Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Nisan '10

 
Kategori
Güncel
 

İnkâr gerçeği değiştirir mi?

İnkâr gerçeği değiştirir mi?
 

İnkâr etme yanarsın


Eğer derde deva olacaksa, (doğru/yanlış) her şeyi inkâr edelim.

Ak Parti iktidarının yaptığı (iyi/kötü) hiç bir icraatı beğenmeyelim.

Her yaptığına bir kulp takıp yerden yere vuralım.

T.C. Anayasası'nı, "RTE Anayasası" haline getirmeye çalıştığını söyleyelim.

Bütün gücümüzle aleyhte probagandayı sürdürelim.

"Ergenekon sanıkları boş yere yatıyor, Alparslan Arslan dincidir, Danıştayın güvenlik kamerası kayıtları silinmemiştir, Erzincan Başsavcısı Cihaner'e ve 3. Ordu Komutanı Saldıray Paşa'ya haksızlık yapılıyor" diyelim. Belki de öyledir.

Hükümeti ve Ak Partiyi, TSK düşmanı ilân edelim. Fakat bir subayın, araziye niçin mayın döşeyip 7 askerin şehadetine sebep olduğunu, TSK'ya ait zırhlı aracın niçin içindekileri koruyamadığını, 30 yıldır süren mücadeleye rağmen, PKK konusunda neden bir arpa boyu yol alınamadığını, Aktütün ve Dağlıca baskınlarındaki affedilmez zaafiyeti görmezden gelelim.

"Ak Parti geldi terör arttı" diyelim ama, "Acaba neden arttı?" sorusunu es geçelim. Çünkü bunun cevabı işimize yaramaz. "Demokratik açılım" süreciyle beraber ivme kazanan terör eylemleri üzerinde kafa yormayalım. "Madem PKK, kürt halkı için mücadele veriyor, o zaman açılımı desteklemek yerine, neden köstekliyor" diye hiç düşünmeyelim. Çünkü böyle yaparsak düştüğümüz çıkmazın farkına varabilir, bazı gerçekleri görüp kabullenmek zorunda kalabiliriz.

İki hafta önce, Samsun'da Ahmet Türk'ün yumruklanmasının ardından, Lâdik İlçesi'nde taranan araçta iki polisimizin şehit edilmesinin, gene Şırnak'ta asker taşıyan sivil plâkalı aracın nasıl haber alınıp pusuya düşürüldüğünün arka plânınını dert etmeyelim. PKK yaptı deyip geçelim. Çünkü bu, hem kolay hem de rahatlatıcıdır.

Bilindiği üzere, bahsi geçen araçta yaralanan ve sonradan şehit olan Yüzbaşı Levent Çetinkaya için Kayseri'de bir cenaze töreni düzenlenmiştir. Bu merasim esnasında, bir saldırganın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'a attığı yumruğa, "Demokratik Açılım" karşıtı sloganlar eşlik etmiştir.

Bunlara bakarak sakın ola kendimizi, "Garip ama galiba, hem (PKK, dolayısıyla) beyaz kürtler, hem de beyaz türkler açılım istemiyor" şeklinde bir fikre kaptırmayalım. Sadece, "iktidar kendi ayağına sıkıyor, süreci iyi yönetemiyor (ne demekse)" gibi biraz argo, biraz da entel lâflar edip geçelim.

Böyle durumlar, kafalarımızı iyice karıştırsa da, oynayan taşları yerine koyduğumuzda ortaya, "beyaz türklerle, beyaz kürtler (ve PKK) in ortak bir gerilim stretajisi izlediği" biçiminde şok edici bir sonuç çıksa da istikametimizi asla değiştirmeyelim.

Güneydoğu'nun dağlarını, taşlarını, ormanlarını, ağaçlarını havadan ve karadan mermi manyağı haline getirmeye devam edelim. Bölgenin her yanını askerle dolduralım. Buna rağmen PKK'nın, nasıl istediği yerde eylem yapabildiğine; devlet yolunun ortasına ve şehir merkezinde bir caddeye bile nasıl mayın döşeyebildiğine asla aklımızı takmayalım.

Eğer böyle değerlendirmeler ve sorgulamalar yaparsak amacımıza ihanet etmiş oluruz.

Öyleyse biz, ısrarla iktidarın günahlarını bulup etrafa yaymaya devam edelim.

Memleketi, Erdoğan ve arkadaşlarından mutlaka kurtaralım.

Sonra da cennet vatanımızda, mutlululuk, huzur ve refah içinde boğularak, boğazımıza kadar milli gelire batmış, para harcamaktan da bunalmış olarak yaşamaya başlayalım...

Yazı bitti. Şimdi sorumuza gelelim:

Gerçekten böyle bir şeyin olabileceğine yani, yeni geleceklerin mevcut iktidardan daha iyisini yapabileceğine inanıyor musunuz?

Bu soruya cevap vermeden önce lütfen sahip olduğunuz ideolojiyi bir tarafa bırakınız. Bir süreliğine, fikri kimliğinizi oluşturan, sizi bir gruba ait kılan düşüncelerinizden uzaklaşınız. Yani gerçekçi olunuz.

Dünyanın ve ülkemizin şartlarını olduğu şekliyle zihninize yerleştiriniz. Nesnel duruşunuzu değiştirmeden, gelmiş geçmiş bütün hükümetlere ve başbakanlara kafanızdan şöyle bir bir resmi geçit yaptırınız.

Son iki hükümet döneminde yapılan adliye, okul ve hastane binalarını, yolları, ihracatı, devletlerarası ilişkileri ve saireyi geçmiş dönemlerle kıyaslayınız. Bunlara, emeklilik kurumlarının, hastanelerin birleştirilmesini, 1 mayıs tatilini, Taksim Meydanı'nın mitinglere açılmasını ve benzeri bir çok sosyal projeyi, belediye hizmetlerindeki gözle görülür iyileşmeyi de ilâve ediniz.

a- Bütün bunlardan sonra halâ, "evet!" demeye meyilliyseniz, siz iflâh olmaz bir Ak Parti karşıtısınız...

b- "Hayır ama onlar da gerici, lâiklik karşıtı... yandaşlarını zengin ediyorlar..." iddialarını seslendirmenize rağmen, yapılan müsbet işleri takdir edebiliyorsanız, vicdanınızla barışık ve gerçekçisiniz...

c- Eğer iktidarın tüm icraatını gözü kapalı tasdik ediyorsanız, siz zaten Ak Parti'li ya da yandaşsınız... demektir.

d- Ben mi? Ben, muhalefete baktığımda, gelecek herhangi bir iktidarın bundan daha iyisini yapabileceğine inanmıyorum.

Resim: www.delinetciler.net/forum/resimlerle-sarkila...

 
Toplam blog
: 462
: 707
Kayıt tarihi
: 28.04.07
 
 

Emekliyim. Herkes gibi benim de bir dünya görüşüm var. İnsanların farklı fikir ve inançlara sahip..