İnovasyon

İnovasyon, son yıllarda ismini sıklıkla duyduğumuz popüler hale gelmiş yaratıcılıkla ilgili bir kavram. Öyle ki günümüzde firma isimlerinin içinde, İngilizce “innovation” sözcüğünün “inno” veya “innova” şeklindeki parçalarını kullanır hale geldi. İnovasyon Latince'de "yeni ve değişik bir şey yapmak" anlamına gelen kelimeden türemiş. Türkçemizde buna karşılık olarak “yenilik” ve “yenileşim” sözcükleri kullanılıyor. İnovasyon denilince, bilim ve teknolojiyi kullanırken, çıktıların ekonomi ve topluma yönelik fayda yaratması özellikle vurgulanıyor. Yani yapılan inovasyon para kazandıracak bir fayda ortaya koymalı. 

İnovasyon süreci yaşayan bir döngü. Bir inovasyonun sonuçları, inovasyonu yapanlar veya o inovasyonun çıktısının kullanıcıları tarafından farklı şekillere dönüştürülerek, bu döngü sürekli hale geliyor. Gerçekleşmiş icatlar ve bunlar için alınmış patentler inovasyon için önemli ve büyük ipuçları içeriyor. Bu açıdan bakıldığında, girişimcilerin kendi alanlarındaki patentleri izlemeleri ve incelemeleri büyük yarar sağlıyor. Bir örnek verecek olursak, dikiş makinesini 1846 yılında Elias Howe adında Boston'lu bir mucit icat etmiş ve patentini almış. Ancak, Howe’un icadını Isaac Singer inovasyona dönüştürmüş ve dünyanın her tarafında dikiş makinesi denince akla gelen marka ve isim olmayı başarmış. Dikiş makineleri zaman zarfında çeşitli inovasyonlarla evrim geçirmiş, elle çevirme yerine pedalla çevirme sistemi, düz dikiş yerine zigzag dikiş yapabilme gibi özellikleri kazanmış. İnsanlar günlük hayatlarında çoğu kez farkında bile olmadan yenilikçi faaliyetler gerçekleştiriyor. Fakat inovasyonu verimli bir süreç olarak yönetebilmek için, kişi veya firma olarak mevcut durumda yapabilecekleri belirlememiz, kapasitemizi kavramamız ve sürekli olarak geliştirmeye çalışmamız gerekiyor. 

Günümüz dünyasındaki teknolojik gelişimler inanılmaz bir hızda gerçekleşiyor ve bunun sonucunda ürünlerin yaşam süreleri giderek kısalıyor. Deniliyor ki on yıl sonra kullanacağımız ürünlerin yüzde sekseni henüz geliştirilmedi, üretilmedi. Mevcut veya taklit teknolojileri kullanarak rekabet edebilmek mümkün olmuyor. Bu nedenle dünyada rekabet edebilmek için inovasyon yapabiliyor olmak ve bunu bir işletme kültürü haline getirebilmek önem taşıyor. En güzel inovasyonlardan birisi Amerikan süpermarketlerinin raflarını, depolarını inceleyen Toyata'nın aynı sistemi otomotiv sektörüne adapte etmesidir. Macar bir mühendis çoraplarına yapışan dikenli otlardan esinlenerek bugünkü cırt bantları geliştirmiştir. 

Otomotiv sektöründeki elektrostatik boyalar kalıcı makyaja esin kaynağı olmuştur. Sanırım çalı süpürgesinin yerini alan gırgır halen herkesin evinde vardır. Bugünlerde bankacılık sektöründe de temassız kartlarla, cep bankacılığıyla, internet şubelerindeki değişik inovasyonlarla hizmet yelpazeleri genişletiliyor. Görüldüğü gibi her işletme mal da üretse hizmet de üretse, artan rekabetle mücadele edebilmek ve gelecekte de varlığını sürdürebilmek için yenilikçi çözümler ve ürünler üretmek zorunda. İnovasyon yolculuğunda herkese ve her işletmeye başarılar.