Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Aralık '11

 
Kategori
Anılar
 

İncir Reçeli

04.09.2011 tarihli bir televizyon kanalında sinema kuşağında izledim “İncir Reçeli” adlı sinema filmini. Çok hoşuma gitti. Kendimle ilgili birçok ayrıntı da yakaladım. Empati kurmam kolaylaştı anlayacağınız. Renkli renkli postişlerde yazılanlarda ben, divana büzüşerek kıvrılan film kahramanında ben, o yazılanlardan yola çıkarak bir şeyleri kurtarmaya çalışan ben, incir reçelini seven ben, ben oğlu ben…

Reçelin her türlüsü yapılırdı evimizde ben kendimi bildim bileli. Hatta ev işlerinde “taş fırın erkeği” olan rahmetli babam bile bu reçel yapma işinde bir rol üstlenmişti. Örneğin kayısı reçeli için hazırlanacak kayısıların tek tek bir sopa yardımıyla bozmadan çekirdeklerinin çıkarılıp o çekirdeklerin yine aynı özenle tek tek kırılıp içlerinin, zarları soyularak kayısıların içlerine doldurulması rahmetli babamın işiydi.

Böylesine zengin bir reçel kültürüne sahipken ben incir reçeli ile çok geç tanıştım. Yirmili yaşların başında ilk eşimle evlendiğim zaman, eşimin annesi aynı zamanda oğlumun babaannesi Süreyya Hanım’ın elinden tatmak nasip oldu bana incir reçelini. Çok beğendim. Tadış o tadış favorimdir reçeller içinde o günden beri.

Renkli renkli postişlere gelince… Evimde yine çok kullandığım malzemelerdir kendime küçük notlar yazmak ya da yazılarımda malzeme olarak kullanmak adına aldığım notları anımsamak görevli. Daha önceleri bazı değişik görevleri daha vardı; oğluma mesajlar iletmek gibi, kendi düşük benliğime mesajlar iletmek gibi. Kısacası kendimle ve sevdiklerimle kurmaya çalıştığım bir iletişim yoluydu renkli postişlere yazı yazmak. Bunları ulu orta evin her yanına da yapıştırmak işlevlerinin bir parçasıydı benim için. Fakat oğlum bunlardan hep rahatsız olurdu ama ben önemsemezdim. Daha doğrusu bu kadar rahatsız olduğundan haberim yoktu demek daha doğru olur. Çünkü yakın zamanda bir ortak tanıdığın yanında bu utancından bahsetmese benim oğlumun bu kadar rahatsız olduğundan haberim olmayacaktı. Beni suçlamak adına yapmadı o paylaşımı. Onun için samimiyetine inandım zaten. Arkadaşları eve geldiğinde o her taraftaki renkli postişlerin ona utanç yaşattığına dair bir tespitti geçmişe dair. Bu gün biraz daha dikkatli kullanmaya özen gösteriyorum renkli renkli postişlerimi. Özellikle evin ortak kullanım alanlarında.

Divana büzüşerek yatan film kahramanına gelince… Nice bu yaşam sahnesinde rol alan cesur insanlar gibi canından can koparcasına ayrılışlar yaşadım, büzülüp kaldım çaresizlikten. Fakat- çok demode de olsa şu an aklıma gelen o- çaresizseniz, çare- sizsiniz deyip yaşamın içine daldım. Tıpkı çalakaşık incir reçeline daldığım gibi. Payı olan herkesin eline gönlüne sağlık…

 
Toplam blog
: 423
: 186
Kayıt tarihi
: 10.10.11
 
 

İkbal Özlen DİNÇERLER. 14.02.1960 doğumlu. izmir Kız Lisesi Edebiyat Bölümünü okudu. Buca Eğitim ..