İngilizce bilenin hali başkadır!

Olmak ya da olmamak, işte bütün sorun bu!

Dun okuduğum bir haber ile sarsıldım.

“Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, 22. Dönem Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez'in, Oğlu Abdullah Unakıtan'ın Bir Bürokrata Rüşvet Teklif Ettiği Yönündeki İddiasına 'What İs The Next Question' (sıradaki Soru Nedir?) Yanıtını Verdi.”

Kaynak: www.OzgurHaber.com

"What is the next question"

BU NE YA?

İnanamadım. İnanmak istemedim. Neden İngilizce cevap !

Sorulmuş soru, Maliye Bakanımız tarafından çok saçma bulunmuş olabilir. Ben kesin kanıtım olmadan kimseyi suçlamak istemem, fakat ne sebeple olursa olsun, sorulan soruya yabancı bir dilde cevap verilmesini, bir sade vatandaş olarak şiddetle kınıyorum.

Bir Türk, Türkiye sınırları içersinde, bir Türk gazeteciye, yabancı dilde cevap vermesini kabullenemiyorum. Hele, hele bir bakanın!

Yıllarca susturulmuş milli duygularım bu durumlarda patlak veriyor ve ben susmak istemiyorum. Evet, ben bir göçmenim, bir muhacirim, bunu söylemekten hiçbir zaman gocunmadım, çünkü bu bir gerçek. Fakat muhacirlik hiçbir zaman ruhuma işlemedi.

Bulgaristan’da yaşarken tanımadığım, göremediğim Türkiye’nin temsilcisiymişim gibi hissettim hep kendimi. Türklerden nefret eden bir toplumla yaşarken, Türklerin neleri başarabileceklerini ve Türkler de tüm insanlar kadar değerli olduklarını ispat etmeyi bir borç ve görev bildim.Elimden geleni yaptığıma inanıyorum,

Bugün veya gelecekte çok sevdiğim, ÜLKEMİ, bir şekilde Bulgaristan’ da temsil olanağım olsa, asla ve asla tercümansız konuşmam, ki ben Bulgarca dilini mükemmel konuşan birisiyim. Bulgarlardan bile daha düzgün konuşabildiğimi iddia ediyorum.
Çok ciddiyim - ASLA tercümansız konuşmam.Tek kelime bulgarca etmem.

Bir Maliye Bakanın, Türkiye’de, kendince en anlamsız soruya bile İngilizce cevap vermesini inanın algılayamıyorum ve hazmedemiyorum.YOKSA....?

Şaşkın ve üzgünüm.

Bunu anlayabilenler varsa bana açıklamasını rica ediyorum.