İnce alımlı, göze hoş gelen bir ifadeyle Eylül

İnce alımlı, göze hoş gelen bir ifadesi içten içe sığdıramadığı duruşu ile Eylül bir o kadar da içindeki güzel duygularında ibaretti her şey den önce, siz ne kadar derinliklerde ki o güzellikleri göremeseniz de her zamanki gibi alımlı, dille hoş gelen bir inançla size merhaba değişinden ne kadar hoş, güzel, duygu yüklü bir ifadeden söz ettiğini anlarsınız.

İşte Eylül benim çok sevdiğim, o güzel derinliklerindeki bakışlardan saklıydı. Bize uzun, bir süre sonra tutkunun daha sağlam daha da güzel olduğunu gösterircesine başka bir şeye dönüştüğünü söylenirdi; Henüz güz ayın tam ortasında vakurların esintilerini bir limanın kenarındaki demirlenmiş olan geminin sirenleri daha güzelleştiriyordu onu; oysa her şeyden güzellikler katan bir anlayıştan ibarettir. Güz ayın tam ortasında güneşin o sımsıcak ışınları içimizi ısıtsa da güz ayın bir başka güzelliklerini hep beraber yakalarcasına oyunlar sergileyerek nelerin yapılması gerektiğini konuşurduk dilimizin döndüğü yere kadar.

İşte Eylül alımlı, göze hoş gelen fiziki duruşu ile tam olarak karşıma çıkmıştı. İçimde ona sarılmak ve var olan tüm İnancımızla aşkımızı haykırmak haykırabilindiğine iki dudak arasından çıkan büyülü aşkı söylemekti, kuşkusuz daha az uyarıcı; ama daha olgun bir duygu olan bu ifadeyi hiçbir şekilde yetirmeden söylemekti. Doğanın bir kanunudur seversin sevdiğine kendini çekinmeden açıklarsın artık onun duyguları, onun içindeki derin düşüncelere bırakırsın.

Birbirini tanımaya çalışan bir delikanlı ile bir kadının serüvenlerinden özel bir nedeni olmaksızın, öylesine sadece hoşlandığını söylemek kadar da güzellikler kadar hayatımız boyunca serüvenlerle birlikte. İşte gerçek aşk denilen şeyin insanoğlunu üzerindeki etkenleri, direncinin ne kadar büyük boyuta geçirdiğini bilmek duygusu, düşüncesini ilerletmek kadar hoş ve güzeldir. Aşklar vardır tanımı yapılamaz, aşklar vardır aşk değildir sıradan günü birlik denilen amaçsızlardan ibarettir

Eylül: ince boylu, alımlı dik bakışları, mavi gözleri, kararlı, inançlı ve hoş güzel bir idi; Eylül her şeye rağmen sadık yüreği ile kendini bu dünya’nın içine sığacak duruşunun güneşin o vakur esintileri ile birlikte var yüreği ile aşkını haykırmıştı. İşte eylül buydu. Oysa yılar ayları, aylarda günleri kovalayıp gidercesine yaşanılmamış gerçeklerden sadece yüreklerde kalan yetip giden bir ömürden ibaretti