- Kategori
- Şiir
İnce belli bir çay hikayesi
birazdan
saçkırımın kenarına iki tabure bi masa
masaya radyo
radyoya türkü
bi kilim
bi semaver
biliyorum elbet uzayıda aştı çağ
ama değişmeyecek elbet çobanyıldızı
yine omurgasız kalacak bekleroğlu
ak gürgenin altında
kendi sularında büyüyecek nilüferin buğusu
bu gün yarına çıkmak yasak
zorlarkenki cama çarpan sineğin kanatları
vurdum aklımı uçurtma kuyruklarına
ipin ucunda durduğu gibi durmuyor meret
yalpalıyor ak bulutlara
ne ki serçe
ne ki kırlangıç
haylazlık çise çise
bi çay çek kendime semaverden
suyu kaynat
doldur ince belli bardağa
oldu mu sema
az da akşam kızılından dem
ver sema
işin aslı bu olsa
aslı mihmanım olsa
besbelli öğlen sıcaklığı soğuruyor aklıma
kesip üfürüğü bıraktım teyyareyi yüzükoyun
karıncalar direniyor toprağa narin ayaklarıyla
eyvallah