Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Nisan '08

 
Kategori
Audio / Video
 

İndio Genes mi?

İndio Genes mi?
 

ezgi umut 2008


http://www.youtube.com/watch?v=A_Ub6IZeEZc

http://www.youtube.com/watch?v=E2C1t-p-uD8


Fotoğraf sergisinden çıktım. İstiklal'den aşağı Galatasaray'a doğru yürüyorum.

Yol kalabalık. Neşe dolu insanlar. Güzel bir yaz gecesi sanki. Turistler, gençler, öğrenciler, belki de gerçekten Avrupa başkentinde yürüyorumdur. İlkyazın getirdiği bir canlanma var caddede.Film festivalinden de olabilir. Işıltılı kitap vitrinlerine bakıyorum almadığım kaldı mı diye...ya okuyacaklarım?

Sergisinin açılışında fotoğraf sanatçısı İbrahim Göksungur ile yaptığım kısa söyleşi esnasına usuma takılanları yeniden hatırlıyorum.

Herkesin elinde bir dijital makine, ya da fotoğraf çekebilen bir cep telefonu. Ne güzel. Anı sabitlemek, anı yaklamak. Bu konuda Japonları bile geçtik sanırım... Güzel!...Peki kaç kişi bastırıyor çektiği fotoğrafları... Bilmiyorum ama ben çok azını bastırdım. Nasılsa bilgisayarımda duruyorlar. İşte o noktada içime nasıl denir bir hüzün çöküveriyor. Artık sahaflara düşmeyecek fotoğraflar ve belki de sahibi ölüp gittikten sonra bir daha hiç açılmayacak bilgisayar belleklerinde sonsuza kadar...

O an duydum o içli müziği, tam da varoluş kaygılarımın karmaşasında boğulmak üzereyken. Yaklaşıyorum. Orada durduğum yerde ne kadar kaldım hatırlamıyorum. İçimden dans etmek ya da ağlamak geliyor. İkisini de gönül çekmecelerime kilitleyip müziği kaydetmeye başlıyorum. Şimdi de müziği paylaşmak istiyorum. Işıksız ortam olduğu için görüntüler karanlık ama ses...Onu dinleyin istedim.

Kızılderili müziği yapan güney Amerikalılarmış. İkisi Ekvator'dan diğerleri de Bolivya'dan. Sihirli sesler çıkaran flütü çalan ve telli müzik aletlerini çalan ikisi tüylü Kızılderili şefi başlıklarından takmışlar. Şarkıyı kaydediyorum. Sonra üzerinde İndioGenes yazan Cd'yi görüyorum.İndio Genes üyeleri mi bu müzisyenler? O zaman buralarda işleri ne? sadece müziklerini tanıtmak mı amaçları yoksa ekonomik koşullar mı zorladı?

Bir de bir kaç lisanı rahatlıkla konuşan Başak ile tanışıyorum. Şarkılar, flüt sesleri ve insanlar...

Güzel ve hüzünlü bir geceydi...hepsi bu...Müziği paylaşayım istedim.

Neden hüzünlüydü derseniz Galatasaray'dan Taksim'e kadar olan yolun iki yarısı yerli müziyenlerimizle doluydu. En az yirmi müzisyen, bangır bangır bağıran kafelerden dükkanlardan yayılan müzik seslerini bastırabilirse, seslerini duyuracak ve bir kaç kuruş kazanacaktı...

 
Toplam blog
: 566
: 1338
Kayıt tarihi
: 11.07.06
 
 

Edebiyatla ilgileniyorum. Ayrıca amatörce belgesel film çalışmaları yapıyorum ve kültürel etkinlikle..