Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Haziran '07

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

İncinen gurur

İncinen gurur
 

Pencereden baktığımda görüyorum;
Senin yüzün, incir yaprağında.
Senin ürkekliğin,
Duvar üstünde yürüyen,
Bir kedinin kıvraklığında.
Aynada dururken, görüyorum;
Kırmızı öpüşün, sol yanağımda.
Dişimi fırçalarken senin ağzın,
Serin suların berraklığında.
Rakı devrilmiş masalarda yokluğun,
Veya benden önce kalkıp gitmişliğin;
Gece boyu dolandığım barlarda.
Sarhoşlara tekrarladığım adın;
Balıkçı kahvesinde, çorbacıda,
Kenarlarda...
Dökülmek istemiyorum, hayır!
Çingene çiçekçiler,
Habire yaltaklandığında;
Bilmediğim soruların açtığı çukuru,
Yalanlarla doldurmak istemiyorum!
Seni kaybettim galiba...
İki taşın arasında kaldım!
Bu, benim hatam değildi,
Seni ben çok geç tanıdım!
Derin acılar bahçıvanı,
Yüreğime ne ektin böyle?
Aşk, korkağını bağışlar mı,
Söyle?..
Aramak ne kötü, herkeste seni,
Her gözde bulup yanılmak seni!.
Ah turuncu rüyalar güzeli!
Hem kendini yok ettin, Hem beni...
Başka ne acıtabilir içimi,
Yaşım kırkı devirmişken,
Seni böyle patavatsızca sevmişken,
Ve tam aynayı güneşe çevirmişken;
Başka ne?..
Seni vefasız aşklara bırakıyorum
Yüzümü kırılan bardaklarda ara...
Düşünme, ben ne olurum?
Sanırım, bir daha onarılmaz,
İncinen gururum...
Yusuf HAYALOĞLU

Asla çok sevmemeli bir insan ve asla kendisinden üstün tutmamalı sevdiğini ve de asla harcamamalı kendini sevdiği uğruna. Aşk acıdır. Aşk aldatır ve incitir. Aşk karşılığını haksızlıkla ve küçük düşürülmekle buluyorsa öfkeden deliye çevirir insanı. Sevmişsinizdir, uğruna deliye dönmüşsünüzdür, uykusuz kalmışsınızdır gecelerce ve hiç bir şey yaşanmamış dahi olsa insanın sevdiği uğruna uykusuz kalması bile bir bedeldir ödediği bir de yaşanmışlıklar katılırsa işin içine ne acıdır sevdiği tarafından haksızlığa uğramak insan için.

Hayatınızın anlamı, herşeyiniz, kendinizden daha üstün tuttuğunuz varlığınız size hakaret etmiştir. Konumunuzu belirlemiş ve sizi koyabileceği en aşağılık yere koymuştur. Bu nasıl bir adalet, nasıl bir terazi dengesidir şaşılır.
Belli başarısızlığa uğramışsınızdır.Hayatınızın anlamı yitmiştir. Yaşayan bir ölü haline gelmişsinizdir. Ölümden daha beter bir beladır yaşadığınız. Duygularınız, düşünceleriniz ve yaptıklarınız karşısında size yapılanlar ya da yapılmayanlar, söylenenler ya da söylenmeyenler aklınıza geldikçe bin kere ölüyorsunuzdur zaten ve ölme özgürlüğünüzü kullanmak isteyecek konuma bile gelmiş olabilirsiniz.

Uğradığı haksızlıklar ve incinen gururu öfkeden deliye çevirmemeli insanı. Öc alma vaktidir ve öfke öcün alınmasını engeller. Öfke gözü karartır, düşüceleri uyuşturur ve bedeni baştan sona yakar. Artık duygularınız sakin bir konuma geçmelidir.Öfkenin esiri olmak yerine yaralarınızı sarmalı, stratejik davranmalı ve yüreğinizdeki ateşi söndürmelisinizdir artık. Olayların gereklerine göre davranmalısınızdır. Aşağıdan almalı, ertelemeli hatta ve hatta bütün tutkunuza , bütün sevginize bütün aşkınıza rağmen gerekiyorsa kangren olmuş uzvu kesmelisinizdir.Bu uzuv kalbiniz dahi olsa.

Yaraları sarmak zordur. Belki de onulmaz yaralar almışsınızdır. Gördükleriniz, yaşadıklarınız, okuduklarınız, konumlandırılışınız karşısında o kadar gururunuz incinmiş o kadar küçük düşmüşsünüzdür ki Montaigne gibi düşünmeye başlamış olabilirsiniz hatta " Bir tek derdin devası değil, bütün dertlere devadır ölüm.Hiç bir zaman korkulmayacak, çok kez aranacak pek emin bir limandır ölüm." diye de geçirebiliyorsunuzdur aklınızdan.

Burada suçlu sadece size bu haksızlığı yapanlar mı? Yoksa sizden gururunuzu ayaklara altınına aldıracak kadar öz veri, sessizlik, tolerans ve anlayış görmeleri mi? Gururunuzun incinmesini sağlayacak cesareti nasıl bulabilir ilişki halinde olduğunuz insanlar, siz istemedikçe bu durumu?

Hep susmuşsunuzdur. Belki de susmamışsınızdır, ama söylemleriniz sürekli aşkınız, özleminiz, yanında olmak isteyişiniz ve ilgi ve şevkat isteyişiniz üzerinedir. Aşkta gurur olmaz mantığı ile davranmışsınızdır ve çok büyük kozları olmuştur karşınızdakilerin. Ne kadar acı çekerseniz çekin, ne kadar gururunuz incinirse incinsin, size düşen ve öncelikli olarak yapmanız gereken yaşadıklarınızdan ders alıp sevdanızı kendi başınıza omuzlamaktır ölümün karanlığına kaçıp kolayı seçmek yerine.

 
Toplam blog
: 167
: 1867
Kayıt tarihi
: 20.04.07
 
 

01/06/1967 Rize/fındıklı doğumlu olmama rağmen doğum yerimi hiç görmedim. Türkiye'nin hemen her ilin..