Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mayıs '15

 
Kategori
Siyaset
 

İnönü ve Menderes'in 1945-1960 siyaset savaşının bugüne yansıması

İnönü ve Menderes'in 1945-1960 siyaset savaşının bugüne yansıması
 

İsmet İnönü 2. dünya savasından sonra çok partili döneme geçilmesi gerekliliğini düşünüyordu. Yapılan toplantılarda bunun gerekliliği üzerinde duruyordu. Fakat demokrasiye geçiş bayrağını siyasetçilerden önce basın açtı. 1945 de Vatan gazetesi baş yazarı Ahmet Emin Yalman demokrasinin bayraktarı olarak belirdi ve bu konuda cesurca yazılar yazdı. Haziran 1945 de çok partili rejime doğru evvela CHP içinde bir hareket başladı. Celal Bayar, Refik koraltan, Fuat köprülü ve Adnan Menderesin imzalarını taşıyan dilekçeyi meclise sundular. Çok partili sistemin alt yapısı oluşturularak Demokrat Parti kurulur. 1946 seçimlerinde meclise 40 millet vekili sokmayı başarırlar.

Demokrat partinin asıl başarısı 1950 seçimlerin de ortaya çıkar. 1946 dan 1950 yılları arası çalışmalarına hız verir. DP seçim vaadlerinde halkın yeni duyduğu sözler ve projeler sunar. Secim öncesi CHP nin yeni secim kanunu çıkarması ve barajı %50 gibi yüksek bir oranda tutması Chp kazandığı illerde bile millet vekili çıkaramamasına neden olur. Secim sonucu ilginçtir.

DP : 408 Milletvekili
CHP : 69 milletvekili
MP : 1 millet vekili çıkarmıştır.

İnönü iktidarı kaybetmiştir. Yeni Meclis 22 mayısta toplanarak yeni Cumhur Başkanını seçer. Hükümet aynı gün açıklanır. Artık yeni Cumhur başkanı Celal Bayar ve Başbakan Adnan Menderes’dir. İnönü meclisteki tarihi muhalefet koltuğuna oturur.

Tek partili dönemde, İnönü toprak reformu ile ilgili çalışmalar yapmış ve hatta doğuda toprak sahibi olan yaklaşık Beşyüz toprak ağasını batıya yerleştirmiş, batıdaki çoğunluğu göçmen olan aileleri bu yerlere yerleştirmiştir. Batıda en güçlü ve en büyük topraklara Menderes ailesi sahiptir. Bu dönemde yapılan toprak reformlarından rahatsız olan menderes içten içen İnönü düşmanlığı vardır. Reforumla ilgili yapılan baskıların öcünü alma zamanı gelmiştir.

Menderes icraatlarına, ilk önce kendinden öncesi devrin hatta Atatürk ün de dahil olduğu dönemin top yekün tasfiyesini düşünmektedir. Özellikle İsmet İnönü, Cumhuriyet Halk partisini, onlarla gelen kurumları, halk evleri gibi temel kurumları hedef alır. Hatta istiklal savasının her şeye damgasını vuran hatırası bile onu rahatsız eder. Mesela şu söz onundur. “İstiklal savası diyorsunuz bu pekala üç ayda bitebilirdi.” Meclis açılış konuşmasında Atatürk’ten bile bahsetmez. 1951 deki bir meclis konuşmasında “Biz Kayıtsız şartsız onları müdafa etmek zorunda değiliz. Atatürk, Müspet, Menfi,ileri, geri bütün hayatının muhasebesi yapıldıktan sonra büyük adamdır.”

Menderes CHP yi kafaya takmıştı. İnönünü adım, adım izliyordu. CHP nin bir parti olmadığını ve bu kuruluşun tek partili bir rejimin devamı olduğunu mallarının da devlete ait olduğunu iddia ediyordu.1953 yılında çıkarılan bir kanunla CHP mallarının millete iadesi istendi.

Mecliste çok sert tartışmalar yaşandı. Maliye Chp nin bütün kurumlarındaki sandalyeye kadar icra etti. Chp nin bütün büroları boşaltıldı. Bunlar halkın gözü önündü yapılarak DP ne kadar güçlü olduğu imajı verilmekte idi. Daha sonra çıkarılan mahkeme kararı ile bu mallar CHP ye iade edildi fakat Parti o malları geri almadı.

DP iktidarı ile ülkede ekonomi hızla gelişir. Özellikle yabancı yardımlar ve borçlarla ülke hızla değişime gider. Menderesin meşhur lafıdır “Her mahallede bir milyoner yaratmak” evet gerçekten öyle olur. Yapılan yeni yollar, yapılan hizmetler göz doldurur. Menderes meydanlarda yüzbinlerce insan seliyle karşılanmaktadır. 1960 seçimleri ve meydan konuşmaları için İzmir’e seyahate giderken gemide kamerasında uyuyan Menderes Çanakkale ye geldiğinde gece sesler duyar hemen üstünü giyinir ve güverteye çıkar gördüğü manzara karşısında kendinden geçer. Binlerce fener alayı düzenleyen Çanakkaleliler “Menderes çok yaşa “ nidalarıyla ortalığı inletir. İzmir mitinginde o zamanın şartlarında Yüz Elli Bin kişinin olduğu söylenir. Evet menderes halk tarafından öyle sevilir ki bazen kendini kaybeder haklın içine daldığı bile olur.

Ama konjektürel olarak ülke gerilmektedir. Parti 1957 seçimlerinden de güçlü çıkmasına rağmen oy kaybetmişti. Menderes bunun tedirginliğini yaşıyordu. Bu yüzden bütün siyasetini CHP üzerine kurmuştur. Özellikle 1959 ve 1960 yılları arasında yaşananlar çok ilginçtir. Halk adeta bloklaştırılmış ve gerilmiştir. 75 yaşındaki ihtiyar politikacı DP nin korkulu rüyasıdır. Ülke 1960 seçimine hazırlanmakta ve bunun gerilimini yaşamaktadır. İnönü’nün her gittiği yer takip edilmekte, engellenmekte ve hatta gittiği yerde olay çıkarılmaktadır. DP Kaybettiği oyları kazanmak için “Vatan Cephesi” adı altında bir argüman kurar. Görevi yurdun en ücra köşelerine kadar gidecek ve oralarda DP oy gönüllüleri kuracatı. Bu örgütlenmeye hız verilir.

75 yaşındaki kurt siyasetçi Ankara da oturmuyordu. O günün koşullarında ülkeyi adım adım geziyordu. 1958 yılında uşakta DP lilerce yapılan saldırıdan çanını zor kurtarır. Atılan taşlarla kafası yarılır. 75 yasındaki asker ve politikacı göstericilerin üzerine yürür ve zorla trene biner. Ardından Kayseri seyahati, Kayseri valisince engellenmeye çalışılır. Kayseride ki partisinin kurultayına katılmak için hareket eden İnönünün yolu kesilir. Kayseride olaylar olduğu söylenerek engellenir. Fakat bütün engellemelere karşın yoluna devam eder. 1960 yılında İstanbul mitingine katılmak için şehre giriş kapısı olan Topkapı da DP lerce yolu kesilir, tartaklanır, arabasının camları kırılır, ölüm tehlikesi atlatır. Askerin müdehalesi ile kurtarılır. Bütün bu olaylara rağmen asla pes etmez yoluna devam eder.

Evet 1960 seçimleri öncesi ülke son derece gerilmiştir. Üniversiteler kaynamakta, halk ve asker tedirgin durumdadır. Sıkıntılar aynı zamanda hükümetin içinde de mevcuttur. Menderes seçimlerin 1960 yılı başına almayı düşünür, fakat Cumhur Başkanı Celal Bayar reddeder. Süreç uzadıkça sıkıntılar büyür. Kızılay meydanı her gün doluyor, törenler düzenleniyor “Kahrolsun diktatör, Hürriyet istiyoruz, Menderes istifa “ sesleri ile çınlıyordu. Menderesin son Eskişehir konferansı öncesi Grup toplantısı yapar. Toplantıda Celal Bayar da vardır. Grup toplantısında Menderesin son zamanlarda kurduğu siyasi baskıdan ve gerilimden endişe eden millet vekilleri Menderesin istifa etmesini isterler. Bu şekilde memleketin havasının alınacağı üzeride durulur. Menderes”Ben mi istifa edeceğim diye şiddetle sorar” Sıtkı Yırçalı “Evet sizde istifa edeceksiniz. Kabine komple istifa etmeli ve yerinize ılımlı biri gelmeli bu kişi aramızdan biride olmaya bilir. Yoksa durum kötüye gitmektedir.” Fakat Celal Bayar bu istifa lafına yine şiddetle karşı çıkar. Yolumuza devam edeceğizder.Olaylara asker ve polisle müdehale etmeyi uygun görür. Evet bu Menderesin son şansı ve son yolculuğudur.

Her gittiği yerde Demokrat Partili taraftarlarca tartaklanan İnönü o meşhur sözünü söyler. “Beyler gidişatınız kötüdür sizi BEN BİLE KURTARAMAM”

1950 ve 1960 yılları arasında gerçekleşen Menderes iktidarının ekonomik,sosyal, siyasal başarısı zamanla topluma ve siyasete yaptığı baskıların gölgesinde kalmış diktatör olmakla suçlanmıştır.

Hatta bazen arkadaşlarına “Ben hizmet yapmaktan başak bu halka ne verdim ki bana sırtlarını döndüler ve diktatör olmakla suçluyorlar” gibi sorular yöneltmiştir. Menderes kibrinin ve gücünün esiri olmuş yanlışlarını göremez durumdadır. Fakat ipi çeken Celal Bayar’ın ihtirasları ve yanlış politikalarıdır. (Kaynak; 2.ci adam Ş.Süreyya Aydemir)

Bu günün iktidarı ile Menderes iktidarını karşılaştırdığımızda birebir uyan ve hatta paralel giden bir yapıyı görmek mümkündür. İktidar her alanda gelişmeler sunuyor. Halk menderes gibi her gittiği yerde binlerce insan seliyle karşılıyor. Bütün ruhuyla, bedeniyle partiye bağlılar. Ama aynı zamanda diktatörlükle suçlanıyor. Çünkü dün bu ülkede insan temel hak ve hürriyetleri ile nasıl oynanmışsa bu günde oynamaktadır. Dün CHP ve Cumhuriyet ile nasıl uğraşılıyorsa bu günde uğraşılmaktadır. Dün Cumhuriyetin temel taşlarıyla nasıl mücadele ediliyorsa bu günde edilmektedir.

Bunu şu olaydan net olarak anlamanız mümkündür. 1958 Uşakta, 1960 kayseride,1960 İstanbul Topkapıda İn önünü taşlayan, tartaklayan,kafasını yaran zihniyet, bu gün mecliste CHP nin genel başkanını yumrukluyor.

Sizce 1960 dan bu güne ne değişti?

Görünen köy klavuz istemezmiş. Bu günkü iktidar Menderes iktidarının birebir kobyası. 1950-1960 arasında menderes nasıl siyaset yapmışsa bu günkü iktidar da aynı yolu izliyor. 

Amerikayı keşfetye gerek yok. Muhalefet eğer siyaset yapacaksa 70 lik ihtiyar delikanlının o günkü şartlarda yaptığı siyasete bakıp kendilerini  geliştirmeleri gerekir. Tayip ekseninde yapılan siyasetin bu ülkeye bir şey kazandırmadığını 12 yıllık siyasi tecrübelerinden çıkarmaları gerektiği inancındayım.

Fikret Bayrak

 
Toplam blog
: 39
: 366
Kayıt tarihi
: 27.11.14
 
 

1966 yılında Giresunda doğdu, Bulancak Ticaret Meslek lisesinde okudu ve Anadolu Universitesi İşlem..