Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Şubat '08

 
Kategori
Haber
 

İnönü Üniversitesi rektörünün anlattıkları...

İnönü Üniversitesi rektörünün anlattıkları...
 

Dün gece Fatih Altaylı’nın sunduğu teke tek programında Malatya İnönü Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu’nun anlattıklarını dinleyince tüylerim diken diken oldu.

Prof. Dr. Hilmioğlu, Anadolu’daki diğer üniversiteler gibi kendi üniversitesindeki eğitim sürecini 1998 öncesi ve 1998 sonrası diye iki bölüme ayırarak yaşadıklarını ve gördüklerini anlattı programda.

Prof. Dr. Hilmioğlu 1996-1998 yılları arasında Turgut Özal Tıp Merkezi Baş Hekimliği yaptı.

30.6.1998 tarihinde tıp fakültesi dekanlığına atandı.

Halen İnönü Üniversitesi rektörlüğü yapmaktadır.

1998 tarihinden önce, yani Necmettin Erbankan’ın başbakan olduğu dönemde üniversitelerde türbanla ilgili alınmış bir yasak olmadığını söyleyen Hilmioğlu, o tarihlerdeki durumu şu şekilde anlatıyor:

- Birçok anadolu üniversitesinde olduğu gibi Malatya İnönü Üniversitesinde de haremlik ve selamlık oluştu.

- Türbanlılara tarikatlar el atarak, gerek yurt konularında gerekse burs konularında onlara yardımcı olarak, kendi taraflarına çektiler.

- Üniversiteye çarşaflı girenler bile vardı.

- Türbanlıların çoğunlukta olduğu yurtlara, başı açıklar girememeye başladı. Girenlere ise başlarını örtmeleri konusunda baskı yapılıyordu.

- Tarikatlar dini toplantılar düzenleyerek, kendilerine taraftar topluyorlardı.

- Labaratuarda çalışma sırasında, bir öğrenci önüne beyaz bir örtü sererek, namazını kılabiliyordu.

- Ramazanda ders saatleri iftar saatlerine göre ayarlanmıştı.

- Cuma namaz saatlerinde ve sonrasında öğrenciler derslere girmiyorlardı.

- Müzik, tiyatro gibi aktiviteler yapılamaz duruma gelmişti.

- Türbanlılar, ses zinası olmasın diye erkek eğitmenlere soru sormuyorlardı.

- Türbanlı kadın tıp öğrencileri, erkeklerin tansiyonuna bile bakmıyordu.

28 Şubat sürecinden sonraki dönemde 17 Ocak 1998 de Anayasa mahkemesi Refah partisini kapattı. 1998 kasım ayında ise Büyükşehir Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan’ın belediye başkanlığı düşürüldü. Yine bu yıl içinde üniversitelerde türban yasaklandı.

1998-2000 yılları arasında bu konuda sıkıntı yaşandıysa da 2000-2008 yılları arasında üniversitede türbanla ilgili hiçbir sorun yaşanmadı.

Öğrencilerin % 80 i çevre ve aile baskısıyla kapandıklarından, üniversitelere türban yasağı konmasından sonra kampüsler, türbanlı öğrenciler için bir özgürlük alanı oldu. Üniversitelerde türban yasak olduğundan çevre ve aile, öğrencilere bu konuda baskı yapamaz oldu. Şu sıralarda üniversitemizde 5-6 tane türbanlı öğrencimiz var ve onlar da kampüse girerken başörtülerini çıkarıyorlar. Bu dönemde kimse üniversiteye türbanla girmek istemedi.

Türbanla uğraşmayan yönetim ise, bilimsel çalışmalara ağırlık verdi ve üniversitelerimiz dünyada eğitim ve araştırma bakımından 19. sıraya yükseldi.

Son olarak Prof. Dr. Hilmioğlu bütün bu türban tartışmalarının altında devlet yönetim tarzını üniversitelere yayarak rant elde etmeye çalışan siyasilerin olduğunu söyledi.

Bu arada program sırasında “Türban toplumsal barışı bozar mı?” başlıklı ankette son durum % 68 evet, bozar yönündeydi.

Şimdi Devletin başında 28 Şubat süreci öncesinden çok daha kuvvetli bir yönetim bulunuyor ve mecliste türban yasağı kaldırıldı.

Aklıma son bir soru geliyor. Tehlikenin farkında mıyız?

 
Toplam blog
: 974
: 3444
Kayıt tarihi
: 16.01.07
 
 

2017 Basın özgürlük endeksine göre 180 ülkeden 155. sırada olan ülkemizde yemek tarifleri  ve tel..