Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Temmuz '10

 
Kategori
Siyaset
 

İnegöl, Hatay, ya şimdi?

İnegöl, Hatay, ya şimdi?
 

2010 yılının temmuz ayının o kavurucu sıcaklığında, Ülkedeki gelişmeler de çok sıcak ve bu hareret vatandaşı canından bezdiriyor...

Ülkeyi idare etmeye talip olanlar, kendilerini, hısım ve akrabalarını zenginleştirirken, vatandaş borç batağı içerisinde debelenirken, üstüne üstlük, ateşlenen silahlarla gelen şehit ve gazi haberleri gariban vatandaşın ocağına düşerken, sokakları ve meydanları ring alanına çeviren işsiz ve güçsüzler, adeta pimi çekilmiş bir bomba gibi...

İnegöl'deki olaylar sonrası yetkililerce yapılan açıklamada, olayın sorumlusu bulundu.....

Bu tabii ki sevindirici...

Evet sorumlu bulundu...

BAY ALKOL......)))

İnanın öyleymiş, çünkü hep deriz ya, BÜYÜKLERİMİZ...

İşte o büyüklerimiz böyle demiş...

İnsanın hadi canım sende diyesi geliyor değil mi?

Evet, aynen bende öyle diyorum...

* * * * *

Sonrasında meydana gelen, Hatay'daki olaylar ve 4 şehit polisimiz...

Yine vatandaşın yürekleri yandı...

Çünkü ocaklarına ateş düşdü...

Sayın İçişleri Bakanımızı ibretle izledim...

O sakin adam, çaresizdi ve çok üzgündü...

Ve bu çaresizlik içerisinde, talimat yağdırdı, sivil, asker ayırımı yapmadan ve de aranıp da bir türlü bulunup ya da yakalanıp !!! hakim karşısına çıkartılamayan ya da çıkmayan, kolordu komutanı paşaya da olası seslenişi ile ...

AVANOSLARI TEMİZLEYİN.......

Belli ki, artık, O'da canından bezmiş ve açılım falan umurunda değildi...

Ama, o talimatı verirken, o atmosferde hatırlıyamadığı ya da hatırlamak istemediği bir şeydi değerli paşa...

Evet, sivil mülki amirlerin yanı sıra, komutanlara da sesleniyordu Sayın Bakan...

Komutan diyordu...

Ama, komutan mı kalmışdı sanki ülkemizde...

Kimisi 3 yıldan beri içeride, kimileri ise, içeri girmeye hazır bekliyorlardı...

Kimileri ise, bize sıra ne zaman gelecek, bizi ne zaman alacaklar diye muhtemelen merak ediyorlardı...

Terörle mücadele eden komutanlar, önceleri birer birer, sonrasında onar onar, şimdi de, teşbihte hata olmazsa yüzerli gruplar halinde içeriye alınmaya başlanmışdı...

O terörle mücadele eden bu insanlar, içeri alınırken, dağdakilere ise yeşil ışık yakılıyor ve ovaya davet ediliyorlar...

Bu işde bir gariplik var ama, nerede?

Siyasilerin beceriksizliği ve basiretsizliği nedeniyle, bugün yaşadığımız ve yaşayacağımız belki de daha kötü olaylar sonucunda da, yeni bir askeri müdahale de söz konusu olabilir...

Ve aradan geçecek belki bir otuz yıl sonra, bu olayların sorumlusu olarak da, kimbilir belki de, yine siyasiler, yine kendilerini dokunulmazlık zırhı arkasına gizleyerek, yaşananların sorumluluğunu DARBECİ diyerek yine TSK'nın üzerine atacaklardır...

ÜLKEYİ İDARE ETMEYE TALİP OLAN SEÇİLMİŞ VE ONLARIN ATADIKLARI ÜST DÜZEY BÜROKRATLARINA BİR KEZ DAHA SESLENMEK İSTİYORUM...

SUÇ, CAYDIRICI CEZALARLA ÖNLENİR...

TSK, BU ÜLKENİN, EN GÜVENİLİR KURUMUDUR VE YIPRATILMAMALIDIR...

Şehitlerimize rahmet, ailelerine başsağlığı diliyorum...

 
Toplam blog
: 407
: 877
Kayıt tarihi
: 02.07.06
 
 

15.12.1950 Mersin doğumluyum. İzmir Ticari İlimler Mezunuyum. Bir Kamu Kuruluşundan  Şube Müdürü ..