Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Haziran '11

 
Kategori
Blog
 

İnek deyip geçmeeeee!

İnek deyip geçmeeeee!
 

Seksenli yılların başı… Stuttgart’a bağlı Bad Urach’ta yaşıyorum. Aynı takımda oynadığımız Alman arkadaş çiftliğine davet etmişti tüm takımı (Kız arkadaşlarıyla birlikte). Anne ve babası sütçülük yapıyordu ve yüzden fazla inekleri vardı.

Yedik, içtik, eğlendik tabii. Ben ineklerin nasıl sağıldığını merak ettiğimden ağılı görmek istedim. Şansıma tam da süt sağma zamanıymış.


Tertemiz bir ağıl ve yüzden fazla inek kendilerine ayrılmış bölümlerde… Pırıl pırıl süt sağma makineleri… Her şey gıcır gıcır… Süt sağma işini arkadaşımın annesi yapıyor ve elinde beşli vantuz ağıla sesleniyor: “Elizabeeeeeet!”


Elizabet dediği de inek işte! Elizabet kırıta kırıta geliyor, uslu bir şekilde vantuzların takılmasını bekliyor. Artık 10 litre mi, 15 litre mi bilinmez, sütünü veriyor ve uslu uslu yerine gidiyor. Arkadaşımın annesi bu sefer de “Rosaaaa!” diye sesleniyor. Öyle ittireyim, kaktırayım, çeke çeke getireyim yok! Her şey gönüllülük esasına dayalı… Sırası gelen sütünü hanım hanım veriyor.


Beni de şeytan dürttü nedense… Arkadaşımın annesinin o Schwab şivesini taklit ederek “Gundulaaaa” diye ağıla seslendim. (Kız arkadaşımın ismiydi ve kendisi de o sırada ağılda değildi Allah’tan) Ağılın arka taraflarından bir “muuuuu” sesi geldi ama o kadar işte. Meğerse Gundula sütünü daha önce vermiş ve şimdi geviş getiriyormuş.


Belki inanmayacaksınız ama ağıldaki tüm ineklerin şeceresini açıklayan birer kimlikleri varmış. Sağlık karneleri de işin cabası.
Ben tabii bu kimliklere, sağlık karnelerine falan şaşırmadım ama pek de zeki olmayan bu hayvanların isimlerini benimsemelerine ve sahip çıkmalarına pek şaşırdım.


Bizde olsa “Sarıkız” veya “Karakız” deyip geçerler! İtina, özen, ilgi hak getire!


Alman deyip burun kıvırırsınız belki ama keferenin işleri böyle işte. “Ben ineğin ismine, cismine, profil bilgilerine değil, vereceği süte bakarım” demezler! Bu yüzden olsa gerek, et ve süt rekoltesi yüksek ve kaliteli olur Almanya'da.


***
Haaaa, unutmadan…İsim misim derken aklıma geldi. Editörlerden şu son tartışmalarla ilgili bir açıklama var. Konumuzla alakalı değil ama sizlerle üleşmesem olmaz şimdi...


“Sayın Culduz, Editörler için önemli olan yazılardır, o yazıların kimin yazdığı değil. Bir yazar isterse adını sadece (.) (Nokta) olarak girsin, fotoğraf eklemesin, önemli olan yazıların yayın çerçevemize uygun olması. Hiç kimseden kimlik belgesi istemiyoruz, verdiği profil bilgilerini de doğrulamasını beklemiyoruz. Saygılarımızla. 8 Haziran 2011. Milliyet Blog.”


Bence bu açıklama yeterince doyurucu… Umarım müstear isim ve rumuzlarla ilgili şikâyetler bir nihayet bulur! Hem sonra "isim/kimlik" dediğiniz de nedir ki? Kadim zamanlarda insanlara isim de vermezlermiş! Yararlı bir halt karıştıramayan insanlar sittin sene "adsız" gezerlermiş. Yani efendim şimdiki gibi bol keseden kimlik dağıtan Nüfus Daireleri, isimlerden isim seçtiğimiz İnternet siteleri yokmuş! Bakmayın siz Almanlara... Onların herbir şeyi acayip zaten!


Ne diyorduk efendim?


“Elizabeeeeeeeet” diyorduk değil mi?


İşte böyle; inek deyip geçmemek lazım…

 
Toplam blog
: 312
: 1658
Kayıt tarihi
: 10.02.07
 
 

Önceleri konuşurdu insanlar, "yazmak", sonraların işi... Duygu ve düşüncelerimizin yanı sıra gözl..