Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ekim '07

 
Kategori
Mizah
 

İndirdi mi, indirdi mi?

İndirdi mi, indirdi mi?
 

Son günlerde -sanırım yeni anayasadaki laiklik, türban tartışmaları ve Ramazan ayı münasebetiyle de- artan yoğunlukta, İslami konulardaki haberler ve tartışmalar alıp başını gitmekte.


Uçakta namaz molası, yanına kadın oturtmayan cüppeli uçak yolcusu, Malezya, İran, kendisini oraya Allah’ın getirdiğini açıklayan spor takımı teknik direktörü, İslam’daki cinselliği anlatan kitaplar ve bilumum gündemi teşkil eden -bana göre çoğu- lüzumsuz ve derinliksiz tartışmalarla ilgili pek çok yorum yapıldı, yazı yazıldı, yerli-yersiz, destekli-desteksiz fikirler ortalıkta uçuştu, uçuşuyor, uçuşacak. Ne bunun sonu ne de benim, bu konulara girmek gibi bir niyetim var.


Gelin gerilen sinirlerimizi biraz olsun gevşetelim ve çıkarabilirsek de bir iki ufak ders çıkarmaya çalışalım kendimize....


Eski zamanlardan birinde, Anadolu’nun ücra bir köyüne yeni bir imam atanmış. Hoca Efendi, tayin emrini alır almaz yola düşmüş. İlçeden sonra köye yol olmadığından, bir öğlen saati katır sırtında köye ulaşmış.


Köylüler, yeni imamlarını ağırlamış, yedirmiş, içirmişler. Biraz yorgunluğunu atınca, muhtar konuşmaya başlamış:


“Hocam, bizim bir derdimiz var, onu demem lazım” demiş.


İmam, meraklanmış. Ne ola ki böyle gelir gelmez, acilen konuşmak ihtiyacı hissettiler diye düşünmüş.


“Senden iyi olmasın, önce ki hocamızdan rica etmiştik. Köy yerinde, hasatta, harmanda bu, sabah ve yatsı namazları bize zor geliyor, bir mümkünü yok mu, şu beş vakti üç vakte indirsek demiştik. Allah razı olsun, kendisi bize kolaylık sağladı, yıllardan beri biz namazlarımızı, beş değil üç vakit kılarız.”


Yeni imam, kulaklarına inanamamış duydukları karşısında. Ama asıl şok sonra gelmiş.


“Ancak senden ricamız şudur ki oldu olacak şu ikindiyi de kılmasak da iki vakitle işimiz tamam olsa be Hoca Efendi” demiş, pişkince.


Yeni köy imamı ne diyeceğini şaşırmış ve şakın bir halde kısa bir süre düşünmüş ve kekeleyerek cevap vermiş:


“Valla ne diyeyim ağalar ben size. Ömr-ü hayatımda ben böyle bir şey duymadım, görmedim. Benim böyle bir değişikliğe olur demem mümkün değildir. Ancak elçiye zeval olmaz, yarın kazaya gider müftü efendiye danışırım isterseniz” diyebilmiş.


Muhtar ve köylüler, hep bir ağızdan “git sor hocam, git sor da kurtar bizi bir vakitten daha” diye sızlanmışlar.


Yeni İmam, ertesi gün, ilçedeki müftünün kapısını çalmış ve utana sıkıla durumu anlatmış. Biraz da sert ve otoriter bir adam olan müftü:


“Bu ne rezalet kardeşim, böyle şey olur mu? Ne indirmesi, tez elden tekrar beş vakit kılınmaya başlasın namazlar köyde” buyurmuş.


Hoca, katır sırtında tekrar köyün giriş kapısına geldiğinde, muhtar ve köylüler daha orada, köyün girişinde merakla kendisini bekliyorlarmış. Hep bir ağızdan:


“İndirdi mi Hocam, indirdi mi?” diye sormuşlar.


Hoca Efendi’nin yorgunluk ve sıcaktan, ha bir de müftüden yediği azardan mütevellit, alnından ter damlıyormuş:


“Ne ‘indirdi mi’si kardeşim. N.. indirdi, bindirdi, bindirdi..!”

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..