğiyorum
bana karşı da olsa sözlerin
Ne çıkar bundan bilmiyorum
Kötüyüm
Bilemiyeceğin kadar çok kötü…
Onun için de durup dururken
Bağırıyorum ya!
Meleklerin sesi sandığımız
Cehennemde kalmışların türküsü
Ateşin yakışının sesi yok yok
Buradan götürdüklerinin sesi
Biliyorsun herkes ateşini buradan götürüyor
Tek dal odun yok cehennemde
Bunu biliyorum ve susuyorum
Gözlerim bağlıyken bile o hücrede de
Biliyordum ve susuyordum
Uzun sürmüyor da ondan.
Ne öğleden sonralarım,
Ne de gecelerim
Dilediğim gibi geçmiyor
Yoğun karmaşık hiç bir şeye vakit yok
İşe gidince her gün,
Yüzüm solgun,
Kendim de bitik durumdayım
Gecenin ileri saatlerinde
Uykumdan
Yaralı bir kaplan gibi uyanıyorum
ikide, üçte; dörtte…
Oysa en geç onda yatıyorum
Gece yarısında
Müthiş bir susuzlukla uyanmasam
Çölde kaldım sanıyorum
Kana kana su içmesem
İçim yanmış, bitik
Sabah yatağıma küskün uyanıyorum
İçimdesin
Sıkı sıkıya taşıyorum seni
Bunun böyle olduğuna inanıyorum
Nasıl inanıyorsam buna
Öyle inanıyorum dediklerine
Okumadan
hepsine boğun eğiyorum
bana karşı da olsa sözlerin
Ne çıkar bundan bilmiyorum
Kötüyüm
Bilemiyeceğin kadar çok kötü…
Onun için de durup dururken
Bağırıyorum ya!
Mehmet Özgür Ersan