Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Kasım '09

 
Kategori
Güncel
 

İnek Şaban'ın Mezhebi

İnek Şaban'ın Mezhebi
 

Oturmuş gazetelerimi okuyordum: Önce Milliyet, sonra Cumhuriyet, ardından Hürriyet... Gözüme Yılmaz Özdil’in köşe yazısı çıktı. Bence yılın köşe yazısı olmaya aday, olağanüstü bir kurgu ile yazılmış.

Okumayı bıraktım ve bazı bölümlerini okumayanların okuması için hemen bu bloğu yazıp MB okurlarına duyurmak istedim. Şöyle diyor Sayın Özdil:

“Özledim o günleri... Alkışlardık kökeni ne olursa olsun tüm sinema oyuncularını. Ya bugün?.. “Siz kardeş-mardeş değilsiniz, kapışın, birbirinizin gırtlağına çökün!” diyenleri alkışlıyoruz artık.

İnek Şaban mesela... Mezhebi neydi acaba? Alevi miydi, Sünni miydi Ayhan Işık? Kürt müydü, Çerkez miydi dersin Sadri Alışık? “Şakayla karışık” sormuyorum bunları... Kaçımız biliyordu hepimizin yüreğini sızlatan Sami Hazinses’in aslında Ermeni kökenli olduğunu? Hiç merak eden olur muydu?

Türkan Şoray, Filiz Akın, Hülya Koçyiğit, Fatma Girik, dört yapraklı yoncamızdı... İster türbanlı ol, ister çarşaflı, başlarını örtmedikleri için sevmeyen var mıydı onları? Ömercik’e kahrolmayan Musevi, Ayşecik’e gözyaşı dökmeyen Rum var mıydı?

Kaptan Ediz Hun, subay İzzet Günay, savcı Fikret Hakan, polis Ekrem Bora, şafak bekçisi pilot Göksel Arsoy, film çeviriyoruz ayaklarıyla, sinsi sinsi derin devlet propagandası mı yapıyordu? Bizans’ı haşat eden Cüneyt Arkın, yabancı düşmanı mıydı? Karaoğlan Kartal Tibet, ırkçı mıydı? Mirasını Mehmetçik Vakfı’na bırakan Zeki Müren, darbeci miydi?

Emel Sayın’la Tarık Akan’ın flörtüne sevinmeyen, -bıraktık mezhebi, kökeni- Adile Naşit’i sevmeyen insan, insan mıdır arkadaş?

“Tarihimizle yüzleşmeliyiz” lafı pek moda ya bugünlerde... Tarihimizle yüzleşmek için yazıyorum bu satırları... Çünkü tarih dediğin hadise, sadece, etnik kökenlerden, mezheplerden, günü gelince kusmak için beklenen nefretlerden oluşmuyor.

Ortak tarihimizden bir kesit var işte yukarda... Birlikte üzülen, birlikte sevinen, birlikte gülüp birlikte ağlayan bir toplum... Filmlerimiz siyah beyazdı ama; rengârenktik aslında.

E haliyle merak ediyor insan... Nasıl oldu da, elimizde patlamış mısırlarla otururken, korku filminin figüranları olduk aniden? Kim yazdı bu senaryoyu? Kim biçti bize bu rolleri? Ve gong çaldığında nasıl biter bu film?”

 
Toplam blog
: 32
: 3398
Kayıt tarihi
: 11.05.08
 
 

Okumayı, yazmayı ve öğrendiklerimi paylaşmayı hep sevdim. Ortak akıliçin buradayım. İzmir'de çalışıy..