Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ocak '21

 
Kategori
Dünya
 

İNSAN DEDİĞİN NEDİR Kİ?

Sıradan insanın kendi hakkında hemen her düşüncesinin aslında ona dayatılan yaşam şeklinden başka bir şey olmadığı, insanlar haricinde hiçbir türün sırf farklı diye farklı yaşamak zorunda olmadığı bir dünya düzeninde ağaçların sırf farklı diye kendilerini diğerlerinden üstün olduğunu düşünmeleri ve onlara düşmanlık yapmaları gerekmez, aynı şekilde farklı türler de gerektiğinde farklı ülkenin kedileri köpekleri de birbirlerinin köpeklerini, atlarını, kedilerinin kendilerinden üstün ya da aşağıda olduğunu düşünmez.

Bu evcil türler arasındaki ayırım mevzu çiçekler, ağaçlar, böcekler ve yırtıcı hayvanlar söz konusu olduğunda bu durum üzerine düşünmeye bile değmeyen bir denge veya gerçek doğa dengesini öngörürken sıradan insan, kendi öz bilinciyle kendi kendine nasıl bir gelecek kurgular, nasıl bir hayatta yaşama arzusu ile yanıp tutuşur da aslında bunlardan hangilerini kendi gerçek ihtiyaçları için ve kendi beyniyle ve gerçekten düşünerek yapar.  Bu soru veya soruların cevabı koskocaman bir hiçtir.

Yapay ideolojilerden yapay düşünce şekillerinden, yapay sınıflandırmalardan nasibini fazlaca alan insan hakkında yaptıkları şeyler konusunda her aldıkları karar ile ilgili olarak suçlanması da insanı fazlaca ciddiye almak tabiri caizse insanı insan yerine koymak,  kendi hür kararlarını alabilen ve kendi arzuları doğrultusunda özgür bireyler olarak değerlendirmek demek olur ki bu da insana mevcut durumda fazla değer yüklemek demek olur.

Günümüz koşulları tıpkı diğer adımlar gibi bir önceki adımların devamı niteliğinde doğudan batıya, batıdan doğuya, kuzeyden güneye, güneyden kuzeye, köyden şehre, şehirden tekrar kırsala doğru sürekli itilen, kendisine kendi iradesi doğrultusunda dayatılan rolleri oynayan, eğitim öğretim konusunda anne babası son derece eğitimli, toplumda örnek gösterilecek kişiler olsa dahi eğitim için dayatılan eğitim programları, eğitim programlarının verdiği belgelerle tıpkı periyodik cetvelde insanın yer alması zorunluymuş gibi bir lisanslama yapılması bir şekilde düzenin gereği gibi görünse de sistemde seçimden, seçimlere yaşam şekillerine, evliliklere hatta dinler ve dinlerin insanların birbirlerini ötekileştirmesi ve hatta ötekileştirmekle kalmayıp diri diri yakmasına varıncaya kadar her konuda baskı altında tutması, birkaç kişinin seçtiği sözde demokrasilerle toplumlarda katillerle masumları birbirine eşitleyen kötülerle iyileri birbirine denk hatta sürekli olarak kötü ve organize olanın zayıf ve de savunmasızın üzerinde tahakküm kurduğu, binlerce kilometre öteden gelip sırf modern silahlara sahipler diye dünyaya demokrasi, kültür, eğitim, sağlık, adalet ve daha nice kurallar dayatanların zayıfların her şeyini almaları dünya düzeninin özüyken sıradan insan da bunun bir aracı hatta silahşoru iken kim kimden hangi derece güçlüdür, ya da bu durumda gerçek suçlu soruları günlük hayatın keşmekeşi ve akışı içinde yok olurken kendinin farkında olmayan insan aslında modern dünyada nedir?

Seçme seçilme kriterlerinden dayatılan hayata hemen her konudaki yapaylık biz insanların tepesinde bir balyoz gibi hata yapanın tepesine inip, toprağa karıştırmak için hazırda beklerken insan 21. yüzyılda gerçekte nedir? Bakın dikkatlice bakın demokrasilere bakın, bizde de benzer modeller zaman zaman deneniyor, gerçekte tüm dünyada seçtiğini zanneden kişiler başkalarının seçimlerini ve tercihlerini oyluyorlar. Medeni dünyada seçimlere katılım oranları %40-50 civarındayken, koskoca Amerika’nın başında Trump gibi biri oturabiliyor ya da orada da başkanlık babadan oğula geçebilirken dünya aslında yönetilmesi gerektiği gibi yönetiliyor ve en az yüzde elli oranında bir grup ya halinden memnun ya da umudunu kaybetmiş bir şekilde seçme hakkını bile kullanmıyor. Belki de kim bilir, seçtiğinde de ülke olarak, kendisinden zayıfları sömürmeye evet demiş, savaşlara onay vermiş olma sorumluğuna da girmiş olmak istemiyor

(İnsan günümüzde ormandaki bir yırtıcı kadar kendi öz iradesi ile hareket eden bir canlı kadar öz bilince sahip değildir. Kadın cinayetleri söz konusu olunca merak edip modern dünyaya, bizim dışımızdaki coğrafyaya bakmak istedim. Amerika'da malum elektrik kesintileri en büyük problem ve sosyal patlama nedenleri olarak görülür ve zaman zaman elektrik kesintileri esnasında yaşanan kaosta tecavüze uğrayan kadınlar, hırsızlıklar, cinayetler haberlere zaman zaman konu olur. Genellikle bizler okur geçeriz. (Okuma alışkanlığı olanlar için) Öte yandan bu yazıyı yazarken gördüm ki tüm batıda sistematik olarak cinayetler tabi bunda kadın cinayetleri de önemli bir yer tutuyor, azalmak bir yana sürekli olarak artmakta, bu artışta biz birçok konuda dünyada sıralamaya girdiğimiz gibi bu konuda da sıralamaya girmek için son sürat ilerlemekteyiz. Ne de olsa günümüz dünyası aslında bir rekabet dünyası. Dereceye girmek şart. Asıl problem dünyada kadınlar nüfus olarak ciddi bir oranda az. Sonra ne olacak?)

 

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..