Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Mayıs '18

 
Kategori
Felsefe
 

İnceden İnceye Dokunanlar

Kirlenmek güzeldir, temizlenmek şartıyla…

Gene belirsizlik rüzgarı esmeye başladı hadi hayırlısı…

Bir şairin onuru kalemindedir, ama nedense onu başı aşağıda tutar.

Bir atasözümüzde der ki; kurt kışı geçirir ama yediği ayazı unutmaz.

Hava ne kadar da gerici bu günlerde. En iyisi ağırlığımı SOLuma vereyim.

Gülmeyi hala öğrenememiş olmamız ne kadar güldürücü.

Özürlülerin dünyasına girebildin mi, oradaki zorluklardan sıyrılıp geri dönebilmen için pek çok özür dilemen gerekir.

Unutmaya çalıştıkça her an hatırlamakla beynim kemirileceğine uyuşsaydı ya beynim.

Hatırlamak kadar hatırlanmak da güzeldir. Bazen hatırlanabilmek için gereken hatırlamak ve hatırlanmaktır. Hatırlatan kim olursa olsun aslolan hatırlanmaktır.

Sonrayı doğuran, öncedir.

ZORUNA gittiyse, KOLAYINA gelir artık.

Bildiğim tüm kuşlar yaralanmış, kanatsız kalmış; uçamıyor yürekleri.

Dediler ama ben SAYMADIM sensiz geçen günleri.

Dedim ki giderken haber verseydin, gelirken verdim mi de dedi AŞK.

Gönlümün bir tarafı kırgın sana, diğer tarafı da yok zaten.

Okuduğumu anlatamamakta ustayım.

Bizi herkes zengin sanıyor, bizim bir tek gönlümüz zengin.

Erkeğin şerefsizi de hiç çekilmiyor.      

Çocukluğumuzdan vazgeçtiğimizde, işte o an büyümeye başladık.

Her ayrılık bir bekleyiş, her bekleyiş de bir ayrılıktır aynı zamanda.

Hep isyanlarda kal ki yüreğim, hayat bulayım.

Sanırsın kibarlıktan kırılacak bir yerlerimiz…

Kaybederek kazanıyor bazıları…

Belki de kaygan olmalıydı düşlerin…

Çiğnedik koca bir ömrü, kimimiz ayaklarımız altında, kimimiz de sakız gibi ağzımızda.

Bilirim, pişmanlıkla geçmez ömür.

Takıldı ayağım hayatın kaldırım taşına, içim burkuldu.

İçimizdeki keşkeleri dindirebilseydik, uhdeye dönüşmeden önce.

Zamana karşı misafirperverliği yoktur biz kadınların. İsteriz ki hiç uğramasın bize, ak düşürmesin saçlarımıza.

Söz biter yazı kalır, gönlünde izi kalır.

AŞKa bakışın nedir diye sordular. Ben de Kuş Bakışı diye yanıtladım.

Susma yüreğim, SUSMA DA SEVİNDİR BENİ.

Bilmezsin, ben yokluğunda ölüyorum.

Yüreğin aynı cümleleri kurardı belki de…

Bir söz vardı beğendiğim, üzüntüden kahrolduğum gecelerde kendime hatırlattığım; UMUT, HEP VAR. Kimindi acaba?!!

Bilmem hatırlatmama gerek var mı, özde de sözümdeki gibiyimdir.

Düşündüklerimin %10’u hayal, gerisi de gerçeklerden oluşuyor. Diyorum ki hayallerimin yarısı da gerçekleşse keşke.

Bir elin on parmağını geçemedim…

Saat sana çeyrek var, beni ise 5 geçiyor; yine de geç kaldım gözlerindeki buluşmaya.

Bir kere de ciddiye alma beni be hayat.

Derin düşüncelerin kıyısında yelkenlimi açtım serin serin...

İçimdeki korkunç yalnızlığı öldürmek için zamana ihtiyacım yok benim.

Öyle ürkek, öyle sessiz çığlıklar atıyorum ki, ben bile duyamıyorum onları.

Bana yazacak tek bir kelimen yok ya, helal olsun…

 

 
Toplam blog
: 109
: 78
Kayıt tarihi
: 19.04.18
 
 

1980 Adana doğumluyum. 13 yaşında friedreich ataksisi hastası olduğum ortaya çıktı. İlköğrenimi A..